Erbaş, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın milletimizin yanında büyük bir mücadele verdiğini belirterek, "Özellikle Başkanlığımızın talimatıyla hocalarımızın camilerden okuduğu salalar, ezanlar, milletimizin direniş ruhunu daha da şahlandırmıştır. Camiler 15 Temmuz ihanetine karşı önemli siperlerden biri olmuştur. Zira inancını ve mukaddesatını her şeyin üstünde bilen asil milletimiz, vatanına, medeniyetine, hürriyetine kastedenlere karşı her zaman büyük bir azim ve kararlılıkla mücadele etmiştir" dedi. Erbaş'ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
Dini kullananlar tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin etkileri ve zararları ne oldu?
İslam'ın, medeniyetimizin, kültür ve geleneğimizin temiz kavramları kirletilmeye çalışılmıştır. Nitekim İslâm kültür ve medeniyetine ait saygın kavramları, toplum üzerindeki etkisinden faydalanmak amacıyla istismar eden FETÖ, 'imam, hocaefendi, cemaat, hizmet, himmet' gibi her biri ayrı değere sahip olan birçok kavramı kendine mâl ederek zedelemiştir. Örgüt hiyerarşisinde ve faaliyetlerinde sıkça kullanılan bu kavramlar, zamanla anlam kaymasına uğratılmış, aslında İslâm geleneğine ait oldukları halde muhtevaları değiştirilerek örgüte ait manalarla kullanılmaları sağlanmıştır. Bu durum, söz konusu kavramların hem toplumda itibar kaybına uğramasına hem de güven bunalımı sonucu kullanılmaz hale gelmesine sebep olmuştur. Söz konusu kavramlara karşı toplumda farklı algılar ve tepkiler gündeme gelmiştir. İslam'ın Allah, Kur'an, Peygamber gibi temel konularında batınî yorumlar, din ve dindarlık adına tedirgin yaklaşımlara, ciddi bir zihinsel karmaşaya, hatta sapmaya sebep olmuştur. Aynı şekilde, İslam'ı referans aldığını iddia eden, fakat İslam'ın rahmet, merhamet, adalet, hak ve hukuk gibi asli değerleri ile bağdaşmayan icraatlar sergileyen, insan onurunu ayaklar altına alan, terör faaliyetleri gerçekleştiren, terör faaliyetlerini de sözüm ona dini referans aldığını iddia ederek yapan FETÖ gibi yapılar dinimize, inanç tasavvuruna, Müslüman kimliğine ciddi şekilde zarar vermiştir.. Müslüman imajını lekelemiştir. Samimi niyetle, sahih bilgiyle ve doğru yöntemle gayret eden kişi ve kurumlara karşı da endişeli bir bakışa ve mesafeli bir yaklaşıma sebebiyet vermiş, bizzat İslam'ın insanlığa umut, huzur, güven vadeden ilkelerinin tartışmaya açılmasına neden olmuştur. Esasında son asır boyunca İslam dünyasında din ve dini değerler istismar edilerek fitne ve tefrika çıkartılmak istendiğini, ümmet coğrafyasında bazen şekilci, slogancı yaklaşımlarla, bazen de İslam'ın kavramlarının içini boşaltan anlayışlarla istismarcı kişi ve grupların varlığını biliyoruz. 15 Temmuz sürecinde, söz konusu fitne, ihanet ve terör yuvalarının gizli ve derin bir yapılanma ile ülkemiz ve milletimiz aleyhine de hain planlar ve çalışmalar yaptığını gördük. Ancak FETÖ'nün kirli yüzü kısa sürede deşifre edildikten sonra milletimiz gerçeğin farkına varmıştır. Şu anda dünyada FETÖ'nün sirayet ettiği Müslüman toplumlar da büyük oranda bu örgütün dinimizi istismar eden hain bir yapı olduğunu anlamıştır.
Diyanet'in FETÖ ve benzeri örgütlere karşı verdiği kritik mücadeleyi açıklar mısınız?
FETÖ ihaneti ortaya çıkar çıkmaz, Din İşleri Yüksek Kurulumuz, iyi bir araştırma ve çalışma ile "Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" diye bir rapor yayınladı. Aynı şekilde DEAŞ konusunda da bir rapor yayınladı. Bu eserlerde, dinimizin nasıl istismar edildiği, din istismarının hangi şekillerde ortaya çıktığı, hangi dini değerlerin nasıl bağlamından kopartılarak manipüle edildiği örneklerle anlatıldı. Din istismarına karşı nasıl hareket etmemiz gerektiği izah edildi. Ardından Başkanlık olarak benzer eserler yayınladık. Kitapçıklar bastık. FETÖ, DEAŞ ve din istismarını tüm yönleriyle, örneklerle, herkesin anlayabileceği şekilde ortaya koyan eserlerimizi milyonlarca bastık ve milletimize dağıttık. Başkanlığımızdan özel heyetlerle ülkemizde il il, ilçe ilçe dolaşarak konferanslar, seminerler, medya araçları ile programlar, bilgilendirme çalışmaları yaptık. Okullarda, üniversitelerde, polis akademilerinde, emniyet ve TSK mensuplarına yönelik bilgilendirmeler yaptık. Basılı, görsel, süreli yayınlarımızda din istismarına karşı pek çok yayın gerçekleştirdik. Söz konusu çalışmalarımızı pek çok dile çevirerek dünyadaki Müslümanlarla ve dünya kamuoyuyla paylaştık. Başkanlık olarak insanlarımızın iyi niyet ve temiz duygularını istismar eden, onların üzerinden güç devşirerek planladıkları bazı kötü emellerine ulaşabilmek için dini söylemlerle ayetleri, sünneti nebeviyi, İslami hükümlerini kullanarak gerçek yüzlerini perdeleyenler konusunda halkımızı bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye devam ediyoruz.
15 Temmuz darbe girişiminde, Diyanet'in tarihi rolünden bahseder misiniz?
15 Temmuz hain darbe girişimine karşı da Diyanet
İşleri Başkanlığımız milletimizin yanında büyük bir
mücadele vermiştir. Özellikle Başkanlığımızın talimatıyla
hocalarımızın camilerden okuduğu selalar, ezanlar, milletimizin
direniş ruhunu daha da şahlandırmıştır. Camiler 15 Temmuz
ihanetine karşı önemli siperlerden biri olmuştur. Zira inancını ve
mukaddesatını her şeyin üstünde bilen asil milletimiz, vatanına,
medeniyetine, hürriyetine kastedenlere karşı her zaman büyük bir
azim ve kararlılıkla mücadele etmiştir. 15 Temmuz'da da okunan selalar,
meydanlarda hocalarımızın konuşmaları, yapılan dualar, darbe
kalkışması ve ihanete karşı bir bilinç ve güçlü bir motivasyon oluşturmuş,
milletimizin direncini güçlendirmiştir. Bunu yaparken de mensuplarımızdan
bazıları şehit olmuş, bazıları gazi olmuştur. O gece sela
okuduğu için darbecilerin saldırısına dahi uğrayabilmişlerdir.