İletişim Başkanlığı ve Yunus Emre Enstitüsü iş birliğiyle Türkiye'de yerleşik uluslararası medya mensuplarına yönelik çevrim içi Türkçe kurs tamamlandı. Bu kapsamda İletişim Başkanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü'nde, 'Uluslararası Medya Mensupları Türkçe Eğitimi Sertifika Töreni' düzenlendi. Törene, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş ve sertifika alacak yabancı basın mensupları katıldı. Törende konuşan Altun, "Bugün dünyanın muhtelif yerlerinde ve ülkemizde yalan, yanlış, dezenformatik art niyetli ve sahte bilgi paylaşımlarının ne kadar çabuk yayılabildiğini görüyoruz. Hatta içinde bulunduğumuz çağ yalanın gerçekten daha hızlı yayıldığı bir çağ halini almış durumda. Bu, tüm dünya medyası açısından 'hakikatın tahrif edilmesi' tehlikesini beraberinde getiriyor. İçinde bulunduğumuz 'hakikat-sonrası' dönemde, özellikle sosyal medyanın kötüye kullanımıyla birlikte dezenformasyonun vahim örneklerine her gün şahit oluyoruz. Sosyal medya üzerinde yapılan dezenformasyon kampanyalarının sosyal hayatı demokrasiyi ciddi mağdur ettiğini, ayrımcılığını, ırkçılığı yabancı düşmanlığımı beslediğini hepimiz görüyoruz" diye konuştu.
GAZETECİLERİN KAMUSAL SORUMLULUĞU
"Dezenformasyona karşı savaşta, gazetecilerin de kamusal bir sorumlulukla mesleklerini icra etmeleri büyük önem arz ediyor" diyen Altun, "Medyanın, hakikatin ortaya konması ve yalan, yanlış, çarpıtılmış bilgilerin ayıklanması açısından kutsal bir görevi bulunuyor. Ancak ne yazık ki medyanın kötücül amaçlar uğruna dezenformasyonun, yalanın mecrası olabileceğine de tanıklık ediyoruz. Sosyal medya… geleneksel medyayı da etkileyen belirleyen bir unsura dönüşebiliyor. Sosyal medya üzerinden hızla yayılan gerçekler olmayan sözde haberler gerçek habermiş gibi geleneksel medyada yer alıyor. Bu kötücül medya faaliyetlerinden ülkemiz de yoğun bir şekilde nasibini alıyor. Uluslararası medyanın Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik yoğun ilgisi ne yazık ki çoğu zaman hakikat ve gazetecilik saikiyle olmuyor. Ülkemiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ekonomiden savunma sanayiine kadar bir çok alanda bağımsız adımlar attıkça, etki alanı genişledikçe türlü engelleme girişimleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu noktada küresel medya organlarının bir kısmının Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtı algı oluşturmak için sürekli ideolojik bir tarafgirlikle hareket etmesini objektif gazetecilik adına sorunlu buluyoruz. Elbette bu tespit ve değerlendirmeler, dünya medyasını ve uluslararası gazetecilerin tümünü kapsamıyor" şeklinde konuştu.
"ÜLKEMİZ İNSANLARIYLA DA GÜZEL BİR TANIŞMA VESİLESİ OLMUŞTUR"
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş ise, "Umuyorum Türkçe öğrenme serüveniniz ülkemiz insanlarıyla da güzel bir tanışma vesilesi olmuştur. Türkiye'nin kültürel diplomasi kuruluşu olan Yunus Emre Enstitüsü olarak bizler dünyanın dört bir yanında bu tanışmaları gerçekleştiriyor, gittiğimiz ülkelerin kültürlerini tanıyıp onları da Türkçe ve kültür yoluyla bizi tanımaya davet ediyoruz. Dünyadaki sorunlar karşısında en temel ve samimi çözümler iletişimle, tanışıklıklarla üretilebiliyor. Haddizatında birçok sorunun temelinde zaten tanımadığından, bilmediğinden korkmak ve bu korkuları kendi menfaatleri için besleyen art niyetlilerin yaydıkları yanlış bilgilendirmeler üzerinden 'öteki' imajlarını beslemek yatıyor" dedi.