İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya şüpheli Samir Nasri Salem Handal, tutuklu bulunduğu Ankara Sincan Cezaevinden görüntülü olarak bağlandı. Şüphelinin avukatı Mahmut Barlas ile eşi Mirna Hamdai'nin de katıldığı duruşmada İngilizce bilen bir tercüman da bulunduruldu. Davaya ilişkin mahkemeye gelen evraklar okundu. Mahkeme başkanı, Türkiye'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında şüphelinin iadesi halinde alternatif ceza türü ve miktarına dair Haiti'den yeni bilgi ve güvence istenildiğini, ancak bu konuda henüz mahkemeye bir cevap gelmediğini bildirdi.
SAVUNMA YAPTI
Duruşmada savunma yapan şüpheli Samir Nasri Salem Handal ise suçlamayı kabul etmedi. Handal, "Mart 2021'de Doktor Salman adlı kişi bana, Haiti'de iş yapmak istediğini söyledi ve doktorluk lisansını gösterdi. Bu lisans üzerine hastaneyi doktora kiraya verdim. 14 Kasım 2021'de Miami'den Türkiye'ye seyahat ediyordum, Filistin'e geçiyordum. Interpol yetkilisi beni tutukladı. Haiti polis tutanağında, doktora başkanı öldürmesini söylediğim yazıyordu" dedi.
BAŞKANLA PROBLEMİM YOKTU
Haiti Cumhurbaşkanı ile hiçbir zaman problemi olmadığını savunan Handal, "Haiti'deki doktorun kendisine ulaşıldı. Avukatı eşliğinde hakime, beni tanımadığını söylemiş. Hiçbir zaman hiçbir toplantıya veya buluşmaya katılmadım. Interpol de polis raporunun yanlış olduğunu ortaya çıkardı ve Interpol aranma kararımı kaldırdı. Interpol aranmama istinaden tutuklanmıştım ama neden hâlâ tutuklu olduğumu anlamıyorum. Suikastle alakalı bilgileri sosyal medyadan duydum, tıpkı diğer herkesin duyduğu gibi. Benim bu olayla hiçbir ilgim ve alakam yoktur" diye konuştu.
Handal'ın avukatı da şüpheli hakkındaki kırmızı bültenin kalktığını ifade ederek, tahliye kararı verilmesini istedi.
TAHLİYE EDİLMEDİ
Mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü aracılığıyla Haiti adli makamlarından istenen yanıtın beklenilmesine karar verdi.
Davanın esasına ilişkin mütalaasını hazırlaması için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar veren heyet, isnat edilen eylemlerin niteliği ve kırmızı bülten ile aranırken yakalanması dikkate alınarak şüphelinin tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
HAİTİ'DEKİ CEZASI ÖMÜR BOYU KÜREK
Mahkeme heyeti, önceki celselerde şüphelinin Haiti'ye iade edilmesi halinde verilebilecek cezasının ne olduğunu Haiti adli makamlarına sormuştu. Haiti adli makamlarından alınan yanıta göre, şüpheliye isnat edilen suçların Haiti'deki karşılığının ömür boyu kürek cezası olduğu ifade edilmişti. İstanbul mahkemesi de kürek cezasına alternatif bir ceza olup olmadığını sormuş, buna göre iade edilebileceğini bildirmişti.
Öte yandan şüphelinin avukatı, müvekkili hakkındaki kırmızı bülten kararının kaldırılması için Interpol'e başvurmuştu. Interpol, 8 Nisan'da üye ülkelerin şüpheli hakkındaki verilere erişiminin bir sonraki incelemeye kadar kaldırılmasına karar vermişti.
EŞİ KONUŞTU
Duruşma çıkışı basın mensuplarına konuşan şüphelinin eşi Hamdai, eşinin Filistinli olduğu için suçlandığını ve Filistinlilerin dünya çapında terörist gibi gösterilmeye çalışıldığını öne sürdü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan talepnamede, Ürdün nüfusuna kayıtlı şüpheli Samir Nasri Salem Handal'ın, maktul Jovenel Moise suikastine ilişkin "suç örgütü mensubu olmak, cinayet, cinayete teşebbüs ve soygun" suçlarından kırmızı bültenle uluslararası seviyede arandığı belirtiliyor.
Şüphelinin Türkiye'ye 15 Kasım 2021'de havayoluyla giriş yaptığı ve adli makamlar tarafından yakalandığı, aynı gün Haiti'ye iade edilmesi amacıyla geçici olarak tutuklandığı kaydediliyor.
SUİKASTÇILARIN ÇOĞU YAKALANDI
Talepnamede, soruşturma kapsamında iade evraklarının Adalet Bakanlığı'na gönderildiği, evraklara göre şüphelinin 6-7 Temmuz 2021 gecesi Haiti Cumhurbaşkanı Jovenel Moise'nin özel mülkiyetine giren silahlı kişilerin Cumhurbaşkanını öldürüp eşini yaraladıkları anlatılıyor. Evden değerli eşyaları ve önemli evrakları alan suikastçilerin çoğu yakalandığı, şüpheli Handal'ın da olaya karışanlar arasında olduğu ifade ediliyor.
Savcılığın talepnamesinde, Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu'nun "rızaya dayalı iade usulü" uygulanarak, şüpheli tarafından bahse konu usul kabul edildiği takdirde, bu kanun ve Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası antlaşma hükümlerine göre iade talebinin kabul edilebilir olduğu belirtiliyor.
Şüphelinin rızaya dayalı iade usulünü kabul etmemesi halinde, mahkeme tarafından iade yargılamasının tutuklu olarak yapılması ve antlaşma hükümlerine göre iade edilebilirliğine karar verilmesi talep ediliyor.