Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan, İstanbul'da gözaltına alınarak Ankara'ya getirilmiş emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği sulh ceza hakimliği tarafından 'Siyasi ve askeri casusluk' suçundan tutuklanmıştı. Gürcan'ın ifadesinde yabancı diplomatlarla bir araya gelerek, ülkenin iç ve dış politikaları hakkında bilgiler verdiği ortaya çıkarken, Suriye, Irak, İran, Ukrayna, Afganistan ve Libya gibi ülkelere ilişkin bilgi ve analizler paylaştığı karşılığında ise ücret aldığı tespit edilmişti.
'DOĞU AKDENİZ İÇ MESELE'
Gürcan'ın dış ülke görevlileriyle yaptığı görüşmelerde "Buradaki mesele Doğu Akdeniz. Bu artık bir iç mesele haline geldi. Erdoğan`ın geri çekilmesi imkansız, bunu diplomatik ve siyasi müzakerelerle çözmesi imkansız. Halk da Türk donanmasının askeri manevralarını bölgede aktif bir şekilde görmek istiyor. Siyasi arenada da bu söylemleri duyuyoruz. Bu söylemler bir çeşit PAX? Bu bizim inşa ettiğimiz bir söylem ve Erdoğan halka bunu böyle ifade etti dolayısıyla artık geri adım atması kolay değil.
Eğer şimdi geri adım atıp başlangıçtaki noktaya dönecek olursa bunu halka anlatması gerekir fakat Mart ayındaki zirve biliyorsun bence çok çok kritik olacak. Gördüğüm kadarıyla Almanlar, Kavala ve Demirtaş`ın serbest bırakılması konusunda çok daha agresif bir tutum içerisine girecekler. Eğer Biden yönetimi ve AB yetkilileri arasında bir koordinasyon olursa, bu yaptırımlar konusunda da olur. Erdoğan`ın yüzünü AB`ye çevirmesi samimi bir teşebbüs olmaz" ifadelerine yer verdi.
'SURİYE'DEN DAHA ZOR'
Söz konusu yabancı yetkilinin 'Libya'da ne olacak? Şu an daha da mı berbat?' sorusu üzerine Gürcan. 'Yani, o istikamette gidiyor' cevabını verdi. Gürcan ifadesinde yer alan konuşmalarda, "Ama simdi dostlarımız, 'Türk Ordusu tüm bu milisleri, Mısrata Milislerini ve Trablus Milislerini dönüştürmek için orada' diyorlar. Bölünmüş haldeler ve birbirleriyle savaşıyorlar. Ankara şu anda onları daimi, modern bir ordu haline getirmeyi istiyor, Katar`ın yardımıyla, Katar`ın parası ve finansmanı ile. Yani Katar`ın askeri desteğiyle. Bu hayal ne derece gerçekçi! Asıl sorun orada. Ankara, bunu Suriye'de bile yapamadı.
X şahıs: Evet, Suriye'den daha zor. Gürcan: Ondan çok daha zor. Tabii Ankara; Sayın Erdoğan oldukça şeydir.... Sayın Hulusi Akar da öyledir, Türk Ordusu'nun oradaki mevcudiyetini baki kılma konusunda ısrarcı ve çok savunmacılardır. Ama oradaki Suriyeli savaşçılar için yer arıyorlar. Şu anda güncel olarak yaklaşık bin 500- bin 800 arası Suriyeli savaşçı var, yani onları transfer edemiyoruz" dedi.
'LİBYA'DA BAKİ KALMA DURUMU ZOR HALE GELMEKTE'
'Libya'dakiler güvenli mi' sorusunu soran yabancı yetkiliye 'Hayır aynı değil' cevabını veren Gürcan'ın konuşma dökümünde şunlar yer aldı:
" X şahıs: Güvenli, Emniyetli mi diye soruyorum.
Gürcan: Tamam, Emniyet manasında. Güvenlilik ile emniyeti nasıl tanımladığıma bağlı. Evet. Ama, diplomatik işlerde, diplomatik işlerde devre dışı bırakılıyoruz. Mesele de bu. Şu anda G.N.A.(GOVERNMENT OF NATIONAL ACCORD/LİBYA BİRLİK HÜKÜMETİ)...
Yani size gönderdiğim raporu hatırlarsanız Sayın Serrac halen oyunda, Fethi Başağa da oyundaki diğer şahsiyet, G.N.A'de bir çeşit güç mücadelesi veriyorlar. Bu güç mücadelesini kontrol edemiyorlar. Yani bundan ötürü, meşruiyet için aynı anda hem Fransa hem Mısır hem B.A.E. ile angajmanda bulunmayı istiyorlar. G.N.A.'nın bir nevi kurum sorunu var. Sayın Serrac koltuğunu bırakmak istemiyor. Bırakmamaya karar verdi. Dostane görünmek mühim.
'ANKARA KONTROL KAYBEDİYOR'
Türkiye'nin Libya ile arasındaki anlaşmaya ilişkin bilgileri de sızdıran Metin Gürcan, yabancı yetkilinin 'Libya ile Türkiye arasındaki anlaşma devam ediyor mu uzun zaman oldu' sorusuna, "Esas soru bu. GNA, Tripoli `de yeni hükümet kuruyor yani Tobruk'ta, yani Akile Salih ile. Bu anlaşmaya ne ölçüde rıza gösterecekler belli değil. Henüz belli değil. Bundan ötürü, diplomatik alanda Ankara'nın çok aktif olması lazım, ama bence kontrol kaybediyor.
Yani meşru sebep, Libya'daki Türk askeri varlığının meşrutiyetinin kökü bahse konu askeri anlaşmadır. Yani eğer bu askeri anlaşmanın ihlalini görürsek, o zaman Türk askerinin geri çekilmesi durumuna da görebiliriz. Yani, sonuç olarak esas konu para. Paramız yok. Bundan ötürü Libya'da kullanmak için Katar parasına ihtiyaç duyuyoruz. Bunu ne kadar başarabiliriz. Bildiğim kadarıyla Merkez Bankası ve G.N.A'nın edindiği tüm petrol gelirleri Ankara'nın kontrolü altındaydı ama son altı aydır her şey çok karışmış durumda" yanıtını verdi.