Mardin'de bir otelde düzenlenen "Mağdur Odaklı Adalet Buluşmaları" programına Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün yanında Vali Mahmut Demirtaş, Mardin Cumhuriyet Başsavcısı Aydın Turhan, AK Parti Mardin Milletvekili Şeyhmus Dinçel, AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu, Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar ve AK Parti İl Başkanı Faruk Kılıç, yargı mensupları ile ilgili kurum temsilcileri katıldı.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, programda yaptığı konuşmasında mağdurun mahremiyetinin hiçbir zaman hiçbir yerde ortalığa dökülüp saçılacak bir sansasyon malzemesi ya da reyting etkileşim meselesi olamayacağını belirterek, "Bu nedenle, özel hayatın korunması ilkesi hassasiyetle korunmalı, göz ardı edilmemelidir" dedi. Bakan Gül, Mardin'de katıldığı programda Mardin'in insanlığın kalbi, birlik ve beraberliğin sembol şehri olduğunu belirterek adli süreçte mağdurların yanında olmak için yapılan çalışmaları değerlendirmek ve bundan sonra neler yapabilecekleri konusunda görüşmek üzere bir arada olduklarını dikkat çekti.
Programda yargı mensuplarına seslenen Gül, "Uygulama sizlerin elinde. Sizlerden ricam bu yeniliklerin arkasında durarak, insan odaklı perspektifle, mağdur odaklı yaklaşımla adliye süreçlerinde vatandaşlarımızla bir arada olun, onlara sürekli destekçi olun. Sizin tavrınız, duruşunuz, üslubunuz ve kullandığınız dil emin olun en iyi kanundan daha değerlidir" tavsiyesinde bulundu. Programın mağdur odaklı adalet konusunda birçok yerde çalışmalar, analizler yapıldığına ama tüm bu çalışmaların özetinin adliyenin ve adaletin kapısı olduğuna işaret eden Gül, bu kapının herkese açık olduğunu, kim olursa olsun, bu kapıdan giren herkesin adalete erişeceğine olan inançla oradan çıkması gerektiğini kaydetti. Gül, adalet hizmetlerinin temel görevinin bu olduğunu, bu yüzden adli süreçlerde "yalnız değilsiniz" dediklerini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu anayasanın, kanunların, hukukun, evrensel emri ve prensibidir.
Hukuk devleti tam da bunun için vardır. Herkesin hukukunu korumak, herkesin hukuktan nasibini almasını sağlamak için vardır. Vatandaş memnuniyeti, insan yararı nerede ise hukuk oradadır, orada olmalıdır. Bugüne kadar bu bakış açısıyla vatandaş memnuniyetini önceleyen anlayışı hep sergiledik, ortaya koyduk." Mağdur odaklı adalet anlayışındaki önemli adımlardan birinin de adli görüşme odaları olduğunu dikkat çeken Bakan Gül, 105 adliyede 110 adli görüşme odasının bulunduğunu, yılsonunda bunun sayısını daha da artıracaklarını dile getirerek "Bugüne kadar ülke genelinde adli görüşme odalarında 35 bin 232 görüşmenin sağlandı. Daha önce çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler, suça maruz kalmış tüm mağdurlar karakol, savcı, mahkeme, polis, hakim, doktor arasında gidip geliyordu. Ama bu merkezlerle birlikte çocuk, duruşma salonunun bir köşesinde durup, o acıyı bir kez daha yaşamıyor, bir kez daha örselenmiyor, travmasını bir daha yaşamıyor. Çocuk İzlem Merkezlerini kurduk. Çocuğun üstün yararına korumak adına önemli çaba ve denge ortaya konmuş oldu" dedi.
Gül, şiddete maruz kalan bir kadınla suçun failini aynı duruşma salonunda karşılaştırmanın kadının o travmayı bir daha yaşaması ve olayın maddi gerçeğinin tam anlamıyla anlatılması hususunda bir takım sorunlar ortaya çıkardığına işaret ederek, ancak mağdurun farklı bir yerde olayı istediği gibi anlatabilmesi ve meselenin anlaşılmasının çok önemli olduğunu belirtti. Özellikle birinci yargı paketinde ve sonraki mevzuatta, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile adli destek ve mağdur hizmetleri çalışmalarının kapsamını da genişlettiklerine dikkati çeken Gül, bu amaç ve bu hedefe doğru yine başarılı bir şekilde çalışmalar sürdürdüklerini dile getirdi. Gül, bu ay 400 yeni uzman psikolog, pedagog, ve sosyal çalışmacı ataması yaptıklarını, böylece bu birimdeki uzman sayısını 1202'ye çıkardıklarını, insan kaynağını da yüzde 50 artırdıklarını belirtti. Gül, Mardin özelinde ve gerekse tüm Türkiye'de buradan çıkacak önerileri heyecanla beklediklerini belirterek, uygulamada iyi bir başarının ortaya çıkması gerektiğini, bunu da sahada takip etmek istediklerini kaydetti. Devletin temel amacının insan onurunu korumak olduğunu belirten Gül, şunları kaydetti:
"Örneğin, çocuğun üstün yararını gözetmek, insan onurunu korumakla eş değerdir. Kadına şiddetle mücadelede de korunan yine insan onurudur. Mağdurun özel hayatının gizliliğini korumak, mahremiyet hakkına riayet etmek de yine insan onurudur. Mahremiyet hakkı, mağdur hakları arasında en büyük dikkat ve özenin gösterilmesi gereken konular arasındadır. Her iddia ciddiyetle araştırılırken, insan onurunun özenle korunması esastır. Bu çok esas bir meseledir. Bu hassasiyetimizin bir yansıması olarak dördüncü yargı paketinde iddianamede suçla bir ilgisi bulunmayan konularda özel hayat bilgilerine yer verilememesini düzenledi. Birkaç ay önce kanun düzenlemesi yapıldı. Yine beraat kararı verilmesi durumunda iletişim kayıtlarının yok edilmesini de hükme bağladık. Kişisel hayatın korunması, mahremiyetin ifşasının önlenmesi, özel hayatın korunması, adliyenin dışında da her alanda da özen gösterilmesi gereken bir konu. Mahremiyetin ifşasının adaletle de mağdurun hakkıyla da bir ilgisi yoktur. Mağdurun mahremiyeti hiçbir zaman hiçbir yerde ortalığa dökülüp saçılacak bir sansasyon malzemesi ya da reyting etkileşim meselesi olamaz. Bu nedenle, özel hayatın korunması ilkesi hassasiyetle korunmalı, göz ardı edilmemelidir." Bakan Gül, mahremiyet hakkı kadar önemli bir diğer hususun da masumiyet karinesi olduğuna dikkati çekerek, bu bağlamda, kişilerin kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan ya da bir yargı kararına rağmen damgalanması, suçlu ilan edilmesinin asla kabul edilemeyeceğini ifade etti.
"84 MİLYON VATANDAŞIMIZIN 'LEKELENMEME' HAKKI VARDIR"
"Kurulacak yargısız infazlarla kişisel verilerin, mahremiyetin ifşa edilmesi, özel hayata saygının ihlal edilmesi gibi davranışlar asla kabul edilebilir bir tutum değil. İnsan onuruyla yaşar ve onuru korumak hepimizin ortak bir sorumluluğudur. Hassasiyetine, masumiyetine ve itibarına yönelik her türlü saldırıdan korunmayı yargıdan beklemesi de vatandaşlarımızın haklı bir beklentisidir. İşte bu anlayışla lekelenmeme hakkını kanunlarımıza getirdik, çıkardık, yasalaştırdık." diyen Gül, bunun çok kıymetli bir adım olduğunu aktardı.
Gül, "84 milyon vatandaşımızın lekelenmeme hakkı vardır. Ve bu hakkı koruyacak olan da yine yargının, adliyenin kendisidir. Bu hakkın sağladığı korumadan, hukuki güvenlik duygusundan herkes eşit yararlanır. Bu uygulamanın daha da iyiye evrileceğine inanıyoruz. Bu uygulama olmasaydı 438 bin vatandaşımız, polisimizin, savcımızın, adliyenin önüne gelecekti ve haksız yere lekelenmiş olacaktı. İyi ve doğru uygulamalarınızla bu konuda özen ve dikkatinizi en üst seviyede tutacağınıza inanıyorum." dedi. Program sonrasında Bakan Gül ve beraberindekiler sırasıyla yapımına başlanan ve 2023 yılında açılması planlanan yeni adliye binasını, Mardin Valiliğini ve kentteki tarihi mekanları ziyaret ettiler.