Tarihçi-Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, A Haber ekranlarında Sabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok'un sunumu ile yayınlanan Sebep-Sonuç isimli programa konuk oldu. Altınok'un sorularını yanıtlayan Ortaylı, sığınmacı tartışmasına yönelik düşüncelerini de paylaştı. Ortaylı, tarihsel süreçlere de atıfta bulunduğu sığınmacı sorununa ilişkin, 'Hepsini atalım' tezinin temelinin sakat olduğunu belirtti, "Senin atalım dediğin adamın içinde Uygur var, Türkmen var, Kırgız var, Afgan var, Afgan dediğin de hepsi öyle peştun değil, Türkmen olanlar var, İran'dan, Suriye'den, Irak'tan kaçan Türkmen var. Sen bütün zerzevatı atalım diyorsun. 'Hepsini atalım' bu iş öyle olmaz. Bilgi toplayacaksın." ifadelerini kullandı.
İlber Ortaylı'dan muhalefete mesaj! 'Sığınmacıları atalım diyorlar neyi atıyorsun?' | Video
ORTAYLI: BÜYÜK FELAKETLER VE SAVAŞLARDAN SONRA TUHAF BİR DEFANS MEKANİZMASI İLE DOĞUMLAR ARTAR
Ortaylı, sığınmacılar ile ilgili süreci tarihsel boyutu ile değerlendirdi. Türkiye'de 1970'lere oranla doğum oranlarının düştüğünü söyledi. Ortaylı, modern toplumlarda doğum oranlarının düşmesinin zaten kaçınılmaz olduğuna da dikkat çekti. Ortaylı, "1970'lerde Türkiye'nin nüfus doğum oranı binde 25'lerdeydi, bugün binde 18'lere düştü. Doğu vilayetlerinde biraz fazladır. Ama hiç ona da kimse güvenip de bunlar siyaset yapıyor demesin. Azalacak çünkü, böyle gitmez. Modern toplumlarda bağımlılık yaşı yüksektir. Eğitim ister, para ister vs... Buralarda doğum düşer. Ama Suriye'de falan böyle değildir. Aynı kalıbı burada da devam ettiriyor. Büyük felaketlerde, sıkıntılarda insanlar tuhaf bir defans mekanizmasına geçerek doğuruyorlar. Harpten sonra çok doğum oldu." dedi.
"BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR BU SURİYE İKLİMİNDE..."
İkinci Dünya Savaşı sonrası da benzer bir doğum artışı olduğunu söyleyen Ortaylı, burjuva olarak adlandırılan toplumun başka zaman yapmayacağı çılgınlıkları yaptığını vurgulayarak, "Pilotun biri ile kadının biri aşık oluyor, yaşıyor, doğuruyor. Sonra pilot gidiyor, bu adam delinin biri, uçuyor, geri gelir mi falan düşünmüyor. Veyahut oradan oraya elinde tahta bavulla göçen insan çocuk doğuruyor, 'devam etmeliyiz' diyor. Böyle bir şeyler olabilir bu Suriye ikliminde." ifadelerini kullandı.
"ABDULHAMİD'İN İSTİHBARATI ARAP İZZET PAŞA SEFİRLER İÇİN DOSYA TUTAR, HEPSİNİ BİLİRDİ"
Suriye ve benzeri modern toplum yapısından uzak ülkelerde doğum oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Ortaylı, bütün rakamları gözden geçirmenin ve kayıt altına almanın elzem olduğunu bildirdi. Ortaylı, kendi kuşaklarından ve genç nesillerden bu alanda donanımı çok yüksek isimler olduğunu hatırlatarak, rakamları ezbere bilecek bu isimlerin istihdamının önemine vurgu yaptı.
Ortaylı, "Türk ya da gayrimüslim cemaatlerin, Lozan toplumlarının nasıl hayat yaşadığı, ne olduğu, nüfus hareketlerinin ne olduğunu belirli memurların ezbere biliyor olması gerekir. Bu çok açık bir şey. Sen bir yere elçi diye gidiyorsun, oradaki devlet yöneticilerinin, oradaki büyükelçilerin ne mal olduğunu, nasıl hayatları olduğunu bilirsin. Yani Abdulhamid'in istihbaratı Arap İzzetpaşa bütün sefirlerin ne olduğunu dosya tutar bilirdi. Adamın görevi buydu." dedi.
"BU ÇOK ÖNEMLİ BİR PROBLEM"
Ortaylı, İran'ın rakamları tutma geleneğinin olduğunu, Yunanistan'ın bu konuda zayıf olduğunu da söyledi. Ortaylı, "Nüfus kontrolü üzerinde bilgi yoktur. Bunlar çok entresan. İran'da vardır mesela, İran Devleti bunu çok daha rahatça yapabiliyor. Yunanistan'da mesela bakmadım ama yoktur. Çünkü kafa aynı, ideoloji aynı. Verdiği rakam Türk'e Müslüman diyor. Türk'e Müslüman dersen mesela, Müslüman olmayan Türk'te var. Bunları birbirine çorba ediyorsun. Kendin de üstelik milliyetçilik yapıyorsun. Bari önündeki insanların nüfusunu bil, kaç olduğunu bil. Bu çok önemli bir problem." dedi.
"NEREYE ATIYORSUN, NASIL ATACAKSIN? BU TEZ SAKATTIR"
"Şurası çok açıktır. Başımızda bir mülteci sorunu var." diyen Ortaylı, 'Hemen hepsini atalım' şeklindeki yaklaşımın ise temelinden sakat olduğunu ifade etti.
Ortaylı, sığınmacı tartışmaları üzerinden düşüncelerini şu şekilde aktardı:
Bunları atalım, nereye atıyorsun? Nasıl atacaksın? 'Hepsini atalım' diyor, tezinde bir sakatlık var. Atalım dediğin sokaktaki adam. 'Hepsini atalım kardeş' diyor hanımefendi. Senin atalım dediğin adamın içinde Uygur var, Türkmen var, Kırgız var, Afgan var, Afgan dediğin de hepsi öyle peştun değil, Türkmen olanlar var, İran'dan, Suriye'den, Irak'tan kaçan Türkmen var. 'Sen bütün zerzevatı atalım' diyorsun. 'Hepsi zerzevatçı dükkanından çıktı' diyor. Bugünün zerzevatçı dükkanını göz önüne alırsan, arada sadece yeşillik değil arada peynir de var, zeytin de var. Hepsini atalım, öyle olmaz. Bilgi toplayacaksın.
"BU GİBİ ŞIMARIKLIKLARA VE BİLMEDEN KONUŞMALARA ŞİDDETLE KARŞIYIM"
"Türkiye'nin mülteciye ihtiyacı var" diyen Ortaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaşlanıyoruz. Dua etmeliyiz ki bünyemiz bu yaşlılığı kaldırmaya müsait. Bize kan verecek, destek verecek unsurlar var. Nasıl İsrail'i Yahudilik besliyorsa bir yerde, nasıl ABD göç ülkesi vasfını koruyorsa -şüpheli ama- bizi de kültürel azınlıklarımız koruyacak, çok açık. Ve biz bu asrın ortalarına kadar kendi demografimiz itibariyle genç ülke olacağı, sonradan da ihtiyarlaşmayacağız onların sayesinde. Bu önemli. Hele Afganları istemeyiz falan. Kim toplayacak senin meyvelerini, koyunlarına kuzularına danalarına kim bakacak, bir insan bir şeyi bilir de konuşur. Bir köylere gidip bakın, bakalım köylüler sizin gibi mi düşünüyor adamlar hakkında. Bu gibi şımarıklıkların veya bilmeden konuşmalara şiddetle karşıyım. Ve bunlarla politika yapılmaz"