Hazırlıkları devam eden sosyal düzenlemesiyle ilgili detaylar belli olmaya başladı. Buna göre sosyal medyada yer alan paylaşımların organize ya da kasıtlı olup olmadığına bakılacak. Sahte hesaplardan yapılan paylaşımlarda ise o hesabın bilgilerine ulaşılmaya çalışılacak. Dezenformasyona karşı maddi yaptırımların ön planda olması bekleniyor.
Düzenleme kapsamında internet medyası da yeniden şekillenecek. Açık ve şeffaf olmaları için künye ibraz etmeleri ve açık adres bildirmeleri istenecek. Haber siteleri de basın kanununa tabi olacak. Bu sayede yalan haber yayan sitelere yaptırım uygulanabilecek. Sosyal medya şirketlerinin Türkiye'de ofis bulundurması yeterli olmayacak. Ofislerde Türk yetkililerin de bulundurulması istenebilecek. 'Muhatap bulamama' sorununa çözüm getirilmiş olacak. Ayrıca kişisel verilerin ve kişilik haklarının korunmasına yönelik gerek geleneksel gerek yeni iletişim mecralarındaki itibarsızlaştırma, karalama, yalan ve iftira kampanyalarına karşı hukuki düzenlemeler getirileceği kaydediliyor.
TÜRKİYE DEZENFORMASYONA EN ÇOK UĞRAYAN ÜLKE
Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun: "Sosyal medyada iyileştirme yapılacaksa sadece devlet yetkilileri değil, tüm medya kuruluşları, Sivil toplum kuruluşları, bilim çevreleri, teknoloji ve sosyal medya şirketleri ve diğer etkin kuruluşlarının ortak çalışması gerekiyor. Sosyal medyada ötekileştirme sadece bireyleri değil, tüm toplumları derinden kuşatıyor. Dezenformasyon dediğimiz şeyin, kamuoyu oluşturması ve kalabalıkları mobilize ederek terörize faaliyetlere yol açması büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Bilhassa binlerce bot hesaplar üzerinden sosyal medyaya arz edilen paylaşımlar, kutuplaşma ve nefret söylemleri içeriyor. Terör örgütlerinin eleman temin etme sürecinde büyük malzemesi sosyal medyadır. Uluslararası araştırmalara göre dezenformasyona en çok uğrayan ülke yüzde 49 oranı ile Türkiye'dir. Bu durum gelinen noktanın ne derece tehlikeli olduğunun bir işaretidir. 2023 seçimlerine yaklaşıldıkça manipülasyon, dezenformasyon ve yalan haberlerde daha fazla artışın olacağını belirtmek isterim."
MASUMİYET ALGISINA DİKKAT
Sosyal Medya Araştırmacısı Ümit Sanlav: "Sosyal medyada toplumsal mesajlar her zaman prim yapar. Kadına ve çocuğa şiddet, çevre katliamı, taciz, gerçek ya da asparagas infial yaratacak paylaşımlar. Kan davasında öldürülen babasına sarılıp ağlayan çocuğun devlet tarafından öldürülen babasına sarılmış gibi gösterilmesi, Şam'da yakalanan hırsızın darp edilmesi olayının, Eskişehir'de Kürt olduğu için darp edilen işçi diye verilmesi, yüzlerce asparagas paylaşımdan sadece birkaçı. Gezi olayları da aslında böyle toplumsal bir konuya dikkat çekerek başlamıştı. Toplumun genelini ilgilendiren bir konu, Twitter'da hemen duyuruldu: "Ağaçları kesiyorlar gelin." Burada hem hücum vardı hem savunma. Önce "ağaçlarımızı kesiyorlar" sloganı ile masumiyet algısı yaratıldı."
TANIMADIĞINIZ KİŞİLERİ TAKİP ETMEYİN
Ümit Sanlav: "Sosyal medyada gördüğünüz her erkek, her kadın, her çocuk profili, gerçek olmayabilir. Bu anlamda sosyal medya kullanıcılarına, tanımadıkları kişileri ve kaynağını bilmedikleri sayfaları takip etmemelerini öneriyoruz. Sevimli bir çocuk, ya da güzel bir kadın görünümünde olan bir hesap profilini ve adını değiştirebilir, bir sabah uyandığınızda kendinizi, bir terör örgütünün hesabını takip ederken bulabilirsiniz."
İşte yeni düzenlemenin ana başlıkları:
* İtibarsızlaştırma, karalama, yalan ve iftira kampanyalarına karşı hukuki yaptırım
* Dezenformasyona karşı maddi yaptırımlar uygulanacak
* Sosyal medya şirketleri Türk yetkili bulunduracak
* İnternet medyası yeniden şekillenecek