Başkan
Recep Tayyip Erdoğan Kriter dergisine konuştu. İşte röportajın satırbaşları:
Yeni bir uluslararası sistem ortaya çıkıyor. Türkiye gibi yükselen güçler, artık küresel siyasette ağırlığı olan bir oyuncuya dönüştü. BM Güvenlik Konseyi'nin adaletten yoksun kararları küresel vicdanı yaralıyor, BM'ye olan inancı yok ediyor. Yeni bir reform inisiyatifi alarak BM'nin yeniden yapılandırılmasını öneriyoruz. Bu teklifle daha adil bir dünya mümkündür diyoruz. BM'nin hem adil hem de güçlü bir yapı oluşturmasının uluslararası düzenin meşruiyeti ve sürdürülmesi için kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Adeta insanlık koşar adım büyük bir kaosun, bir çatışmanın içine sürükleniyor. Eğer bu sorunları şimdi açık yüreklilikle konuşmadan çözüm bulamıyorsak yarın çok geç kalmış olacağız.
Kuralları inşa edenler bu kurallara uymuyorlar. Daha kötü olan ise bu kurallardan sadece kendilerini muaf tutuyorlar. Örneğin Filistin konusunda BM Güvenlik Konseyi onlarca karar aldı. Ortada BM Genel Kurulu kararları var. Neden bu kararlar uygulanmıyor? İsrail bu kararlara tabi değil mi? ABD bu kurallara tabi değil mi? Bir de başkaları söz konusu olunca bu kuralları onlara karşı çekiç olarak kullanıyorlar.
MASA BAŞINDA ÜRETİLMİŞ HARİTALARI KABUL ETMEYECEĞİZ
Biz Türkiye olarak uluslararası hukuka saygılıyız. Haklarımızı korumaktan da çekinmiyoruz. Bizim burada karşı olduğumuz şey, uluslararası hukuku bahane ederek bize dayatılmaya çalışılan çifte standart. Şimdi Doğu Akdeniz'de haklarımızı korumayacak mıyız? Masa başında üretilmiş haritaları kabul mu edeceğiz? Elbette seyirci kalmamız mümkün değil. Bu konuda uluslararası hukuk çerçevesinde gerekeni yaptık, yapmaktan da çekinmeyeceğiz.
1.5 MİLYAR MÜSLÜMANI YOK SAYAN BİR SİSTEM OLABİLİR Mİ?
Her şeyden önce BM küresel bir temsile sahip değil. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulduğunda sadece beş ülkeyi merkeze alarak bir düzenleme yapılmıştı. Ancak şimdi çok farklı bir dünya söz konusu. 1.5 milyar Müslümanı yok sayan bir sistem olabilir mi?" dedi.
SURİYE'DE TERÖR KORİDORUNA SEYİRCİ KALMAYIZ
Türkiye, Suriye'de kurulmaya çalışılan terör koridoruna seyirci kalmayacak. Dünyaya demokrasi çağrısı yapanlar, insan hakları dersi vermeye kalkanlar terör örgütleriyle birlikte çalışıyorlar. Biz terörle mücadele ederken, birileri terör örgütleri arasında ayrım yapıyor. Bu durum kabul edilemez. Göz göre göre YPG'nin propagandasını yapıyorlar. Bu, ne rasyonel ne de ahlakidir. Sonra biz güvenliğimizi sağlamak için BM ilkeleri çerçevesinde gerekli önlemleri aldığımızda, askeri güç kullandığımızda bize 'aman böyle yapmayın' diyorlar.