Bildirici emekli amiraller hakkında "Devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 12'şer yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Emekli amirallerin yargılanmasına, 21 Mart'ta Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.Yargılamayı yapacak olan mahkeme, adresi İstanbul'da olan sanıklardan emekli tümamiral Cem Gürdeniz'in ifadesinin alınması için İstanbul 24 Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazdı.
EMEKLİ TÜMAMİRAL CEM GÜRDENİZ'İN İFADESİ
Ankara mahkemesinin talimatı üzerine Cem Gürdeniz'in savunması ve sorgusu, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde yapıldı.
Cem Gürdeniz, bildiriyi yayınladıkları dönemde Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tartışıldığını ve bu antlaşmanın neredeyse ortadan kaldırılmasının gündeme geldiğini anımsattı. Emekli amirallerin konuya ilişkin ortak bir basın açıklaması hazırladıklarını belirten Gürdeniz, "Aktif olmadığım bir WhatsApp grubunda Montö tartışmasını görünce, bunun çok değerli olduğunu ve destek vermem gerektiğini düşündüm. Hazırlayan amirali arayıp beni de dahil edebilirsiniz dedim. Anayasanın 26. maddesi gereğince tekil veya çoğul şekilde fikir beyan edilebilir" dedi.
"UKRAYNA, TÜRKİYE'DEN BOĞAZLARI KAPATMASINI İSTEDİ"
Ömrünü Türk deniz doktrinine verdiğini ve Mavi Vatan'ın isim babası olduğunu söyleyen Gürdeniz, "Ukrayna, Türkiye'den Boğazları kapatmasını istedi. Montrö Türkiye'nin can simididir" ifadesini kullandı. FETÖ'nün sahte delilleriyle Balyoz davasında 3,5 yıl hapis yatığını vurgulayan Gürdeniz, bu davanın da kapatılmasını istedi.
DARBE-MUHTIRA METNİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, "103 amiralin Möntrö bildirisi" olarak kamuoyuna sunulan metnin, Türkiye tarihinde gerçekleşmiş darbe ve muhtıra gibi olaylardan ilham aldığı, bildirinin maksatlı olarak "Yüce Türk Milleti" şeklinde başladığı belirtiliyor. İddianamede, suça konu metnin dili, temas ettiği konular, gece vakti dolaşıma sokulması, en üst rütbede emekli amirallerin imzalamaları ve onaylamaları üzerinde duruluyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı geçmiş yıllarda olduğu gibi muhtıra metni tarzında toplu bir bildiri ile muvazzaf TSK mensuplarını hükümete karşı illegal bir şekilde harekete geçirmeye çalışma amacı güdüldüğü iddia ediliyor. Montrö Boğazlar Sözleşmesi gibi gündemdeki tartışma konularının ise muhtıra niteliğindeki bildiriye bahane yapıldığı kaydediliyor.