İçişleri Bakanı Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, bakanlıkta aylık basın bilgilendirme toplantısı düzenledi. Çataklı, son aylarda resmi rakamları itibarsızlaştırmaya dönük bir kampanya ile karşı karşıya olduklarını söyleyerek, "Binlerce kişinin çalıştığı, pek çok dijital altyapının, veri kayıt sistemlerinin olduğu kurumların paylaştığı resmi verilerin yerine, hiçbir bilimsel temeli olmayan, tamamen uydurma, hesabı kitabı olmayan, sosyal medyada gelişi güzel telaffuz edilen maksatlı sayılara itibar etmemiz isteniyor. Türkiye'de kaç düzenli göçmen var, kaç ikamet izinli var, veya kaç düzensiz göçmen yakalanmış, sistem bunu otomatik olarak hesaplar ve hatasız şekilde bize gösterir. Kimse kusura bakmasın, elinde böyle bir sistem olmayan birisinin ister parti başkanı olsun, ister milletvekili, ister tıp profesörü olsun, Türkiye'deki göçmen sayısıyla ilgili verdiği bilgi, hayal ürünüdür. Biz idare olarak 'Türkiye'de şu kadar göçmen var' dediğimizde bunları isim isim sayabiliriz" dedi.
'BOT HESAPLARIN YÜZDE 21'İ FETÖ, YÜZDE 12'Sİ PKK YANLISI'
Çataklı, sosyal medyada her gün ırkçı başlıkların öne çıktığına vurgu yaparak, "Bunları özellikle bot hesaplarla gerçekleştiriyorlar. 30-40 tane hesap, bazen tek kişi tarafından yönetiliyor. Bunların hepsini Siber Suçlar Daire Başkanlığımız tespit ediyor. 'Sessiz istila' etiketi altında paylaşım yapan hesapların yüzde 41,54'ünün bilgisayar tarafından yönetilen bot hesaplar olduğunu görüyoruz. Yani neredeyse yarıya yakını bilgisayar tarafından yönetilen hesaplar. Geriye kalan kısmının içinde de hepimiz biliyoruz ki kendi isimleri yerine başka isimler kullanan önemli bir bölüm var. Bot hesapların örgütsel dağılımına baktığımızda da yüzde 31'inin FETÖ yanlısı, yüzde 12'sinin de PKK/KCK yanlısı olduğunu görüyoruz. Bu veriler aslında kimlerin ne yapmak istediğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.
'TOPLAM SIĞINMACI SAYISI 4 MİLYON 82 BİN 693'
Çataklı, Türkiye'de şu an toplam 5 milyon 500 bin 690 yabancı bulunduğunu, bunların tamamının sığınmacı olmadığını söyledi. Çataklı, "Bu sayının içinde Suriye iç savaşı sebebiyle ülkemize sığınmış 3 milyon 762 bin 686 geçici koruma altında Suriyeli bulunmaktadır. Ve geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 2017 yılından bu yana artmamaktadır. Bu sayının 122 bini 2 yıldır pasif kayıttır; yani Türkiye'de bulunduklarına ilişkin hiçbir işaret yoktur. Bu sebeple 2 yıl önce pasife alınmıştır, yani askıdadır. 2017 yılından bu yana Türkiye'de geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı hemen hemen aynıdır. Uluslararası koruma kapsamında işlemleri yürümekte olan yabancıları topladığımızda toplam 4 milyon 82 bin 693 eder ve toplam sığınmacı sayısına ulaşırız" dedi.
'DÜZENLİ GÖÇMENLERİ DE GÖÇ DALGASIYLA GELMİŞ GİBİ KATIYORLAR'
Çataklı, 1 milyon 417 bin 997 kişinin ülkede ikamet eden düzenli göçmenler olduğunu kaydederek, şöyle dedi:
"Zaten asıl manipülasyonun biri de bu ikamet izinliler üzerinden dönmektedir. 1,4 milyon insanı da sanki ülkemize sığınmacı olarak gelmiş Suriye ve Afgan uyruklular olarak göstermeye çalışıyorlar. Oysa bu sayı, ülkemizde resmi ikamet izinli olarak bulunan bütün yabancıları kapsamaktadır. Bu sayının içinde Türkiye'de çalışan bir Alman vatandaş da var, emekliliklerinde Ege ve Akdeniz'e yerleşmiş İngilizler de var, konsolosluk çalışanları var, öğrenciler var, mesela polislik eğitimi için gelmiş başka ülke polisleri var. Uzun yıllardır bu ülkede ticaret yapanlar var, yatırım sahipleri olan var. Bunların 129 bin 142 kişisi öğrenci, 94 bin 560 kişisi de aile izniyle kalanlardır. Toplam 192 ülkeden, ikamet izniyle kalan insan var. Mesela 79 bin Rus, 19 bin Çinli, 16 bin İngiliz, 14 bin Alman, 12 bin Amerikalı, liste böyle uzayıp gidiyor; toplam 192 ülkeden ikamet izniyle ülkemizde bulunan insan var. Oysa bu işin manipülasyonunu yapanlar 1,4 milyon düzenli göçmeni de katıyorlar, sanki onlar da bu göç dalgasıyla gelmiş gibi; sonra bunun üzerine de hayali yuvarlamalar yapıyorlar, 'şu kadar da kaçak vardır şu kadar da Afgan vardır' diye."
'BİRİLERİ TÜRKİYE'NİN TURİZMİNİ HEDEF ALMAKTADIR'
Çataklı, Orta Doğu'dan sadece göçmen değil turistin de geldiğini vurgulayarak şöyle dedi:
"Geçen yıl turizm amaçlı ülkemize Orta Doğu ve Kuzey Afrika'dan gelen turist sayısı 4 milyon 512 bin 295 kişiydi. Örnek vermek gerekirse Birleşik Arap Emirlikleri'nden 52 bin 594, Bahreyn'den 62 bin 726, İran'dan 1 milyon 153 bin 98, Katar'dan 84 bin 98, Kuveyt'ten 246 bin 242, Suudi Arabistan'dan 10 bin 53 ve Ürdün'den 326 bin 611 kişi turizm amaçlı ülkemizi ziyaret etmiştir. Dolayısıyla, sokakta gördüğümüz her esmer tenli insanı kaçak göçmen nitelemek, bunun üzerinden algı oluşturmak, paniğe sebep olmak doğru değildir. Birileri Türkiye'nin turizmini hedef almaktadır. Özellikle İslam coğrafyasından gelen turistler hedef alınmakta, hepsi düzensiz göçmenmiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bunun ülke ekonomimiz için nasıl sonuçlar doğurabileceğini herkesin iyi hesap etmesi gerekir."
'SINIRDA 8 MİLYON GÖÇMEN STABİL'
Çataklı, Türkiye'nin bir göç politikası olduğunu, bu nedenle İdlib, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgelerinde toplam 6 milyon, sınırın İran tarafında da 2 milyon olmak üzere toplam 8 milyon göçmenin stabil halde tutulduğunu kaydetti. Çataklı, "Hayatında sınır görmemiş insanların televizyon stüdyolarından 'sınırlarımız kevgire döndü' şeklinde bir klişe dile getirmesi kabul edilebilir değildir. Bu hem sınır güvenliğinden sorumlu ordumuza hem de arka bölgede destek veren jandarmamıza, polisimize açık bir hakarettir. Türkiye şu anda sınır güvenliğine en ciddi yatırımı yapan ülkelerden biridir. Türkiye'nin şu anda iki komşusunda devlet otoritesi yok. İran'da da uzun yıllardır ambargoya maruz kalmanın verdiği birtakım sorunlar var. Dünyanın en istikrarsız bölgesiyle doğrudan sınır komşusu olmanın getirdiği dezavantajlar, elbette ki var" dedi.
'1 MİLYON GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞ İÇİN SON AŞAMAYA GELİNDİ'
Çataklı, 2016 yılından beri 1 milyon 208 bin 992 kaçak göçmeni içeride yakaladıklarını anımsatarak şöyle dedi:
"Türkiye'nin bir göç politikası vardır ki, 497 bin 926 Suriyelinin güvenliği sağlanan bölgelere gönüllü geri dönüşü sağlanmıştır. Gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri politikamızın eksenini oluşturmaktadır. Uzun süredir çalışmaları devam eden, 1 milyon Suriyelinin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak olan çalışmalar son aşamaya gelmiştir. Biz düzenli olarak araştırmalar yaptırıyoruz. Halen geçici koruma altındaki Suriyelilerin yüzde 70'ten fazlası geri dönmeyi istemektedir. Türkiye'nin bir göç politikası vardır ki, bu çerçevede 2015 yılında 1740 olan geri gönderme merkezi kapasitesi mayıs sonu itibarıyla 20 bine ulaşmaktadır. Ve son 5 yıl içerisinde 323 bin 859 düzensiz göçmenin sınır dışı edilmesi sağlanmıştır. 2016 yılından bu yana, 1 milyon 463 bin 272 düzensiz göçmen ve sığınmacı ülkemizden ayrılmıştır."
'İŞGAL İFADESİNİ KINIYORUM'
Çataklı, şu ana kadar yaklaşık 20 bin Suriyelinin, asayiş sebebiyle ülkeden çıkışının sağlandığını söyledi. Çataklı, "Göçmenlerle ilgili 'işgal' ifadelerinin kullanıldığına şahit oluyoruz. Toplumu bu şekilde tahrik etmeye çalışan bir anlayış var. Bu ülkenin işgal edildiğini söylemek, bu devlete ve bu aziz millete açık bir hakarettir. Ayrıca göçün gerçeklerinden de uzak bir yaklaşımdır. Bu söylemi kınadığımı, her şeyden önce bu ülkenin bir evladı olarak asla kabul etmediğimi söylemek isterim. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti Devletini, kurumlarını, devlet nizamını ve kanunlarını yok sayamaz, aciz gösteremez; hiç kimse de sesli veya sessiz, bu ülkenin bir çakıl taşını dahi işgal edemez" diye konuştu.
'2023 SEÇİMLERİ HEDEF ALINMAKTADIR'
Çataklı, provokasyonlarla 2023 seçimlerinin, Türkiye'nin büyümeye endeksli ekonomisinin, turizminin, Suriye'de oluşturulan güvenli bölgenin hedef alındığını söyleyerek şöyle konuştu:
"Lütfen sosyal medyadaki laf cambazlıklarına, kaynağı belirsiz videolara itibar etmeyiniz. Her yabancıyı göçmen, her göçmeni düşman gösteren, göçe nefretle bakan, bunu da vatanseverlik kisvesine bürüyen anlayışlara itibar etmeyiniz. Türkiye'nin turizmini, ticaretini, uluslararası ilişkilerini, Orta Doğu'daki ilişkilerini, itibarını bozmak vatanseverlik değildir. Sınır güvenliğinden sosyal uyuma kadar göçün her noktasında aktif çalışıyoruz. Göçmen sayısının azaltılması ile ilgili bir politikamız var, buna ait projelerimiz ve tedbirlerimiz var. Öte yandan sosyal hayatta ülkemize katkı sağlayan, çalışan, üreten, vergi veren, hatta iş yeri sahibi olup işçi çalıştıran göçmenler var, bunlardan da ülkemiz adına istifade ediyoruz. Elbette ki vatandaşlarımızın şikayetçi olduğu konuların farkındayız, toplumun nabzını tutuyoruz ve bunları gidermeye çalışıyoruz. İnşallah bu meselenin her noktasını ülkemiz için faydalı bir dengede tutmanın gayreti içindeyiz."
'IRKÇILIK GÖMLEĞİ GİYDİRMEK İSTEYENLERDEN UZAK DURSUNLAR'
Çataklı, vatandaşların devlete güvenmesini isteyerek, "Vatandaşlarımız, bize ırkçılık gömleği giydirmek isteyenler, bizi parayla korkutmak isteyenlerden, bizi Avrupalıların gaddarlığına bürümek isteyenlerden lütfen uzak dursunlar. Aksi halde işin nereye varacağı çok açıktır. Bu provokasyonlara kapılıp mülteci avına çıkmaya kalkanlar, 'Suriyeli' diye Türkleri dövenler, 'mülteci' diye turistlere saldıranlar; bu işin sonunun nereye varabileceğini aklı selim herkes bilir. Yarın birileri kalkıp 'ben Van'da İranlı turist istemiyorum, Edirne'de Bulgar turist istemiyorum, Antalya'da Rus istemiyorum, Ege'de Alman, İngiliz istemiyorum' derse nereye gider bunun sonu? Bu provokasyonu çıkaranların amacının ne olduğunu, bu işin sonucunun nerelere kadar gidebileceğini iyi düşünmek gerekir" dedi.
Çataklı, 2011 yılından bu yana 200 bin 950 Suriyelinin vatandaş yapıldığını söyledi.
'94 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ'
Çataklı, 2022 Nisan ayında PKK terör örgütüne yönelik kırsal alanda 14'ü büyük, 45'i orta çaplı olmak üzere toplam 9 bin 439 kırsal operasyon ve tüm terör örgütlerinin şehirlerde faaliyet yürüten hücre yapılanması ve iş birlikçilerine yönelik bin 324 operasyon yapıldığını söyledi. Çataklı, bu operasyonlarda aralarında Turuncu kategoride aranan Hakkari sözde bölge sorumlusu 'Reber' kod adlı Semih Sayılğan isimli teröristin de bulunduğu toplam 94 teröristin etkisiz hale getirildiğini, etkisiz hale getirilen teröristlerden 63'ünün PKK/KCK, 31'inin DEAŞ terör örgütü mensubu olduğunu kaydetti.