Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Afrika'dan dönüş yolunda uçakta başta Rusya-Ukrayna krizi olmak üzere gündemdeki konulara dair gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne verdiği önemi, telefonla görüştüğüm Sayın Zelenski'ye de ifade ettim. Minsk anlaşmalarını açıkça ihlal eden hiçbir girişimi kabul etmediğimizin, etmeyeceğimizin de altını çizdim. Krizin daha fazla büyümeden diplomasi ve diyalog yoluyla çözülmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu söyledim. Karadeniz'in güvenlik ve istikrarını tehdit eden mevcut durumu önümüzdeki günlerde NATO müttefiklerimizle de istişare edeceğiz. Temennimiz, Karadeniz'den komşumuz Rusya ve Ukrayna'nın bir an önce müzakere masasına dönmeleridir.
(NATO Zirvesi'ne dair soruya cevaben) Şu anda Rusya ile liderler çerçevesinde henüz ciddi bir görüşme performansı sergileyen çıkmadı. İşte biliyorsunuz Macron Moskova'ya geldi, tablo ortada. Arkasından Scholz geldi, o tablo da ortada. Biden ile ilgili 'görüştü, görüşüyor' vesaire dediler, herhangi bir şey çıkmadı. Olayı devlet veya kurumsal bazda ele alacak olursak, burada da şu anda ortada sadece NATO kalıyor. NATO bu video konferans zirvesiyle beraber artık tavrını belirlemelidir, ne yapacaksa yapmalıdır. Malum, şu ana kadar Ukrayna'ya ciddi manada bir asker gönderme gibi durumla karşı karşıya henüz kalmadık. Herkes sadece laf yapıyor, iş yapan yok. Böyle bir durum söz konusu. Dolayısıyla Rusya artık sınırda ciddi denilebilecek sayıda asker yığınağı yapmış vaziyette. Tabii bu tablo karşısında neticenin ne olabileceğini kestirmek için herhalde kâhin olmaya gerek yok. NATO Liderler Zirvesi'ni çok önemsiyorum. Burada bütün liderlerin ne düşündüklerini göreceğiz. Ondan sonra da biz kendi içimizde arkadaşlarımızla çalışmamızı yapacağız. Biz de tabii söyleyeceğimizi onların da söyleyeceklerine göre belirleyecek, tavrımızı ortaya koyacağız.
UKRAYNA'DAN DA RUSYA'DAN DA VAZGEÇEMEYİZ
('Yaşananlar Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna ile ikili ilişkilerini nasıl etkiler? Arabuluculuk yapılabilir mi? ' sorularına cevaben) Kesinlikle bir hesap işi. Çünkü önüne gelen garip garip şeyler söylüyor. Bakıyorsun, kimisi doğalgazın bedelini çok ciddi rakamlara çıkarıyor, kimisi doğalgaz vanalarını kapatmaktan bahsediyor. Biz burada devlet yönetiyoruz, hassasiyetimizi korumamız gerekiyor. Bu hassasiyet içerisinde de çok dikkatli adımlar atmamız gerekiyor. İstişarelerden sonra ne gibi adımları atmamız gerekirse onu yaparız. Zamanlamaya dikkat ederek adımlarımızı atacağız. Temenni ederim ki inşallah hayırlı neticeler alırız. İkisinden de vazgeçmemiz mümkün değil. Rusya ile gerek siyasi gerek askeri gerek ekonomik ilişkilerimiz var. Ukrayna ile de aynı şekilde siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerimiz var. 'Ukrayna'dan vazgeç' deseniz vazgeçemeyiz, çünkü ülkemizin buradaki çıkarları çok ileri derecede. 'Rusya'dan vazgeç' deseniz ondan da vazgeçemeyiz, çünkü onunla da şu anda gerçekten ileri derecede birlikteliklerimiz var. Bizim derdimiz öyle bir adım atalım ki hiçbirinden vazgeçmeden bu işi inşallah çözelim.
TÜRK CUMHURİYETLERİNİN KASTEDİLDİĞİNİ DÜŞÜNMEK İSTEMİYORUZ
(Putin "Ülkelere Sovyetler'den ayrılma hakkını vermek, temeline döşenen bir mayındı" sözleriyle bölgedeki Türk devletlerini hedef gösteriyor mu? sorusuna cevaben) SSCB dağıldığında diğer cumhuriyetler gibi onlar da bağımsızlıklarını ilan ettiler. Buradan 15 bağımsız devlet doğdu. Bu da tarihi bir gerçek ve hukuken de teyit edilmiş bir durum. Rusya keza bir Sovyet Cumhuriyeti olarak değil, Rusya Federasyonu olarak yoluna devam etti. Dolayısıyla, burada Türk Cumhuriyetlerinin veya diğer ülkelerin kastedildiğini düşünmek istemiyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı, işbirliği ve dayanışmayı artırmayı hedefliyor. Bu hiçbir ülkeye veya teşkilata karşı bir çaba değil. Bunu Sayın Putin de biliyor. Kırım'daki tavrımız ne olduysa, buralarda da tavrımız aynı.
ALMANYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ FARKLI BİR SÜRECE GİRECEK
ALMANYA Cumhurbaşkanı Steinmeier'le 3 yıl aradan sonra ilk kez Senegal'de yüz yüze görüşme fırsatı bulduk. Savunma sanayiinden ekonomiye kadar birçok konuyu ele aldık. Mülteciler meselesini görüşme fırsatımız oldu. Rusya-Ukrayna konusu gündemimize geldi. Bundan sonraki süreçte de daha sık bir araya gelme konusunda birbirimize bir sözümüz oldu. İnşallah Almanya-Türkiye ilişkilerinde çok daha farklı bir sürecin içerisine gireriz. Steinmeier, İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog'un Türkiye'yi ziyaret edecek olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Bunun isabetli bir adım olduğunu ifade etti. Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretimizin Körfez'e yeni bir heyecan getirebileceğini konuştuk.
ERMENİSTAN OLUMLU ADIMLARI SÜRDÜRÜRSE KAPIMIZ HER ZAMAN AÇIK
Ermenistan'ın bizimle normalleşme yönünde sergilediği iradeden memnunuz. Bu süreci yürütmek için karşılıklı olarak Özel Temsilciler atadık ve 14 Ocak'ta Moskova'da ilk görüşmeyi yaptılar. 24 Şubat'ta da bu defa Viyana'da bir araya gelecekler. Ermenistan eğer şu anda Özel Temsilcilerle başlayan süreci devam ettirmekte kararlı olursa bizim için kapıların kapalı kalması diye bir şey söz konusu olmaz. Bu süreçleri, Azerbaycan ile yakın eşgüdüm içinde yürütmeye devam edeceğiz.
'2023 SEÇİMİ CUMHUR İTTİFAKI İÇİN ÇOK DAHA GÜÇLÜ NETİCELENECEK'
(Ekrem İmamoğlu'nun, sözde Ermeni soykırımı yasasının mimarlarından Cem Özdemir'le görüşmesine Devlet Bahçeli'nin verdiği tepkiye ilişkin soruya) Cumhur İttifakı'nın güçlü bir ortağı olan Devlet Bey'in bu tavrı sebebiyle Allah kendilerinden razı olsun derim. 2023, Cumhur İttifakı için çok daha güçlü neticelenecektir.
ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA 'S-400' CEVABI:
KİM ÜLKEMİZE FÜZEYLE SALDIRIRSA S-400 ONA KARŞI KULLANILACAK
(Kemal Kılıçdaroğlu'nun "S-400'lerin niye alındığını bilmiyorum, kime karşı kullanacağımız da açıklanmadı" sözlerine ilişkin) Belirsizlik ve tehditlerin hiç azalmadığı bir ihtiyaç kapsamında tedarik edilen S-400'ler hakkında polemik yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz. Savunma ve güvenlik konusu günlük siyasetin dışında tutulması gereken, 84 milyonun tamamını yani ülkemizin bekasını ilgilendiren bir konudur. Rusya-Ukrayna krizi bu silahların gerekliliğini yeniden ortaya koyuyor. "S-400 neden alınmış!" O kadar açıklandı; sebepleriyle, sonuçlarıyla, süreciyle kamuoyu bilgilendirildi. Buna rağmen, böyle ifadeler kullanmak, bölgemizde olup bitenlerden, dünyadan bihaber olmanın bir sonucu. Yaşadığımız coğrafya itibarıyla sistem ihtiyaçları bir zorunluluk, tercih değil. Tedarik sürecinde sadece satın alma değil yatırım, teknoloji transferi, ortak geliştirme üzerinde duruldu. Müstakil olarak yalnızca Türk personel tarafından kullanılacak. 'Nerede kullanılacak?' sorusunun cevabı gayet net; kim füzeyle ülkemize saldırırsa orda kullanılacak. Bir de 'S-400'ler hangarda bekliyor' deniyor. S-400'ler nerede beklemesi gerekiyorsa orda bekliyor. Tabii gizli konular bunlar. Ülkemizin bekasını ilgilendiren hususlarda herkesi tarafsız olmaya ve milli menfaatler kapsamında konuyu ele almaya davet ediyorum.