Yeni yasama döneminde hakim ve savcılara coğrafi teminatın hayata geçirilmesi ile birlikte yargı bağımsızlığının daha da güçleneceğini belirten Bakan Gül, yargı mensuplarına ilave bir terfi sisteminin getirilmesinin de son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, bu konuda yapılan çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
Adalet Bölge Değerlendirme Toplantılarının 12'ncisi Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün katılımıyla Kayseri'de düzenlendi. Toplantıya, Bakan Yardımcısı Zekeriya Birkan, Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Ertuğrul Çekin, Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili ve İkinci Daire Başkanı Mehmet Akif Ekinci, Birinci Daire Başkanı Halil Koç, Üyeler İbrahim Kolcu, Ömer Faruk Yıldırım, HSK Genel Sekreter Yardımcısı Reşat Sağlık, HSK Teftiş Kurulu Başkanı Abdullah Alacahan ile hakim ve savcılar katıldı.
Bölge Değerlendirme Toplantısında önemli açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Gül, insana dokunan her konuda, vatandaşın hukuk standartlarını daha ileri taşıyacak her alanda reform iradesini ortaya koymaya devam ettiklerini belirterek, reform iradesinin kaynağını ise milletin talep ve beklentilerinin oluşturduğunu kaydetti.
COĞRAFİ TEMİNATIN HAYATA GEÇMESİYLE YARGI BAĞIMSIZLIĞI DAHA DA GÜÇLENECEKTİR
Bakan Gül, bu yasama döneminde kanunlaşmasını ümit ettikleri coğrafi teminatın hayata geçmesi ile birlikte yargı bağımsızlığının daha da güçleneceğine inandıklarını söyledi.
YARGI MENSUPLARINA İLAVE TERFİ
Yargı mensuplarına ilave bir terfi sisteminin getirilmesi gerektiğine inandıklarını belirten Bakan Gül, bu konuda çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
GEÇ KALMIŞ KARAR ADALETİ TECELLİ ETTİRMİŞ SAYILMAZ
Her alanda olduğu gibi adalet alanında da zaman mefhumu ve zaman yönetiminin hayati önem taşıdığına dikkat çeken Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geç kalmış bir karar, dosyayı sona erdirmiş olsa da adaleti tecelli ettirmiş sayılamaz. Hatta bu karar doğru olsa bile, geçen sürede o gidip gelişlerin, ertelemelerin, uzun ve kaygılı bekleyişlerin psikolojik tahribatını onarmaya yetmez. Bunun için 'geç gelen adalet, adalet değildir' diyoruz. Çünkü geciken adalet caydırıcı olma özelliğini yitirecektir. Mağdurun hakkına kavuşmasını anlamsız hale getirecektir. Dolayısıyla, makul sürede yargılanma hakkı, adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir. Bu sayede adalet hizmetinin kalitesini, yargı hizmetinin iyi işleyişini test edebiliriz."
YARGIDA HEDEF SÜRE UYGULAMASI
Türk milletinin yargıdan beklentisinin adil bir karar ve bunun da makul sürede gerçekleşmesi olduğunu vurgulayan Bakan Gül, "Yargıda hedef süre uygulamasını bu düşüncelerle hayata geçirdik. Hedef süreyle makul süreyi teminat altına alırken, aynı zamanda adil bir karar almayı da koruyacak şekilde tasarladık. Çünkü adalet hıza kurban edilemeyecek bir kamu hizmetidir. Makul süre ile adil bir karar verilmesi, biri diğerine tercih edilecek olgular değil; aksine birbirini tamamlayan süreçlerdir. İşleri belli bir zaman planı dâhilinde kısa yoldan, adaletten ödün vermeden çözmek, zaman yönetiminin amacıdır. Hâkim, savcı ve avukatların birlikte yürüteceği zaman yönetimi, makul sürede yargılamaya katkı sunacaktır. Yargıda hedef sürenin amacı bu iş disiplinidir" diye konuştu.
Gerekçeli kararın da önemine dikkat çeken Bakan Gül, şunları söyledi:
"Reformlar iyi uygulamayla, iyi uygulayıcıyla gerçek anlamını ve değerini hissettirir. Bir mevzuat değişikliği, yaşama dokunduğu anda somutlaşır ve insana dokununca görünür hale gelir. Reformlarımızı insana dokunan hale getiren ve yaşatan sizlersiniz. Yapılan reformların eksiksiz bir biçimde hayata geçirilmesi ancak uygulamanın doğrudan aktörleri konumundaki sizlerin çalışmalarıyla mümkün olacaktır. Bu açıdan sizlere önemli ve çok değerli bir görev düşüyor. O görev: Vatandaşa 'işte burada adalet dağıtılıyor' güvenini vermek, bu duyguyu yaşatmakdır. Vatandaşa bu güveni verebilmenin en etkili aracı ise karar gerekçesidir. Gerekçe, bir yandan hükmün otoritesini ve saygınlığını sağlarken diğer yandan adil yargılanma hakkını tamamlar. Gerekçe, yargı mensubunun mesleki kalitesinin ürünüdür ve yargı kararlarının mantıki dayanağını oluşturur. Bazen bir trafik magandasına, bazen bir şiddet failine ya da herkesin duyarlı olduğu bir konuda öyle bir gerekçe ortaya konulur ki, herkes 'işte adalet' budur der. Millet adına karar veriyorsunuz. Milletimiz de gerekçenizin; suçun işlenmesini caydırıcı ve suçla etkin mücadele edecek şekilde kaleme alınmasını beklemektedir."
Bakan Gül, yeni yasama döneminde hem Yargı Reformu Strateji Belgesinde hem de İnsan Hakları Eylem Planında kanunla düzenlenmesi gereken alanların yürürlüğe gireceğine inandıklarını belirterek, "Bu konuda da reformlar kanunlaşarak daha etkin bir şekilde 2023'e doğru daha güçlü bir şekilde yolculuğuna inşallah devam etmiş olur. Yargı milletin yargısıdır. Yargı asla el uzatılacak bir yer değildir. Türk milletinin yargısı olan bu kuruma göz bebeğimiz gibi bakarak toplumun her kesiminin nasıl bir beklentisi varsa bu konuda bir yol haritası ortaya koyduk. Bu yol haritası da sizler için en önemli uygulama alanıdır, sizlerin elinde en güzel bir hale geleceğine inanıyoruz. En iyi kanunu bile çıkartsanız eğer uygulamanın elinde iyi bir hale gelmezse bu anlamsız olacaktır" dedi.