HDP milletvekilleri ile FETÖ mensuplarının cezaevleri üzerinden yaptığı algı, Bakan Bozdağ'ın verdiği talimatla çöktü. Bakan Bozdağ, cezaevleri ile ilgili sosyal medya hesapları ve medya organlarında yer alan haberlerin incelenmesi talimatını verdi. Yapılan incelemede, Türkiye'yi ulusal ve uluslararası kamuoyunda zor duruma düşürmek için yapılan tüm paylaşımların yalan olduğu ortaya çıktı.
"BUZHANE" DEDİ, HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN KISA KOLLU GİYİNDİĞİ ANLAŞILDI
HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 12 Şubat'ta Hatay T Tipi Cezaevinin buzhaneye döndüğünü ve yemeklerin yetersiz olduğunu iddia etti. Yapılan araştırmalar ise iddianın tam aksini gösterdi. Cezaevinde odaların bilimsel verilere göre en uygun oda sıcaklığında tutulduğu ve hava sıcaklığı nedeniyle birçok hükümlü ve tutuklunun gündüz saatlerinde kısa kollu giysiler tercih ettiği anlaşıldı. Aynı paylaşımdaki yemeklerin yetersiz olduğu iddiası da tüm ceza infaz kurumlarında yemeklerin Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca belirlenen günlük ortalama 2 bin 300 kalori hesabına göre yeterli, kaliteli, besin değeri yüksek ve zengin çeşitliliğe sahip besinlerin verildiğinin anlaşılmasıyla çürüdü.
KADIN KOĞUŞUNA ERKEK PERSONEL GİRİYOR YALANI!
Gergerlioğlu cezaevi üzerinden oluşturmaya çalıştığı algı operasyonuna bir örnek de "Çorum Cezaevinde kadın koğuşlarını erkek memurlar arıyor, iç çamaşırlarının olduğu dolapları da karıştırıyorlar" iddialarını içeren paylaşımı oldu. Kadın hükümlü ve tutuklularla ilgili yapılacak iş ve işlemlerin, kadın personel nezaretinde yapıldığı, odalara sadece fazla eşya taşınması amacıyla kadın infaz koruma memurları nezaretinde erkek infaz koruma memurlarının girebildiği belirlendi. Erkek personelin odalara sayım ve arama gibi nedenlerle kesinlikle girmediği anlaşılırken, iddianın kamuoyunu yanıltmaya ve algı oluşturmaya yönelik gerçek dışı olduğu görüldü.
SOLUNUM CİHAZINA MAKUM YALANI
HDP'nin Ağrı Milletvekili Abdullah Koç'un 16 Şubat'ta TBMM'de dile getirdiği ve sosyal medya hesabından paylaştığı "Patnos Cezaevinde son bir yılda 4 hasta mahpus yaşamını yitirmiştir. Cezaevlerinde makineye bağlı, solunum cihazına bağlı mahpuslar tahliye edilmediği gibi kullandıkları cihazlar nedeniyle astronomik faturalarla karşı karşıya kalmaktadır" iddiası da boş çıktı. Bahsi geçen cezaevinde son bir yıl içerisinde makine veya solunum cihazına bağlı herhangi bir hükümlü ve tutuklunun bulunmadığı anlaşıldı. Hükümlü ve tutukluların sağlık şikayetleri olması durumunda kurum aile hekimi tarafından muayeneleri yapılıyor. Gerekli hallerde ileri tetkik ve tedavilerinin yapılması amacıyla devlet hastanesine ve çevre illerde bulunan üniversite veya şehir hastanelerine sevk edildiği belirlendi.
BİR KOĞUŞTA 17 ÇOCUK YALANI
FETÖ'cü sosyal medya hesaplarından "İzmir Şakran Cezaevinde şu anda 1 çocuk koğuşu var. O koğuşta da tam 17 çocuk ve 14 kadın bir arada yaşıyor." iddiaların gerekçe alakası olmadığı görüldü. İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan 3 anne-çocuk ünitesinin her birinde 2 anne ve çocuklarının kalabildiği 11'er oda bulunuyor. Ünitelerde ayrıca çocuk oyun alanları, uzman personel eşliğinde eğitim almalarını sağlayacak kreş imkanları da sunuluyor. Aylar önce Adalet Bakanlığınca anne çocuk ünitesi pilot uygulamasının Türkiye geneli tüm ceza infaz kurumlarında yaygınlaştırılmasının hedeflendiği belirtilirken, gerçeğin bir koğuşta 17 çocuk ve 14 kadın hükümlünün barındırıldığı iddialarıyla uzaktan yakından ilgili olmadığı anlaşıldı.
HASTA HÜKÜMLÜLER ÜZERİNDEN ALGI ÇABALARI
FETÖ'cüler "4'üncü evre akciğer kanseri Ahmet Zeki Özkan'ın hücrede yatak verilmeden yerde yatırıldığı" iddia etti. Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna 9 Şubat'ta alınan Özkan'ın, tüm sağlık kontrollerinin kurum hekimince yapıldığı ve ilaçlarının kontrollü bir şekilde hükümlüye teslim edildiği belirlenirken, kuruma ilk kabulü sonrasında kendisine yatak, yastık ve battaniye verildiği anlaşıldı. 13 Şubat'ta yapılan hükümlü Ayşe Gökkan'ın koronovirüse yakalandığı ancak tedavisinin yapılmadığına ilişkin haberler sonrasında yapılan araştırmada ise Gökhan'ın PCR testinin pozitif çıkmasının ardından hastaneye gitmek istemediğine dair dilekçe verdiği anlaşıldı.