İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, salgın sürecinde İstanbul'da yürütülen çalışmalar, maske zorunluluğunun kaldırılması ve gelinen son duruma ilişkin soruları yanıtladı. Kovid-19 salgınında sağlık sistemi, sağlık insan gücü ve devlet yapısı olarak Türkiye'nin dünyaya örnek bir mücadele ortaya koyduğunu dile getiren Memişoğlu, sadece sağlık çalışanlarının değil bütün toplumun uyumuyla bu sürecin başarılı geçtiğini ifade etti.
İstanbul'da, Türkiye'de olduğu gibi dört büyük pik yaşandığını ancak nisan başından itibaren sayıların azaldığını söyleyen Memişoğlu, "Özellikle son 1 ayda çok az miktarda pozitif vaka görmekteyiz. Hastanelerimizde de yoğun bakımlarımızda da ölüm oranlarımızda da şu andaki sayılarımız salgının en düşük olduğu sayılar." diye konuştu.
Kemal Memişoğlu, 11 Mart 2020'de ilk vaka çıktığında hastalığın seyri ve tedavisi konusunda dünyada bir kargaşa yaşandığını, İstanbul'da ise bir koordinasyon merkezinde, salgın sürecini altyapıya olan güvenlerinin de etkisiyle rahatlıkla yönettiklerini belirtti.
Bazen zorluk ve sıkıntılar hissettiklerini ancak hiçbir zaman "Bu salgın sistemimizi yıkacak" diye düşünmediklerini dile getiren Memişoğlu, öz güvenlerinin sebebinin 20 yıllık bir çaba olduğunu ifade etti.
Memişoğlu, salgında kentte yürüttükleri çalışmalar, tamamlanan 6 hastane, 3 ayda hizmete sunulan acil durum hastaneleri ve aşı uygulamalarına ilişkin de bilgi verdi.
Kovid-19 vaka sayısının yeniden 1000'in üzerine çıkma ihtimalini değerlendiren Memişoğlu, şöyle konuştu:
"Dünyanın 100 yılda yaşadığı en büyük salgın. Bu salgında çok yüksek sayılara ulaştığımız, insanların gerçekten yoğun bakıma ihtiyacı olduğu ve yoğun bakımlarımızın, hekimlerimizin, sağlık çalışanlarımızın onlara hizmet verdiğini düşündüğünüz zaman, Türkiye her türlü salgını, her türlü hastalığı yönetebilecek bir sağlık gücüne, altyapısına sahip. Onun için insanlarımızın tedirgin olmalarını istemiyoruz. 'Başka bir salgın mı gelir, başka bir hastalık mı olur?' Türkiye ve sağlıkçılar olarak bunların hepsini yönetebiliriz ama bizim sağlıkçılar olarak en büyük hedefimiz insanların hastalanmaması. Hastalanmaması için insanların kendilerine, bedenine iyi bakmasını bekliyoruz. Korkuyla değil tedbirle her türlü salgını, hastalığı yönetebiliriz. Yeter ki Kovid'de olduğu gibi insanlarımız uyum göstersinler ve bedenlerine baksınlar. Çünkü biz sağlık altyapısı olarak, sağlık insan gücü olarak çok şanslı bir ülkeyiz."
"KİMSE TEDİRGİN OLMASIN, KORKMASIN AMA TEDBİRİNİ ALSIN"
Memişoğlu, kentte vakaların azalması üzerine Kovid-19 servisleri ve yoğun bakımları kapatılan hastaneler olup olmadığına ilişkin, salgında vaka sayıları arttıkça hangi hastanelerin ve kliniklerin ne zaman, hangi sayılarla devreye alınacağı ve Kovid'e tahsis edileceği ya da sayılar azaldıkça hangi hastanelerin ve yoğun bakımların bu hastalık haricinde diğer sağlık hizmetlerine sunulacağının planlanarak sürecin yönetildiğini anlattı.
Memişoğlu, şöyle devam etti:
"Sayıların bu kadar azaldığı aşamada da sayılarımızı Kovid salgınında minimize edilen şekilde planlamış durumdayız. Örneğin acil durum hastaneleri için söylüyorum, yoğun bakımın çok az bir bölümünü Kovid salgınıyla alakalı ayırmış ama diğerlerini normal işlevini yapacak şekle dönüştürmüş durumdayız. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi artık normal fonksiyonuna dönmüş durumda ama çok az miktarda yani -1682 yataklı bir hastane düşünün- çok çok azını şu anda Kovid'e tahsis etmiş durumdayız. Bunu artık diğer salgın hastalıklar veya damar hastalıkları gibi yönetmek durumundayız. Son pikte de böyle yönettik. Artık insanoğlu şunu bilmeli ki şu anda diğer hastalıklar nasılsa Kovid'i de aynı şekilde yönetiyoruz. Salgın, bu şekilde devam ederse normal hastalık gibi yöneteceğimiz bir süreç. Kimse tedirgin olmasın, korkmasın ama tedbirini alsın."
ACİL DURUM HASTANELERİ, KOVİD DIŞINDA BİRÇOK HASTALIĞA YÖNELİK HİZMETE BAŞLADI
Salgında hizmete alınan acil durum hastanelerine değinen Memişoğlu, bu hastanelerde daha çok yatarak tedavi ve ameliyathane hizmeti vermeye başladıklarını söyledi. Memişoğlu, şunları ifade etti:
"Aynı zamanda inme merkezlerini, enfeksiyon hastalıkları bölümünü, ameliyathanelerini, genel cerrahi birimlerini ve acillerini kullanmaya başladık. Bunlar, şu anda yoğun bakım ağırlıklı hastaneler. Kanser veya palyatif tedavi olmuş hastalara hizmet vermeye başladılar. Diğer hastanelerimizde özellikle yatması gereken, uzun süre tedavi edilecek hastaları da buraya yönlendiriyoruz. Şu anda dört şehir hastanemiz var; Göztepe, Okmeydanı, Kartal ve Başakşehir Çam Sakura hastaneleri. Bu hastanelerimizde bir üst konsept olarak insanlarımıza ücretsiz sağlık hizmeti sunulmaya devam ediliyor."
"EYLÜL-EKİM AYLARINDA GRİP VAKALARININ ARTACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ"
İki senedir özellikle grip gibi hastalıkların çok az görüldüğüne dikkati çeken Memişoğlu, bunun maskenin sağladığı bir avantaj olduğunu söyledi.
Memişoğlu, "Özellikle eylül-ekim aylarında griple ilgili bir artışın olacağını öngörüyoruz. Çünkü epeydir influenza virüsü Kovid'in arkasında kalmıştı. Bunda da hassas olmalarını, özellikle okul başlangıcında, sonbaharın ilk döneminde insanların biraz daha maske konusunda veya kendilerini grip hissettikleri anda izole etmelerini, maske kullanmalarını, çocukları eğer gripse, burun akıntısı varsa onları evde tutmalarını önereceğiz." diye konuştu.
"İNŞALLAH TÜRKİYE'YE GELMEDEN BU HASTALIKLA İLGİLİ SORUN ÇÖZÜLMÜŞ OLUR"
İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Memişoğlu, maymun çiçeği hastalığı konusunda da değerlendirmede bulundu. Hastalığın Türkiye'de görülmediğini dile getiren Memişoğlu, maymun çiçeği temas yoluyla bulaştığı için Kovid gibi bir salgına dönüşeceğinin bilim insanlarınca tahmin edilmediğini belirtti. Memişoğlu, "İnşallah Türkiye'ye gelmeden bu hastalıkla ilgili sorun çözülmüş olur." dedi.
Memişoğlu, maymun çiçeğiyle ilgili kentte bildirilmemiş vaka olabileceği endişelerine yönelik, "İstanbul'u biz dünyanın merkezi kabul ediyoruz. Burası esasında hem kuzeyin hem güneyin hem doğunun hem batının birleşim yeri. İstanbul esasında çok büyük bir marka değeri bizim için. Dünyayla entegre bir şehir ama şu anda İstanbul'da herhangi bir vakamız yok. Ben hastalıktan insanların tedbirle de korunacağına inanıyorum ama tedbir olmasa da başımıza gelse de sağlık sistemimizin de insan gücümüzle her türlü hastalığı yönetecek kabiliyet ve altyapıda olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARININ BEKLENTİSİNİ ÇOK YAKINDA BAKANLIK ÇÖZECEK"
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sosyal medyada yer alan "devlet hastanelerindeki bazı doktorların çalışmadığı, iş bıraktıkları ve randevusu olan hastaların gittiklerinde hekimleri bulamadıkları" iddialarına ilişkin de şunları kaydetti:
"Kovid savaşından çıkan sağlık ordusunun karşısına, biraz ötelenmiş, iki senedir bekletilmiş bir sağlık talebi çıktı. Bu tabii yönetim anlamında da hizmet anlamında da bir vakadır. Bunu düzeltmek için elimizden geleni yapıyoruz. Özellikle kamu, sağlık hizmetinde çok büyük bir yük taşıdı. Özellikle acil servisler, poliklinik veya muayene hizmetlerini kamu tarafı daha çok -İstanbul için söylüyorum- yönetmeye çalışıyor. Böyle olunca da orada hekimin veya sağlık çalışanının beklentisi oldu. Bu beklentiyi Bakanlığımız çok yakında çözecek. Sayın Cumhurbaşkanı'mız zaten bu konularda -özellikle şiddet konusundaki mevzuat zaten çıkmış durumda- diğer hususlarda da maddi anlamda çalışma ortamında düzeltme olacağını ifade ettiler. Çok yakında bunun olacağını düşünüyorum ama özel sektör veya üniversite sektörü özellikle sağlık turizmiyle ve onun talebi ve maddi getirisiyle şu anda daha büyük bir avantaj sağlamış durumda. Kamu sağlık hizmetlerinde inşallah bu tesis edilecek diye bekliyoruz."
Memişoğlu, vatandaşların bazı branşlardan randevu almakta zorlanmalarına ilişkin, "Bazı branşlarda hekim sayımız kamuda azalmış durumda. Her branşta değil ama bazı branşlarda, özellikle az hekimin olduğu, talebin fazla olduğu, hematoloji, plastik cerrahi, cildiye gibi branşlarda bazen sıkıntılar yaşıyoruz. Bunlarla ilgili Bakanlık bir planlama yapıyor." dedi.