Cumhurbaşkanı Erdoğan dün İstanbul Maslak'ta Milli Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri 8'inci Dönem Müşterek Komuta Kurmay Eğitimi 4'üncü Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 10'uncu Dönem Karargâh Subaylığı Eğitimi Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
FETÖ'cü alçakların 15 Temmuz'da ordumuzdan gasp ettikleri silahları milletimize yöneltmesinin ardından tüm askeri eğitim ve öğretim kurumlarımızı tek çatı altında topladık. Bu ortak bünyede hem dünyadaki örneklerine hem günümüz ihtiyaçlarına uygun, maziden atiye uzanan birikimi yansıtan ve aynı zamanda modern bir eğitim öğretim sistemi oluşturduk. Önce vesayetçilerin, ardından FETÖ'cülerin adeta kapalı devre bir sistem haline dönüştürdükleri TSK personel temin, eğitim, görev ve terfi mekanizmalarını milletimizin tüm evlatlarının erişimine açtık. Böylece TSK gerçek anlamda milletin ordusu haline gelmiştir.
Türkiye teröre karşı vermiş olduğu mücadelede hakkı teslim edilmesi gereken bir ülkedir. Ve biz bu terörle mücadelemizi inşallah sıfırı tüketene kadar yürüteceğiz. Geniş bir alanda yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları dahi ihtiyacımız olan dönüşümün tam manasıyla hayata geçirilebilmesine yetmemiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli Savunma Üniversitesi özel defterini imzaladı. Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu da hazır bulundu.
NATO'DA SEÇKİN KONUMDAYIZ
Türkiye en eski ve en önemli üyeleri arasında bulunduğu teşkilata verdiği katkılarla, daima NATO içinde seçkin bir konumda yer almıştır. Ancak bir süredir NATO bünyesinde müttefiklik ilişkisi içinde bulunduğumuz ülkelerin Türkiye'nin terörle mücadele ve sınırlarını koruma hassasiyetlerine yeteri kadar destek vermedikleri açıktır. Daha 6-7 yıl önce PKK, YPG ve FETÖ gibi terör örgütleri sınırlarımıza dayandığında NATO üyesi sözde müttefiklerimizin nasıl bize sırtlarını döndüklerini unutmadık. Hamdolsun kendi güvenliğimizi sağlayacak güce, imkâna, kabiliyete sahip olduğumuz için bu eksikliği çok önemsemedik.
Yunanistan kullanılarak yürütülen, dikkatimizi dağıtma gayretlerinin farkındayız. Ege'deki haklarımızdan en küçük bir taviz vermeden uluslararası anlaşmaların bize verdiği imkânları sonuna kadar kullanarak Batı'daki kara, deniz ve hava sınırlarımızı koruyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Aramızdaki ihtilafların diyalog ve müzakere yoluyla çözmeye çalışmak yerine birilerinin eteğinin altına saklanarak kabadayılığa yeltenen Yunanistan yönetimine, hem bölgemizde yaşanan gelişmelerden hem de bir asır önce hadiselerden ibret almasını tavsiye ediyoruz.