İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada 11 askeri tabibin yargılanmasına devam edildi. Sanıklardan Hüseyin Günay, Yavuz Öztürker ve Zafer Işılak SEGBİS ile bağlandı. 6 tutuksuz sanık ile sanık avukatları ise mahkeme salonunda hazır bulundu.
"ÖZEL KURULMUŞ HEYETTİ"
Duruşmada tanık olarak dinlenen Erdal Kökcan, 2015 yılında Etimesgut Hava Askeri Hastanesi'nden kendi isteğiyle, albay rütbesindeyken ayrıldığını belirterek, kendisinin FETÖ üyeliğinden yargılandığı davada, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığı için ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildiğini anlattı. Kökcan, "Sanıklardan Hüseyin Günay ile kısa bir dönem Etimesgut'ta çalıştık. O zamanlar kendisinin örgüte yakın olduğunu biliyorum. Kendisiyle bununla ilgili konuşmadım. Örgüt ile yakınlığı olduğunu çevreden duydum. Kendisi zaten ketum bir arkadaş. Kimseyle de konuştuğunu zannetmiyorum" dedi.
En az 50'ye yakın dava ve soruşturmada tanıklık yaptığını vurgulayan Kökcan, "Bildiğim her şeyi söyledim. Ortalığı karıştırmak istemiyorum ama Hüseyin Günay'ın son çalıştığı İstanbul Hava Harp Okulu heyeti özel olarak kurulmuştu. İstanbul Harp Okulu'ndaki işleyiş hakkında çok fazla bilgim yok. Tahminlerimi aktardım" ifadelerini kullandı.
"LİSE YILLARINDA BAŞLADIK"
Diğer tanık Mustafa Hakan Solmaz de kendisine de Ankara'da 2018 yılında dava açıldığını söyledi. Solmaz, "Davam devam ediyor. Etkin pişmanlık kapsamında ifadeler verdim. Yavuz Öztürker ile aynı lisede okuduk. Lise yıllarında bu yapıya ait dershaneye gittiğini, evlere gelip gittiğini, bu evlerde çoğunlukla ders çalıştığımızı ama dini sohbetler adı altında konuştuğumuzu söyleyebilirim. 1989 ile 1992 yılları arasında üniversitede aynı örgüt ortamında bir araya gelmedik ancak üniversitede arkadaş olarak birkaç kez buluştuk. Bu tarihten sonra örgüt ile bağlantısına dair bilgim yok" diye konuştu.
ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANMAK İSTEDİ
Tutuklu sanık Yavuz Öztürker ise tanık Solmaz'ın lise yıllarına dair beyanlarını kabul ettiğini söyledi. Tahliyesini isteyen Öztürker, "Bildiğim her şeyi anlattım. Heyette hiçbir kararım olmadığı için etkin pişmanlıktan yararlanmak istememiştim ancak öğrencilik yıllarımda ders çalışmak maksadıysa örgüt ile bağlantım olmuştu. Heyetten dolayı değil ancak bundan dolayı etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum. 90'lı yılların başında, ders çalışmak için gitmişliğim var. Askeri öğrencilik dönemimde de sohbetlere gittim. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum. Anlattıklarım dışında bildiğim bir şey yok. Verdiğim ifadelerin hepsi birbiriyle aynı doğrultuda. Askeriyeden, 2013 yılında kendi isteğimle istifa ettim. Çalışma surecimde kimseyle bağlantım olmadı. Heyet ile ilgili bilgi birikimim yok. Dahiliye Polikliniği sorumlusu olarak atandım. Bana hiçbir şekilde talimat gelmedi" dedi.
Sanık Zafer Işılak da 30 aydır tutuklu olduğunu belirterek, tahliye talebinde bulundu. Sanıklar ve avukatların taleplerinin alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Hüseyin Günay, Yavuz Öztürker ve Zafer Işılak'ın tahliyesine karar verdi.
33 ÖĞRENCİ MAĞDUR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, FETÖ'nün askeri okullara sızdıktan sonra kendilerinden olmayanları çeşitli kumpaslarla tasfiyeye giriştikleri anlatılıyor.
İddianamede, örgütün askeri liselere yerleştirdiği öğrencilerin herhangi bir sorunla karşılaşmadan harp okuluna geçişlerini sağladığı, diğer askeri öğrencilere ise haksız disiplin cezaları ve düşük not verdikleri belirtiliyor. Böylece kendileri istifa etmeleri beklenen öğrencilerin, istifa etmedikleri takdirde mezuniyetlerine bir ay gibi kısa bir süre kala bu kez sağlık gerekçesiyle okuldan uzaklaştırıldıkları vurgulanıyor. 2008 yılında şok mangalarını geçen ve okul ile bağı koparılamayan 33 Kuleli Askeri Lisesindeki öğrencinin mezuniyetlerine bir ay kala Yeşilyurt Hava Harp Okulu Polikliniğine sevk edildikleri ve sağlık gerekçesiyle tasfiye edildikleri kaydediliyor. Eğitim hakları ellerinden alınan 33 askeri öğrenci davanın mağdur ve müştekileri olarak gösteriliyor.
SAĞLIK KURULUNDAKİLER FETÖ'CÜYDÜ
Müşteki öğrencilerin 2008 yılında okula kayıt yaptırırken herhangi bir sağlık sorunu tespit edilmemesine rağmen 2013 yılında mezun olmadan önce psikolojik uyum bozukluğu, kardiyo-kalp yetmezliği, göz, ortopedik skolyoz hastalıklarının bulunduğu gerekçesiyle okuldan ilişiklerinin kesildiği öne sürülüyor. 2013 yılında muayeneleri yapacak askeri tabiplerin, örgüt mensupları arasından seçildiği ve sağlık kurulunun bu şekilde oluşturulduğu ifade ediliyor.
Öte yandan, soruşturma aşamasında bir şüpheli tabip albay itirafçı olmuştu. Doğrudan elebaşı Fetullah Gülen ile ABD'ye giderek görüşen ve hakkında FETÖ'cü olduğuna dair çok sayıda ifade olan tabip albayın, sağlık kurulu başkanı olarak görev yaptığı belirlenmişti.