Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinin 1000. günü dolayısıyla düzenlenen programa telefon bağlantısıyla katıldı. Diyarbakır'daki yüreği yanık anaların her birine şahsı, eşi Emine Erdoğan ve millet adına teşekkür eden Erdoğan, "Evlatlarını veya yakınlarını terör örgütünden kurtaran anneleri tebrik ediyorum. Halen bu mücadeleyi yürüten annelerimizin de bir an önce evlatlarına veya yakınlarına kavuşmalarını diliyorum." dedi. Diyarbakır'daki annelerin, terör örgütü ve onun güdümündeki partiye Diyarbakır'dan çok önemli bir mesaj verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
'BUNDAN TAM 1000 GÜN ÖNCE...'
"Bu ülkenin cesur ve dirayetli anneleri olarak onlara boyun eğmeyeceğinizi gösterdiniz. Evlatlarınıza veya yakınlarınıza kavuşmak için verdiğiniz eşsiz mücadeleyi en başından beri takdirle takip ediyoruz. Mücadelenizin her aşamasında İçişleri Bakanımızla ve diğer arkadaşlarımızla birlikte yanınızda yer aldık. Bundan tam 1000 gün önce Hatice Akar kardeşimizle başlayan mücadeleniz, eşine ender rastlanır bir evlat sevgisi, merhamet, azim destanı olarak şimdiden tarihe altın harflerle yazıldı. Terör örgütü artık meydanın boş olmadığını bildiği için evlatlarımıza kolayca kanca atamıyor. Örgütün güdümündeki parti de bu alçak plana pervasızca aracılık yapamıyor.
Şahsım, ülkem ve milletim adına sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Sizler, anne yüreğinden daha güçlü bir organizasyon, daha güçlü bir silah olmadığını ispatladınız. Bütün dünya, teröristlerin yanında yer alsa da annelerin kalplerindeki sevgi ve gözlerindeki kararlılıkla karşılarına çıkması, o hainlerin tüm dengelerini bozmaya yetti. Kandırılarak dağlara götürülüp, istismara maruz bırakılan ve ölüme sürüklenen her bir evladımızın sızısını yüreğimizde hissediyoruz."
"KİRLİ DÜZENİ KÖKÜNDEN YIKIYORUZ"
Diyarbakır'da ve diğer şehirlerde annelerin verdiği mücadeleyi, sınır ötesindeki harekatlarla tamamladıklarını belirten Erdoğan, örgüte katılımın neredeyse sıfır düzeyine inmesinde güvenlik güçleri ve askerlerin operasyonları kadar annelerin mücadelesinin de etkili olduğunu vurguladı.
Artık çocukları kandıramayan, mevcut elemanlarını saflarında tutamayan terör örgütünün faaliyet sahalarını birer birer kapattıklarını kaydeden Erdoğan, "Kendi evlatlarına yurt içinde ve yurt dışında her türlü eğitim ve hayat imkanını sağlayanların sizin evlatlarınızın kanı üzerinden kurdukları kirli düzeni kökünden yıkıyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye sınırlarımız boyunca adım adım kurmakta olduğumuz 30 kilometre derinliğindeki güvenlik koridorunu inşallah en kısa sürede tamamlayacağız. Böylece çocuklarımızı kandırıp dağa götüren mekanizmayı tamamen ortadan kaldırmış olacağız. Bu ülkenin siz Diyarbakır annelerine çok büyük şükran borcu vardır. Bu milletin siz Diyarbakır annelerinin mücadelesinden alacağı çok ders vardır. İnşallah bu tablo nesiller boyunca kulaktan kulağa aktarılarak geleceğimizi aydınlatan bir ışığa dönüşecektir. Bir kez daha her birinize teşekkürlerimi sunuyor, Rabb'imden bir an önce evlatlarınıza ve yakınlarınıza kavuşmanızı diliyorum. İstanbul'dan sizlere selam, sevgi ve saygılar sunuyorum."
Telefon bağlantısını yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Erdoğan'ın konuşmasının ardından "Sayın Cumhurbaşkanım Allah razı olsun. Bütün annelerin hürmetleri, saygıları var. Siz sahip oldukça onların cesaretleri artıyor, gücü artıyor efendim. Buradan Diyarbakır'dan selamlarımızı iletiyoruz." dedi.
EVLAT NÖBETİ 22 AĞUSTOS 2019'DA BAŞLAMIŞTI
Diyarbakır'da, oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden anne Hacire Akar, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlattı. Akar, oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı kararlı mücadele sayesinde 24 Ağustos 2019'da evladına kavuştu. Akar'ın kararlı eylemi ve yaktığı meşale, Türkiye'de birçok aileye cesaret ve umut oldu. Bu cesur duruşu gören aileler, 3 Eylül 2019'da HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti başlattı.
Evlatlarını terörün batağından kurtarmak isteyen ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen diğer ailelerin de katılımıyla sayı her geçen gün artarak 301'e ulaştı. İlk günden itibaren evlatlarına kavuşmak için sürdürdükleri kararlı duruşlarıyla HDP il binası önünden ayrılmayan anne ve babalar, yazın sıcağında, kışın soğuğunda eylemlerine ara vermeden devam etti. Aileler, nöbet yerlerini boş bırakmamak için aileleriyle dönüşümlü eylemi sürdürdü. Aileler, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını döneminde de gerekli tedbirleri alıp eylemlerinden vazgeçmedi. Geride kalan yaklaşık 3 yılda annelerinin kucağındaki çocuklar, ağabeyleri ve ablaları için yeni yaşlarına eylem çadırında girdi.
KARARLI DURUŞ 35 EVLADI AİLESİNE KAVUŞTURDU
Eylemle 35 aile, terörün pençesinden kurtardıkları evlatlarına kavuşmanın sevincini yaşadı. Anne ve babalarının "geri dön" çağrısına kayıtsız kalmayıp örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan çocukları gören diğer aileler, eylemlerinde daha kararlı hale geldi. Annelerin kararlı duruşu, HDP'ye kepenk kapattırdı. Ailelerin haykırışlarını duymak istemeyen HDP'liler, çareyi bir süre kepenklerini kapatmakta buldu. Ailelerin kararlı duruşundan sonra HDP, il binasında yaptığı faaliyetlerini ilçe binalarına taşıdı. İddialara göre, bu süreçte terör örgütü PKK yandaşları, ailelere tehditlerde bulundu, onları yıldırmaya çalıştı. Teslim olan gençler, ifadelerinde yaşadıkları her şeyin zorla yaptırıldığını öne sürdü.
Ailelerin duruşu, Türkiye'ye ile sınırlı kalmadı. Almanya'ya kadar ulaştı. Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı. Maide T, daha sonra eylemini Başbakanlık binası önünde sürdürdü. Ailelerin gür sesi, İzmir, Van, Hakkari, Şırnak ve Muş'ta karşılık bularak buralarda eylem başlatıldı. Bu haykırışlara Sivil Toplum Kuruluşları, dernekler ve insanlar duyarsız kalmayarak ailelere destek ziyaretlerinde bulundu. Destek ziyaretleri, bunlarla sınırlı kalmadı. Yerli ve yabancı diplomat ve bürokratlardan sanatçı, spor camiasına kadar buldu.
Türkiye'de ve Diyarbakır'da temaslarda bulunan Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky 7 Kasım 2019'da, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström 3 Ekim 2019'da, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott ve Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya'nın da yer aldığı 9 ülkenin büyükelçisinin bulunduğu heyet 8 Aralık 2019'da ziyaret etti. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan gelen gurbetçiler de annelerle görüştü.
"HER KATILAN YENİ BİR AİLE, KANDİLE YENİ BİR BOMBA DEMEKTİR"
Evlat nöbetinde kararlılık gösteren Ayşegül Biçer, evladı Mustafa Biçer'in terör örgütü PKK'dan kaçmasıyla zafere ulaştı. Anne Biçer, "Kararlı duruşumla öncelikle büyük bir zafere ulaştım. Ciğerparem evladımı kurtardım. Çünkü doğru adreste oturdum ve evladımı kaybettiğim yerde aradım. Sesimi basın mensupları sayesinde evladıma ulaştırdım. Allah, basın mensuplarından da razı olsun. Evet, Ayşegül Biçer kazandı. Ama bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti'nin zaferidir. Cumhurbaşkanımızın, İçişleri Bakanı'mızın, kolluk kuvvetlerimizin mücadelesiyle bu zafere ulaştım. 1000 gündür bu aileler orada oturuyor, büyük zaferlere ulaşıyor. Her katılan yeni bir aile, kandile yeni bir bomba demektir. Her koparılan bir çocuk, PKK'da büyük bir çöküş demektir. Anneler işte bunu yapıyor. Allah'ın izniyle anneler, bu kararlı duruşuyla PKK'yı tarihin en karanlık sayfalarına bir daha açılmamak üzere kapatacaktır. 40 yıldır bu mücadele ile en büyük darbeyi "Diyarbakır Anneleri" terör örgütü PKK'ya vurmuştur" dedi.
"ÇOCUĞUMU ONLARDAN SÖKE SÖKE ALIP TÜRK ASKERİ YAPACAĞIM DEMİŞTİM"
9 ay önce evladına kavuştuğunu anımsatan anne Biçer, "6 ay askerde, 3 ayını benimle geçirdi. Teskeresini alıp evine geri döndü. Elhamdülillah, çok şükür, ilk günden beri dediğim gibi, çocuğumu onlardan söke söke alıp Türk askeri yapacağım demiştim. Hayalimi gerçekleştirdim. Evet, sırada bir hayalim daha var. Çocuğumu evlendirip torun, torba sahibi olmak. Allah'ın izniyle buna da inanıyorum ve yapacağım" diye konuştu.
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden gelip evlat nöbetine devam eden anne Necibe Çiftçi, oğlu Rojhat Çiftçi'nin 5 yıl önce terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını ve büyük oğlu 4 çocuk babası Sami Çiftçi'nin de örgüte destek vermediği gerekçesiyle kaçırılarak şehit edildiğini söyledi. Anne Çiftçi, "Bugün, bizim 1000 günümüzdür. 1000 gün, 1000 gün üstünde geçse de biz evlatlarımızı onlardan almadan buradan gitmeyeceğiz. Diyarbakır anne ve babaları HDP ve PKK'nın belini kıracak" şeklinde konuştu.
"9 AY KARNIMIZDA TAŞIDIĞIMIZ ÇOCUKLARIMIZI İSTİYORUZ"
Evladı Mehmet Tokay için eylemine kararlı bir şekilde devam eden anne Sadiye Tokay, "Ben, 2014'te de HDP-PKK'ya karşı başkaldırdım. Dağkapı Meydanı'nda eylem yaptım. Biz, eylemimizde kararlıyız. 1000 gün geride kaldı. 100 bin günde geride kalsa biz onların kapısından kalkmayacağız. 9 ay karnımızda taşıdığımız çocuklarımızı istiyoruz. Onları burayı terk etse de biz onların peşindeyiz. HDP'nin peşini bırakmayacağız. Doğru adrese gelmişiz. PKK dağdan gelip çocuklarımızı götürmedi. HDP aracılığıyla bizim çocuklarımızı onlara parayla sattı. Onlar suçlu olduğu için kapılarını kapattı. Suçlu insanlar kaçıyor" ifadelerinde bulundu.
"BİZ, PKK VE HDP'NİN İÇ YÜZÜNÜ BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERDİK"
PKK tarafından zorla dağa kaçırılan Yusuf Begdaş'ın babası Celil Begdaş, "Değil 1000 gün, 10 bin senede geçse biz bu HDP'nin kapısından kalkmayacağız. Biz, PKK ve HDP'nin iç yüzünü bütün dünyaya gösterdik. Bunlar bütün ailelerin evini yıktı. Burası meclis kapısı, arkası Kandil kapısı" dedi.
Oğlu Özkan için evlat nöbetinde olan baba Süleyman Aydın ise, 1000 gündür halkın çocuklarını çalan partinin önünde olduklarını söyledi. Oğlunun daha 15 yaşında olduğunu belirten Aydın, "15 yaşındaki oğlum, 7 yıldır ölmüş mü, kalmış mı bilmiyorum. Oğlum, HDP tarafından kandırılmıştır. Ben, oğlumu HDP'den almadan asla buradan kalkmayacağım. 1000 yılda geçse evladımı almadan kalkmayacağım. 301 aile anne baba olarak bütün terör ve terör yandaşlarına bedeliz" şeklinde konuştu.
Öte yandan, evlat nöbetinde olan polis ve asker ailelerinin evlatları, 13 Şubat 2021'de terör örgütü PKK tarafından Gara'da katledilen 13 şehit vatandaş arasındaydı.