Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 14 Temmuz 2020'de Büyükçekmece'de temizlik işçileri tarafından 7 poşet içerisinde bulunan ceset parçalarının 11 Temmuz'da eşi tarafından kayıp ilanı verilen Süleyman Akbaba'ya ait olduğunun belirlendiği anlatıldı. Olayla ilgili yakalanan sanığın yaklaşık 1,5 yıl eşiyle ilişki yaşadığını iddia ettiği Akbaba'yı öldürmeyi planladığı ve olay tarihinden bir gün önce araç kiraladığı belirtildi. Sanık Alpaslan'ın eşine maktulü çağırmasını söylediği, maktul eve girdikten sonra sanığın direncini kırmak için önce kafasına bir cisimle vurduğu, sonrasında defalarca maktulü bıçaklayarak öldürdüğü ve cesedi parçalara ayırıp poşetlere koyduğu aktarıldı.
Sanık Alpaslan Aslan'ın maktule yönelik tasarlayarak öldürme suçunu işlediği sanık Nubar Aslan'ın ise maktulü olay yerine çağırıp suçun işlenmesini kolaylaştırarak suça iştirak ettiği kaydedildi.
Sanık Alpaslan Aslan'ın "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, sanık Nubar Aslan'ın "Tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması istemiyle dava açıldı.
Bakırköy 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Nubar Aslan ve Alpaslan Aslan SEGBİS sistemiyle bağlanırken, taraf avukatları duruşmaya katıldı.
Rıdvan Arslan'ın eşi Neşe Arslan duruşmada tanıklık ederek, Bir kere Nubar'ı banyoda yakaladım. Zaten bizim evimize geldiğinde sürekli geldiğinde sürekli banyoya kilitleniyordu. Bu sefer banyoya gittiğinde telefonun ışığını gördüm. Kiminle konuştuğunu sordum. Nubar'da bana kardeşinin kaçtığını bu durumu kimseye söyleyemediğini o sebeple telefonla konuştuğunu söyledi. Sonra da televizyonda olayları gördük. Olaylar ortaya çıktıktan sonra hiç görüşmedik. Sanık Alparslan'ın uyuşturucu kullandığını da görmedim" diye konuştu.
Duruşmada savunma yapan Nubar Aslan, kendisini Alpaslan'ın çocuklarıyla tehdit ettiğini belirterek, "Onun tarafından gönderilen avukatın yönlendirmesiyle ifade verdim. Bana boşanma davası açtı çocuklarımı almak istiyor benim kaybedecek başka bir şeyim kalmadı. Tüm bildiklerimi anlatmak istiyorum. Olay gecesi kaynımın evine gitmiştik, dönüşte eve çıkmadan önce komşum olan Deniz'in kapısını çaldım ve ona geleceğimi söyledim. Alpaslan'la birlikte evimize çıktık ve mutfağa geçtik. Mutfak dolabının içinde maktulün bana verdiği telefon vardı. Diğer sanıkla otururken telefondan ses geldi. Bunun üzerine eşim nereden ses geliyor diyerek telefonu aramaya başladı. Telefonu buldu. Daha sonrasında beni dövüp tehdit etti, boğazıma bıçak dayadı. Maktulü eve çağırmamı istedi ve ona mesaj attı.
Tehdit etmeye devam etti. Maktulün eve çıkmadan uğramasını istedim. Eşimin kaynımın evinden beni aradığını söyleyerek maktule eşimin yanımda olduğuna dair ipucu vermek istedim ancak maktul anlamadı. Yaklaşık 20 dakika sonra maktul geldi. Kapıyı açtım, Alpaslan ise çocuk odasına geçti. Etrafı toparlayayım diyerek salondan maktulün yanından ayrıldım. Alpaslan beni kolumdan tutup tehdit etti. Sen aşağıya in ben bu konuyu konuşup halledeceğim ve seni çağıracağım dedi. Bunun üzerine ben Deniz'in yanına indim. Orada 1 buçuk saat kaldım. Ardından Alpaslan bana seslenerek çağırdı. Eve çıktım içeriden kokular geliyordu. Kokuları sorduğumda beni salona götürdü. Halı toplanmıştı, yerde çöp poşetleri kanlar vardı. Ne yaptın dedim bana saldırarak 'ya susacaksın ya da seni de öldüreceğim' dedi. Çaresizce dediklerini yaptım. Ceset parçalarına ayrılmıştı. Ertesi sabah 10 gibi Alpaslan evden çıktı. Araç kiralayarak getireceğini kimseye bir şey söylememem gerektiğini söyledi. Çantalarla birlikte gelmişti. Poşetleri çantalara, çantaları ise arabaya koydu bin arabaya dedi. Boş araziye götürdü. Beni de öldürecekti. Ağaçlık alanda poşetleri bıraktı. Alpaslan beni 4 gün boyunca yanında ayırmadı. Daha önceki savunmalarımı Alpaslan'ın savunmalarını takip ederek yaptım. Onun gönderdiği avukat dışında kimsem yoktu. Benimle cezaevinden telefonla görüşüyordu." dedi.
Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.