Son dakika haberleri... Adalet Bakanı Bekir Bozdağ A Haber canlı yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, boşanma rakamlarını Türkiye'de artış gösterdiğini söyleyerek, yıllık evlenme oranının 550 binin üzerindeyken boşanmanın ise 180 bin olduğunu söyledi.
Bakan Bozdağ, "Geçmişte bu kadar boşanma yoktu. Bu nedenle nafaka toplumda bir sorun olarak gözükmüyordu, şimdi neredeyse her ailede her komşuda boşanmış aile var. Hükmedilen nafaka ise söz konusu rakamlarda 30 bin. Eşlerin bir kısmı anlaşmalı boşanmış. Anlaşmanın içinde çekişmeli olanlar oluyor, 180 binin içinde bu sayı 55 bin. Bu da büyük bir rakam değil aslında.
Bakanlığımızın şu anda yaptığı faaliyetler kapsamında talebinin yoğunluğunu ölçmemiz lazım bütün bunları geniş bir çerçevede değerlendiriyoruz. Şu anda Bakanlığımız bu sorunu görüyor. Türkiye'nin böyle bir sorunu var ancak önceliklerimiz arasında bu sorun yok. Çözüm için biraz daha zamana ihtiyacımız var" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ A Haber'de açıkladı: Süresiz nafaka uygulaması kaldırılacak mı? | Video
'KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDAKİ YERİ AK PARTİ DÖNEMİNDE ARTTI'
Bakan Bozdağ kısa süreli evliliklerde hükmedilen nafakaya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"1 ay evlilikte ömür boyu nafakayı ben de doğru bulmuyorum. Bunun adil ve hakkaniyetli olması son derece önemli bununla ilgili Bakanlığımızın çalışmaları var. İki tarafın mali durumlarına göre eğer gelirleri yaşam tarzları bakımından evlilikten sonra standart değişmemişse bir nafakaya hükmedilmediğini biliyoruz. AK Parti iktidarında kadınlar da erkekler kadar çalışma hayatında var oluyorlar. Kadınlar kamu ve özel sektörde ciddi şekilde varlar. Bu konu üzerinde elbette haksızlıklar var biz de kabul ediyoruz, 1 ay evliliğe ömür boyu nafakayı benim de gönlüm el vermez. Bu 30 bin kişi içerisinde bir gün evli kalıp da böyle nafaka alan kaç kişidir istatistiğine bakmak lazım. Eskiden boşanmayı ayıp bir şey olarak görürken şimdi normalleşti. Bu da sayıyı arttırdı. İnsanlar nafaka yüzünden değil evdeki saadet, huzur ve ailevi problemler nedeniyle bunu göze alıyor. Ben nafakayı düşünerek çiftlerin hareket ettiklerini düşünmüyorum. Boşanmayı göze aldıktan sonra hukukun tanıdığı haklar olarak görmek lazım nafakayı"
Son dakika: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ A Haber'de | Video
'KADINLARIN MAĞDURİYETİNİ GÖZETMEMEK HAKSIZLIK OLUR'
Tarafların yaşları küçük olması halinde oluşan evliliklerde cinsel istismar suçundan cezaevine girenler hakkında konuşan Bakan Bozdağ, "Türkiye'de çok büyük bir yanlış anlama var. Geçmişte bunu meclise getirdik son anda geri döndü. Kamuoyunda sanki çocukların tecavüzcüleriyle evleneceği gibi bir algı yapıldı. Burada bizim geleneklerimizde böyle bir sorun var mı var hala devam ediyor mu ediyor. Aldığım en son rakamlar 3 bin 500 civarında aile olduğu söyleniyor. Mahkemeler vicdan nedeniyle bu davaları erteliyorlar. Ortada tecavüz yok geleneklere göre evlenme var. Şikayet yok, böyle bir sorun var bu birçok kişiyi ilgilendiriyor. Bir kadın mağdur ediliyor, çocuğu varsa bir daha mağdur ediliyor. Kadının bu noktada bu mağduriyetinin gözetilmemesi haksızlık olur. Ortada bir haksızlık ve mağduriyet var" şeklinde konuştu.
'ERKEN EVLİLİKLERİ ÖNLEMEK İÇİN SÜRESİZ EĞİTİMİ 12 YILA ÇIKARDIK'
Bakan Bozdağ kız çocuklarının kendi ayakları üzerinde durabilmeleri ve erken evliliklerin önüne geçebilmek için kesintisiz eğitimi 12 yıla çıkardıklarını kaydederek, "Türkiye'de evlilik oranları 30'a yaklaştı. Erken evlilikleri önlemek için kesintisiz eğitimi 12 yıla çıkardık, kadın erkek okusun diye. Okul çağında evlenmesinin önüne geçtik. Bu süreçte reşit olacaklar ve kendileri karar verecek. Özellikle kız çocuklarını okutmak için ciddi şeyler yapık. Eğitim ve iş sahibi olsunlar kendi ayakları üzerinde durabilsinler bu bilinçle hareket etsinler ki bu şekilde evlilik kurabilsinler. Evlilik yaşı ciddi oranda yükseldi ancak erken yaşta evlilikler de devam ediyor. Bu konuda en uç örneği veriyorlar ki tepki toplasın. Türkiye 84 milyon bir kötü örnek bütün Türkiye'yi temsil etmez" ifadelerini kullandı.
Sosyal medyayla ilgili soru üzerine Bozdağ, şu anda Türkiye'de sosyal medya savcılığı ve sosyal medya mahkemelerinin olduğunu söyledi.
Görevlerinde bağımsız ve tarafsız olan hakimlerin, kararlarını anayasaya, kanuna, hukuka bağlı vicdani kanaatle verdiğini dile getiren Bozdağ, dosyaya ve delile bakıldığını anlattı.
Bozdağ, "Sosyal medya şöyle yazıyor, falan gazeteci böyle yazıyor, filan yorumcu böyle diyor, eğer hakim ona bakarsa hakim dosyayı unutur. Bu sefer anayasa, hukuk, kanun ve delilden uzaklaşan vicdanla bambaşka bir karar ortaya çıkar. Hakim, 'vicdanım rahat diyorsa', onun vicdanı kanuna, anayasaya, hukuka bağlıysa rahattır. Hiçbir yere bağlı değilse, kamuoyunu tatmin etmeye, medyaya, başka şeylere bağlıysa o zaman o vicdan, rüzgarın önündeki yaprak gibi olur, bir o yana, bir o yana gider." diye konuştu.
Hakimlerin kararlarının gerekçelendirilmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Bozdağ, eksik delille de karar verilememesi gerektiğini bildirdi.
FETÖ İLE MÜCADELE
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından yargıda ihraçların gerçekleştiği hatırlatılarak, genç yaşta hakimlerin ve savcıların görevlendirilmelerine yönelik tartışmalara dikkat çekilmesi üzerine Bozdağ, 25 yaşında göreve başlayanların var olduğunu, bunun da yeni bir durum olmadığını belirtti.
FETÖ'nün işgali nedeniyle yargının ve Türk milletinin büyük bedel ödediğinin altını çizen Bozdağ, şunları söyledi:
"FETÖ'nün yargıdaki işgaline ve nüfuzuna son verdik. Türk yargısı içerisinde tespit ettiklerimizi yargının dışına attık. Bağımsız ve tarafsız hareket edemeyen, vicdanı anayasayla, kanunla, dosyayla, delille bağlı olmayıp da bir terör örgütüyle bağlı olandan adalet beklememiz mümkün değildir. Millete de böylelerinin adalet dağıtmasına izin vermemiz bizim sorumluluğumuzun gereğini yerine getirmemek olur. Adalet terazisinin ayarları doğru olmalıdır. Bozulmasına da devlet izin vermemelidir. Adalet Bakanlığının, hükümetlerin asli görevlerinden biri bu terazinin ayarlarını korumak, bozulmasına ve bozmak isteyenlere asla izin vermemektir. Biz izin vermedik ve onları temizledik. Türkiye'ye çok büyük bir iyiliği yaptık."
"MAYIS AYINDA MECLİS'TE GÖRÜŞÜLECEĞİNİ TAHMİN EDİYORUM"
Hakim ve savcı yardımcılığında 3 yıl sürenin öngörüldüğünü ifade eden Bozdağ, "Mayıs ayında Meclis'te görüşüleceğini tahmin ediyorum. Kanun teklif etme ve yasalaştırma Meclis'imizin yetkisinde. Milletvekillerimiz bu konu üzerinde çalışıyorlar. Biz de onlara lojistik destek veriyoruz. Bu yasalaştığında da 1 Ocak 2023'te yeni sistemi devreye alacağız. Böylelikle daha nitelikli hakim ve savcı yetiştirme sistemini hukukumuza, yargımıza kazandırmış olacağız." şeklinde konuştu.
"FETÖ'den kripto unsurların olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna yönelik Bozdağ, FETÖ'nün binbir kılığa giren bir örgüt olduğunu vurguladı.
Devletin kriminal gözle FETÖ'ye yaklaşımının AK Parti iktidarlarında olduğunu bildiren Bozdağ, 2014'teki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği seçimlerinde yaşananları hatırlattı. Bozdağ, Yargıda Birlik'in adaylarının bu seçimleri kazanmasıyla FETÖ'nün belini kıran adımın atıldığını dile getirdi.
İhraçlarla ilgili kararların hukuk denetimine açıldığını, hukuk içinde bunların yapıldığını ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"Devletin içinde yargı dahil FETÖ'nün kurucu, oyun kurucu veya organize edici bir aktör olma vasfı yok. Şu anda piyasada bilinen birisi yok ancak kıyıda, köşede, kripto, kendini gizlemiş birisi var mıdır? Olabilir. Çünkü bu binbir kılığa giren terör örgütü. Böyle saklanan birileri olabilir. Onlar ne kadar saklanabilir, onu göreceğiz. Şu anda devlette etkin olma hiçbir şekilde böyle bir güçleri, imkanları yok. FETÖ'cü diye kalkıp bir şey yapma şansları yok. Onu fark ettiğimiz an hemen hem savcılar hem idare gereğini yapar. Tespit ettiğimizde hukukumuz çerçevesinde gerek ne ise o gereği yapmada tereddüt edemeyiz, etmeyiz. Devlette görev yapanların, devletine, milletine ve anayasasına sadakat yükümlülüğü vardır. Eğer siz anayasanıza, devletinize, milletinize sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıyorsanız devletin sizinle çalışmama hakkı vardır."
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesine ilişkin 26 sanığın yargılandığı davanın Suudi Arabistan adli makamlarına devrine ilişkin eleştirilere yönelik soru üzerine Bozdağ, siyasi nitelikli eleştirilerden öte hukuka bakılması gerektiğini belirtti.
Bozdağ, Kaşıkçı cinayetinin tasvip edilecek bir şey olmadığını ve bu konuda en etkin, kararlı ve onurlu davranışı koyan tek ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayarak, "2018'den bu yana geçen süre içerisinde yargılamada bir milim ilerleme sağlanamadı. Çünkü 26 sanık var, bu sanıkların yargılanabilmesi için Türk mahkemesinin huzuruna getirilmesi lazım ve bunlar Suudi Arabistan vatandaşı oldukları için bugüne kadar mahkeme huzurunda hazır bulundurulamadılar." diye konuştu.
"DAVANIN SUUDİ ARABİSTAN'A DEVRİ TAMAMEN YASAYA UYGUN"
Bugüne kadar adli yardım taleplerine de cevap verilmediğini aktaran Bozdağ, şöyle devam etti:
"Davanın durdurulması ve yargılamanın Suudi Arabistan'a nakledilmesi tamamen yasaya uygundur. 6706 sayılı yasanın 24'üncü maddesi, '1 yıldan daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda soruşturma ve kovuşturma sırasında eğer şüpheli veya sanığın yabancı devletin vatandaşı olması nedeniyle mahkeme huzurunda bulundurulamıyorsa ya da adli yardım yoluyla savunması alınamıyorsa soruşturmanın veya kovuşturmanın nakline karar verilebilir. Bu kanun burada böyle dururken ve bu kadar açık yazarken, Adalet Bakanı nasıl hayır diyebilir buna?"
Bozdağ, Suudi Arabistan'ın alacağı karara göre Türkiye'deki davanın seyrinin belirleneceğine işaret ederek, "Burada Türkiye'nin yargı yetkisini devretmesi diye bir şey söz konusu değildir. Yargı yetkisi Türk milleti adına Türk yargısına aittir. Bunun devri kesinlikle söz konusu değildir, hiçbir zaman da olamaz ama sanki Türkiye yargı yetkisini devretmiş gibi haksız bir algı oluşturulduğunu buradan ifade etmek isterim. Böyle bir şey söz konusu değil." değerlendirmesini yaptı.
"STOKÇULUKTA CEZALARI ARTIRAN BİR ADIM ATACAĞIZ"
Stokçulukla ilgili yeni çalışma yapılıp yapılmayacağıyla ilgili soru üzerine, konuya ilişkin kanundaki ilgili maddeleri paylaşan Bozdağ, şu bilgileri verdi:
"Şimdi normalde bu cezaların artması lazım. Bizim yeni çalışmamızda bu cezaları artıran bir adım atacağız. Hem yalan yanlış haberlerle piyasada fiyatların artmasına, daha yüksek fiyatla malların ve hizmetlerin satılmasına neden olan kişilerle ilgili hem de bile isteye stokçuluk yapanlarla ilgili cezayı artıracağız. Şu anda tutuklanamıyorlar da. 2 yıldan alttaki suçlarda tutuklama yasağı var, 2 yıl olduğu için böyle bir şey de yok. Onun için hem bunun üst sınırını hem alt sınırını değiştiren bir adım atmayı düşünüyoruz ve bu adımdan sonra da stokçuluk yapanlarla ilgili eğer tespit edilirse adliye olarak da delillendirilirse onlarla ilgili gerekli hukuki süreçler işletilecektir."
Bozdağ, ikinci kez Adalet Bakanı olması dolayısıyla yeni dönemde yapmayı hedeflediği çalışmalara yönelik soru üzerine, bu çerçevede yargıya güven, yargıda memnuniyet endekslerinin Türkiye lehine değiştirilmesi, adaletin vaktinde tecelli etmesi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ve pek çok teröristin Türkiye'ye iadesi gibi konulara öncelik vereceklerini aktardı.
ADLİ VERİ BANKALARI KURULUYOR
Adalet Bakanlığı olarak adli veri bankaları kurmaya karar verdiklerini duyuran Bakan Bozdağ, "Adli veri bankaları kurmaya karar verdik. Şu an işliyor. Burada bir cinsel istismar suçu işlendi basıyorsunuz nerede hangi tarihte, işleyenin eğitim durumu gibi verileri görecekseniz. Verilere baktığınızda o bölgede çoksa eğer önleyici işler kapsamında buna ilişkin çalışmalar yapılacak. Önleyici tedbirleri artırmamız gerekiyor" diye konuştu.