Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii Külliyesi'nde yer alan Milli Saraylar İslam Medeniyetleri Müzesi'nin açılış töreninde konuştu. İşte konuşmanın satırbaşları:
MAZİDEN ATİYE KÖPRÜ KURDUK: Yasakçı ve yok sayıcı zihniyet, kökleri kurutulmuş geçmişle bağları koparılmış bir millet meydana getirmeye çalışıyorlardı. Türkiye'nin üstüne bir kara bulut gibi çöken bu dönemi yırtıp atan milletimiz tarihi, kültürü ve medeniyetiyle buluştukça yeniden güçlenmiştir. Biz milletimizin işte bu özlemlerini hayata geçirmenin gayreti içindeyiz. Bir yanda yaptığımız yatırımlar ve hayata geçirdiğimiz projelerle ülkemizi kalkındırırken diğer yandan da medeniyetimize sahip çıkıyoruz. Geçmişin eksiklerini telafi etmenin ötesinde maziden atiye kurduğumuz köprü ile milletimize yepyeni bir gelecek inşa etmek için gece gündüz çalışıyoruz. Edebiyatından mimarisine, insani, dini ve fikri değerlerinden coğrafi varlıklarına kadar tüm unsurlarıyla bizim olan muhteşem bir medeniyeti yeniden ayağa kaldırıyoruz. İçinde bulunduğumuz Büyük Çamlıca Camii'ni de açılışını yaptığımız İslam Medeniyetleri Müzesi'ni de bu inkişafın sembolleri olarak görüyoruz. Milletimizi dalından kopan bir hazan yaprağı gibi küresel rüzgârların önünde savurmak isteyenlere inşallah meydanı bırakmayacağız.
İSTANBUL BİZİM EN BÜYÜK MÜZEMİZDİR: Türkiye birçok medeniyete beşiklik etmiş, farklı inanç ve kültürleri potasında eritmiş, tarihin akışında başrol oynamış çok özel bir coğrafyadır. Kadim şehirlerimizin her biri birer açık hava müzesidir. Bu coğrafyanın gözbebeği olan İstanbul ise bizim en büyük müzemizdir. Bütün klasik müzeler sadece maziyi muhafaza ederken İstanbul mazi ile bugünün iç içe geçtiği, bir arada hayat sürdüğü bir müze hüviyetindedir. İstanbul'un en taze incisi Büyük Çamlıca Camii'ni de bünyesindeki sanat galerisi, kütüphanesi, konferans salonu, atölyeleri ve müzesi ile coğrafyamızın zenginliğinin nişanesi olarak asırlar boyunca hizmet verecek bir eser olarak medeniyet mirasımıza kazandırdık. İslam Medeniyetleri Müzesi'ndeki eserler bu topraklara yepyeni çehre kazandıran İslam medeniyetinin bin yıllık birikimini temsil ediyor. İslam Medeniyetleri Müzemizin şehrimize, ülkemize ve kültür-sanat dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum. Bu müzenin ziyaretçileri medeniyetleri inşa eden asli gücün ilim ve hikmet olduğunu fark edecekler. Ülkemize hayırlı olsun.
İSLAM MEDENİYETİNİN NADİDE ESERLERİ BU MÜZEDE
BÜYÜK Çamlıca Camii Külliyesi'nde yer alan ve 10 bin metrekare kapalı alanda kurgulanan İslam Medeniyetleri Müzesi, Milli Saraylara bağlı Topkapı Sarayı ve Saray Koleksiyonları Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Türbeler Müzesi ve Vakıflar Müzesi koleksiyonlarından seçilen eserlerle hazırlandı. 7. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İslam sanatının gelişimini yansıtan 800'e yakın eserin sergilendiği müze, Türk Dokuma Sanatı, Hz. Peygamber'e Atfedilen Eserler, İslam Sanatında Mimari ve Dekoratif Öğeler, İlk Mabet Kâbe, Şam Evrakı, Kur'an-ı Kerim ve Mahfazaları, İslam'da Bilim, Berat ve Fermanlar, Hüsn-i Hat, Tılsımlı Gömlekler, Osmanlı'da Giyim, Destimal Geleneği, Sanduka Puşideleri, İslam'da Fetih, Türk Çini Sanatı, İslami Sikkeler olmak üzere 15 tematik bölümden oluşuyor. Ziyaretçiler müzeye geldiklerinde bu bölümlerde, Hazreti Muhammed'in temsili ayak izi, Kâbe kapısı perdesi, padişah kaftanları, Fatih Sultan Mehmed'in çocukluk defteri gibi nadide parçaları da görme imkânı bulacak. İslam Medeniyetleri Müzesi'nde 2 dakika 17 saniyelik "Ab-ı hayat enstalasyonu" da ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor.
GÖLGE DÜŞÜREN ZİHNİYETE İNAT
MEDENİYETİMİZİN izlerini silinmez kılmak gayesiyle ülkemizin dört bir yanında yeni eserler inşa etmeyi sürdüreceğiz. Ülkemize kazandırdığımız eserleri ve hizmetleri eleştirenleri, Mimar Sinan'ın yaptığı minareyi eğri bulan çocukların durumuna benzetiyorum. Halbuki Mimar Sinan'ın eserleri üzerine söz söylemeye cüret edenin önce kendinin bir Sinan seviyesine gelmesi gerekir. Karşı çıkamadıkları eser ve hizmetlerin bile üzerine ama diye başlayan cümlelerle gölge düşürmeyi âdet haline getirenleri kendi müktesebatlarını ortaya koymaya davet ediyorum.
SULTAN KABİRLERİNE KİLİT VURDULAR
HAMDULLAH Suphi Tanrıöver, tek parti hükümetinin maarif vekilliğini yaptığı yıllarda Yugoslavya'nın büyük şairlerinden birini İstanbul'a davet eder. Aynı zamanda ülkesinin elçisi de olan şair davete icabet eder. Şair, Kanuni Sultan Süleyman'ın kabrini ziyaret etmek ister. Bu istek karşısında Hamdullah Suphi'nin rengi değişir, misafirini talebinden vazgeçirmeye çalışır. Sonunda türbelerin kapalı olduğunu söylemek zorunda kalır ve sebebini "Bir müddet mazi ile alakamızı kesmek istedik, onun için türbelerin kapısına kilit vurduk" diye açıklar. Siz tüm dünyanın saygı duyduğu sultanlarınızın kabirlerini nasıl kapatabiliyorsunuz?
GÜRSOY'U ANDI
BAŞKAN Erdoğan konuşmasında cami ve müzenin yapımında önemli katkısı olan merhum işadamı Abdurrahman Gürsoy'u da rahmetle andı.