CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iftira ve yalanlar üzerine kurduğu siyaset anlayışına tam gaz devam ediyor. Kılıçdaroğlu dün paylaştığı videoda, bir belge ve delile dayanmadan ortaya attığı iddialarla bürokrat ve memurları tehdit etti.
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) hakkındaki yalan ve iftiraları "gerçek gibi" sunan Kılıçdaroğlu, "Siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin şerefli memurlarısınız. Kamil akla gelmeniz için, Kılıçdaroğlu abinizin, amcanızın bu size son çağrısıdır: 18 Ekim Pazartesi itibarıyla bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır. 'Emir almıştım' diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı ne yaptırılıyorsa pazartesi itibarıyla durun. Bu illegal paralel sistemlerden elinizi eteğini çekin" diyerek yeni bir algı operasyonuna imza attı.
Kılıçdaroğlu'na AK Parti'den sert tepki geldi:
AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım: Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve devletimizin memurlarına karşı tehditler savurmak, darbelerden beslenen bir zihniyetin dışa vurmuş halidir.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş: Sayın Kılıçdaroğlu, 18 Ekim nedir? Şu 18 Ekim'i bir anlat. Acaba zihninizin arkasında, dilinizin altındaki baklada, 15 Temmuz, 28 Şubat gibi bir tarih mi var?
'HUKUK DIŞI DÜZEN ARAYIŞI'
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Herhangi bir hukuki delile dayanmaksızın meşru hükümetin kanun dışı emirler verdiğini iddia etmek, bürokrasiyi seçilmiş hükümete karşı çıkmaya çağırmak vesayet siyasetidir. Bunun ülkemizdeki adı Yassıada zihniyetidir. Kılıçdaroğlu, Türkiye düşmanlarına söylemediği sözleri Cumhurbaşkanlığı makamına söyleyerek sadece yıkım siyaseti peşinde koştuğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanımıza dönük söylenen bu sözleri mahkûm ediyoruz. Sivil toplum örgütlerini hedef göstermek ise bir siyaset biçimi değildir. Siyasi muhalefet başka şey, tehdit ve tahkir başka şeydir. Kamu düzenini ve sivil toplum örgütlerini hedef almak meşru bir siyaset biçimi değildir. Kılıçdaroğlu, son açıklamalarıyla açıkça devlet memurlarını tehdit ediyor. Böylece hukuk dışı bir düzen arayışında olduğunu ifade ediyor. Kendi partisi adına konuşarak, devlet görevlilerine emir vermeye kalkması hukuksuzluktur.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Kılıçdaroğlu 'heyyt' demiş. Çok korktuk. Hesabı, yol arkadaşları PKK'nın siyası taşeronuna mı, FETÖ'ye mi sordurursun. Milletimiz senin ne olduğunu çok iyi biliyor.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal: Bu çağrıyı 15 Temmuz'dan önce yapsaydın karşılık bulabilirdi, çünkü ortaklarınızın bürokraside amirlerinden değil abilerinden emir alan paralel mahrem yapılanması çağrına cevap verebilirdi. Artık yoklar. Dostlarına da güvenme, onlara güvenenlerin akıbetini Afganistan'da gördük. Bak bayım bu tür sufle tehditleri 11 yıldır yapıyorsun. Ateşle oynuyorsun, şunu unutma biz tiyatro diye itibarsızlaştırmaya çalıştığın 15 Temmuz cehenneminden çıktık. Kimi tehdit ettiğine dikkat et. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin şerefli bürokratlarından elini çek.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu: Paralel bir devlet yapılanması ağzıyla konuşuyor. Tıpkı PKK'nın ve FETÖ'nün ağzıyla konuşuyor. (ABD Başkanı) Biden'ın kendisine vermiş olduğu görevi ifa etmek için konuşuyor. 15 Temmuz'da bu millet, sizin 'dostlarınıza' geçit vermedi, yine vermeyecek.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ: Bir gün mutfağından FETÖ'ye ve PKK'ya bu tehdit dilini kullanabilir mi? Var mı o cesareti?