Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'de kurulmaya çalışılan terör koridoruna seyirci kalmayacağını belirterek, isim vermeden ABD'yi eleştirdi. Erdoğan, "Dünyaya demokrasi çağrısı yapanlar, insan hakları dersi vermeye kalkanlar terör örgütleriyle birlikte çalışıyorlar. Biz terörle mücadele ederken, birileri terör örgütleri arasında ayrım yapıyor. Bu durum kabul edilemez. Göz göre göre terör örgütü YPG'nin propagandasını yapıyorlar. Bu, ne rasyonel ne de ahlakidir" dedi.
Başkan Erdoğan, Kriter dergisine verdiği mülakatta BM'nin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
UYMUYORLAR:
Kuralları inşa edenler bu kurallara uymuyorlar. Daha kötü olan ise bu kurallardan sadece kendilerini muaf tutuyorlar. Diyoruz ki kurallara herkes uysun, kurallar eskidiyse ve işlevsiz kaldıysa da o zaman oturalım kuralları değiştirelim. Böylece küresel yönetişimi daha etkin çalışır hale getirelim. BM'nin elimizdeki en önemli imkan olduğunu söylüyoruz. Ancak bu haliyle değil. Yeni bir reform inisiyatifi alarak BM'nin yeniden yapılandırılmasını öneriyoruz. Bu teklifle daha adil bir dünya mümkündür diyoruz.
KOŞAR ADIM KAOSA:
BM'nin hem adil hem de güçlü bir yapı oluşturmasının uluslararası düzenin meşruiyeti ve sürdürülmesi için kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Adeta insanlık koşar adım büyük bir kaosun, bir çatışmanın içine sürükleniyor. Eğer bu sorunları şimdi açık yüreklilikle konuşmadan çözüm bulamıyorsak yarın çok geç kalmış olacağız.
KÖTÜ SORUNLARLA KARŞILAŞIRIZ:
Dünya siyasetini reforma tabi tutmadan mevcut haliyle, mevcut yapılarla sürdürmeye kalkarsanız daha kötü sorunlarla karşılaşacağız. Vakit varken sistemin aksayan yanlarını masaya yatıralım ve konuşalım. Bizim yaptığımız gibi başkaları da yeni öneriler getirsin ve bu tıkanıklığın önünü açalım. Ortada bir sorun var. Kuralları inşa edenler bu kurallara uymuyorlar. Daha kötü olan nokta ise bu kurallardan sadece kendilerini muaf tutuyorlar. Örneğin Filistin konusunda BM Güvenlik Konseyi onlarca karar aldı. Ortada BM Genel Kurulu kararları var. Neden bu kararlar uygulanmıyor? İsrail bu kararlara tabi değil mi? ABD bu kurallara tabi değil mi?
TERÖRİSTLE İŞ TUTUYORLAR:
Bir de başkaları söz konusu olunca bu kuralları onlara karşı çekiç olarak kullanıyorlar. Türkiye yıllardan bu yana uluslararası terörizmle ilgili çok açık ve net konuştu; terörden de çok çekti. Terör örgütleri arasında ayrım yapmayın çağrısında bulundu. Peki bizi dinlediler mi? Maalesef hayır. Bugün Suriye'de olanlara bakın. Dünyaya demokrasi çağrısı yapanlar, insan hakları dersi vermeye kalkanlar teröristlerle iş tutuyor, onlara tırlar dolusu silah yardımı yapıyor. Terör örgütleriyle birlikte çalışıyor, onlara destek veriyorlar. Sonra biz ülkemizin ulusal çıkarlarını korumak ve güvenliğimizi sağlamak için BM ilkeleri çerçevesinde gerekli önlemleri aldığımızda, askeri güç kullandığımızda bize 'aman böyle yapmayın' diyorlar. Böyle bir mantık söz konusu olabilir mi?
BM HİÇBİR ŞEY YAPMADI:
Suriye krizine ne zaman insani bir gözle baktılar. Yüzbinlerce insan katledilirken, milyonlarca insan Esed rejiminin saldırılarından kaçarken; batının derdi, 'sığınmacıları nasıl engelleriz de bizim kapımıza dayanmazlar' oldu. Esed kimyasal silah kullandığında ne yaptı BM Güvenlik Konseyi? Hiçbir şey yapmadı. Üstelik rejim sonrasında da devam etti saldırılarına. Hani BM saldırgana karşı kurbanı koruyacaktı, mazlumun yanında zalime karşı duracaktı, onu dizginleyecekti. Bunların hiçbiri olmadı. Terörizm konusunda ne zaman ortak bir tavır sergileyeceğiz? İslam karşıtlığını ne zaman insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak göreceğiz? Ne zaman terörün her türlüsünü lanetleyeceğiz ortak bir şekilde? Maalesef bunları görmüyoruz.
SEYİRCİ Mİ KALACAĞIZ:
Biz Türkiye olarak uluslararası hukuka saygılıyız. Haklarımızı korumaktan da çekinmiyoruz. Bizim burada karşı olduğumuz şey, uluslararası hukuku bahane ederek bize dayatılmaya çalışılan çifte standart. Şimdi Doğu Akdeniz'de haklarımızı korumayacak mıyız? Masa başında üretilmiş haritaları kabul mu edeceğiz? Yanı başımızda kurulmaya çalışılan terör koridoruna karşılık vermeyecek ve seyirci mi kalacağız? Elbette seyirci kalmamız mümkün değil. Bu konuda uluslararası hukuk çerçevesinde gerekeni yaptık, yapmaktan da çekinmeyeceğiz.
ŞEHİTLER VERME PAHASINA:
Suriye'de tüm dünyanın gözlerinin önünde yüz binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin yerlerinden edilmesine neden olan insani dram, onuncu yılını geride bıraktı. DEAŞ terör örgütüyle sahada etkin bir şekilde mücadele ederek bu terör örgütünü sınırımızın hemen ötesinden temizleyerek yenilgiye uğratan tek NATO üyesiyiz. Yine sahadaki varlığımızla, PKK terör örgütünün Suriye'deki uzantılarının işlediği katliam ve etnik temizlik faaliyetlerinin önüne geçtik ve bu bölgeleri özgürleştirdik. Şehitler verme pahasına yürüttüğümüz çabalar sonucunda güvenli hâle getirdiğimiz bölgelere, şu ana kadar 462 bin Suriyelinin gönüllü olarak geri dönüşünü sağladık. Aynı şekilde İdlib'te de büyük bir çaba gösteriyoruz. Oradaki varlığımız sayesinde, milyonlarca insanın hem canını kurtardık hem yerinden edilmesini önledik. Uluslararası toplum bir on yıl daha Suriye krizinin devam etmesine izin veremez. Soruna, Suriye halkının beklentilerini karşılayacak şekilde, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı temelinde siyasi bir çözüm bulunması için daha güçlü bir irade ortaya koyulması gerekiyor.
BİRİLERİ AYRIM YAPIYOR:
Suriye'de bir diğer önceliğimiz elbette terörle mücadele ve bölgenin terör örgütlerinden tamamen temizlenmesidir. Ancak görüyoruz ki biz terörle mücadele ederken, birileri terör örgütleri arasında ayrım yapıyor. Bu durum kabul edilemez. Terör insanlığın ortak sorunudur. Bugün Suriye'de destekledikleri terör örgütü PKK-YPG'nin kontrol ettikleri bölgelerde en ağır insan hakları suçları işleniyor, sivil insanlar sırf kendilerine muhalif diye infaz ediliyor ya da işkenceye maruz bırakılıyorlar. Söz konusu suçlar ve ağır ihlaller, müttefiklerimizin gözleri önünde gerçekleşiyor. Göz göre göre terör örgütü YPG'nin propagandasını yapıyorlar. Bu, ne rasyonel ne de ahlakidir. Hep şunu söyledik; terör tüm insanlığın ortak düşmanıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya çalışan her türlü girişime karşı ve terörü sonlandırmaya yönelik mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.