Toplantıya Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Gismat Gozalov, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Ufuk Ulutaş, üye ve gözlemci devletlerden düşünce kuruluşu üyesi akademisyenler katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Kıran, İstanbul'un tarih boyunca düşünce merkezi olduğunu ifade ederek, Türk devletlerini, akademik bakış ve düşünce dünyasının geleceğe yön verecek tezleriyle çok daha güçlü bir şekilde ileriye taşımak istediklerini söyledi.
Elbaşı Nursultan Nazarbayev'in ortaya koyduğu 2040 Vizyonu'nun İstanbul Zirvesi'nde kabul edilmesinin önemine işaret eden Kıran, önlerinde yeni hedefler manzumesi bulunduğunu belirtti.
Önlerindeki 5 yıllık somut hedeflerle Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde yer alan her bir ülkeyi, çok daha güçlü kılacak adımları birlikte hayata geçireceklerini ifade eden Kıran, "Bu adımların düşünce altyapısını tesis etmek, çok daha bu adımları kalıcı ve etkili hale getireceğinden hiç kimsenin şüphesi yok. O yüzden bu mekanizmayı Türkiye Cumhuriyeti olarak çok önemsiyoruz ve başından itibaren de Türk Devletleri Teşkilatı'mız içerisinde bu mekanizmanın güçlenmesi adına her türlü adımı Stratejik Araştırmalar Merkezimiz riyasetinde atmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
Kıran, Türk Devletleri Teşkilatı'nın geçmişten bugüne elde ettiği kazanımları yarına çok daha güçlü şekilde taşımak için düşünce kuruluşlarının çalışmalarının önemli olduğunu vurguladı.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın kuruluşundan bugüne attığı adımların önemine işaret eden Kıran, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle son dönemde Azerbaycan'ın, Karabağ'daki azatlık mücadelesi, 30 yıllık işgali 44 gün içerisinde son derece dirayetli ve kararlı bir şekilde sonuçlandı. Elbette Türkiye Cumhuriyeti'nin koşulsuz ve şartsız desteğiyle, Türk Devletleri Teşkilatı'mızın arkasında hissettiği desteğiyle birlikte bu azatlık mücadelesinin başarıyla sonuçlandırılması, bu motivasyonun temel kaynağı. Şimdi bize düşen bu motivasyonu, bu enerjiyi, bu birikimi, bu ivmeyi doğru bir şekilde Türk Devletleri Teşkilatı'nın daha da güçlenmesine kanalize etmek ve Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde yer alan her bir ülkenin bu teşkilatın üyesi olma sorumluluğunu ve onurunu, bölgemizin bir refah ve kalkınma adasına dönüşmesi için de seferber etmesidir."
Türk Cumhuriyetleri'nin bugün bağımsızlıklarının 30. yılını kutladığını ve bu ülkelerin bağımsızlığını ilk tanıyan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatan Kıran, bununla da gurur duyduklarını söyledi.
- "30 yıl öncesine göre Türk Cumhuriyetleri çok daha güçlü konumda"
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, bugün 30 yıl öncesine göre Türk Cumhuriyetleri'nin ve Türk Devletleri Teşkilatı'nın çok daha güçlü konumda olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bugün siyasi anlamda önümüzde çok daha aydınlık bir perspektif var. İktisadi anlamda, stratejik anlamda, coğrafi anlamda, bugün sahip olduğumuz coğrafyanın dünya siyasetine yön verme potansiyeline düne nazaran çok daha fazlasıyla sahip olduğunu görüyoruz. Asya kıtasının yükselişinin, bütün dünyadaki güç rekabetini değiştirdiğini gözlemliyoruz. Bu akışı, bu değişimi doğru şekilde yönetmek de yine bizlere düşüyor. Bizler, Türk Devletleri Teşkilatı olarak dünyadaki bu değişimi, Asya kıtasının yükselişini, Türk Devletleri Teşkilatı'mız bünyesinde her geçen gün yeni mekanizmaların ihdas edilmesini, her geçen gün yeni bir üyenin bu teşkilata katılmasını doğru bir şekilde yönetme iradesine de sahip olmamız gerekiyor. Değişimi doğru okumak elbette önemli ama değişimi yönlendirme iradesine sahip olmak çok daha önemli. Türk Cumhuriyetleri olarak biz tarih boyunca aslında bu iradeye sahip olan devletlerden müteşekkil bir örgütüz."
Şimdi önlerinde aydınlık bir perspektif bulunduğunu bildiren Kıran, bu amaçla önlerinde bulunan projelerin, bölgedeki fırsatların doğru değerlendirilmesinin kendilerine büyük kazanımlar getireceğini söyledi.
Kıran, Türk Devletleri Teşkilatı'nın Kovid-19 salgınında yaptığı yardımlarla dünya meselelerine dair dünyadaki tehditlerin ortadan kaldırılması anlamında uluslararası topluma önemli bir mesaj verdiğini kaydetti.
Dünya meselelerine karşı Türk Devletleri Teşkilatı'nın göstereceği dayanışmanın sorunların çözümüne çok ciddi katkılar sağlayacağını ve bu sebeple ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine işaret eden Kıran, şunları aktardı:
"Her alanda gerekli hazırlıkları yapmak durumundayız. Düşünce kuruluşlarımız arasında yapılacak çalışmalarla bu düşünce iklimini güçlü şekilde tesis ettiğimiz takdirde diğer alanlarda elde edeceğimiz kazanımları da çok daha kalıcı hale getirmiş olacağız."
- "5 yıllık strateji ve çalışma programları oluşturuyoruz"
Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Gismat Gozalov ise bugüne kadar yapılan çalışmalara değinerek, teşkilatın gerçek potansiyelinin ortaya çıkarılması, iş birliğinin artırılması, uluslararası alandaki etkinliğine yönelik alınan kararların önemine işaret etti.
Bugünkü panellerin birinci oturumunun "Türk Dünyası 2040 Üye Devletler Arasında Entegrasyon ve İşbirliğinin Derinleştirilmesi" başlığıyla gerçekleştirileceğini aktaran Gozalov, vizyon belgesine ilişkin şunları kaydetti:
"Hedeflerimiz, uluslararası konularda ortak hareket etmek için politik bir uyum geliştirilmesi, ekonomi politikalarının yakınlaştırılmasıyla zaman içerisinde tam ticari entegrasyonun ve tek Türk yatırım ortamının sağlanması, dijital entegrasyonun geliştirilmesi, ulaşım ve enerji bağlantılarının güçlendirilmesi ve bölge içi hareketliliğe olanak tanımlaması. 2040 Vizyonu'nun kabulüyle birlikte faaliyetlerimizin iş birliğinden entegrasyona dönüşmeye başladığını söylemek mümkündür. Uzun vadeli hedeflerle erişilmesi için 5 yıllık strateji ve çalışma programları oluşturuyoruz. Bu bağlamda Strateji 2022-2026 belgesini hazırladık. Özetle planlı bir şekilde atacağımız her adımı önceden düşünerek faaliyetlerimizi yürütüyor ve her alanda daha derin bir iş birliğini arzu ediyoruz."
Türk dünyasının ve insanlarının dayanışmanı Azerbaycan'ın 44 gün süren vatan muhaberesinde gördüklerini ifade eden Gozalov, Karabağ Zaferi'nin Türk'ün gücünü dünyaya bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Bu zaferin bir diğer büyük öneminin ise Zengezur Koridoru'nun açılması olduğunu vurgulayan Gozalov, böylece Türk dünyasının en doğusundan en batısına kesintisiz kara ulaşımı sağlanacağını ve bunun da bölgedeki dengeleri değiştireceğini aktardı.
Toplantı, "Türk Dünyası 2010 Vizyonu: Üye Devletler Arası Bütünleşme ve İşbirliğinin Derinleştirilmesi", "Orta Asya'yı İstikrarlaştırma: Afganistan'da İstikrar İçin İşbirliği Alanları" başlıklı oturumlarla devam etti.