Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, konuk olduğu canlı yayında ABD'nin Türkiye'ye teklifi, S-400 ve F-35 konusunda birbirinde önemli açıklamalarda bulundu.
"MESELE S-400'E BAĞLANMIŞ BİR AMBORGOYA DÖNÜŞTÜ"
Türkiye'nin haklarını arama konusunda harekete geçmesi gerektiğini belirten İsmail Demir, "Bunun için de bir lobi şirketiyle anlaşıldı ama mesele F-35'ten çıkıp S-400'e bağlanmış bir ambargoya dönüştü. Bunun lobicilik kısmı var siyaset kısmı var. Orada F-35'e geri dönmek kavramı asıl haklarımızın bir kısmı F-35'lere ortak olma bedeli olarak verildi. O açıdan Türkiye ortaklığa dönelim diye ağlayan bir ülke durumunda değil. Çıkmasaydık iyi olurdu farklı bir denklemdir ama bu Türkiye'nin aldığı bir karar değil karşı tarafın aldığı bir karardı." dedi.
"Türkiye programın en iyi ortaklarından bir tanesiydi." diyen Demir, "Bu kendi tercihleriydi ki F-35 ile S-400'leri ilişkilendirmenin de bir anlamı yoktu." ifadesini kullandı.
ABD'DEN AKILALMAZ PATRİOT TEKLİF: SİSTEMİ TEST DAHİ EDEMEZSİNİZ
İsmail Demir, şu ifadeleri kullandı:
"ABD'lile şunu söylüyor. 'Biz Türklere Patriot vermek istedik ama onlar tercih olarak S-400'ü aldılar.' diye bir söylem var. Doğru olan şu. Onların bize teklif ettikleri Patriot satışındaki şartlar bizim açımızdan kabul edilmesi çok zor olan şartlardı. O masadaki görüşmelerde belirli bir kırmızı çizgi çektiler ve oradan bir adım geri atılmadı. Sistemi alsanız test dahi edemezsiniz. Bunun çok daha ötesinde şartlar vardı. İkinci teklif de çok geç verildi o da çok ileri şartlarla verildi. Bunun anlaşılmasında fayda var. Patriot teklifi vardı ancak teklif gerçekten kabul edilebilir bir teklif değildi. Amerikalılar sürekli olarak Türkler bunu tercih meselesi yaptılar. Türkler bizimkini almadı S-400'ü aldı söyleminde bulunuyor.
"TÜRKİYE'NİN HERHANGİ BİR ŞEYE MECBUR TUTULMASI KABUL EDİLEMEZ"
Onunla ilgili belli bir takvim konuldu ve safha safha işlendi. Şu an itibariyle de o durduruldu.
Programdan çıkartmak gibi bir kararın tek başına ABD tarafından alınamayacağını ve hukuki olmadığını söyledik. Şu anda yapılan şey o anlaşma bir mutabakat zaptı idi. Orada iş planı yapılmıştı ve herkese düşen iş payları vardı. Oradan tek taraflı çıkarmanın mümkün olmadığı anlaşılınca ABD dedi ki ben bu anlaşmadan çekiliyorum ve diğerlerine de çekilme baskısı yaptı.
Bu ülke kendi kaynaklarıyla Allah'ın izniyle birçok şeyi başarabilir. Bu kararlılığın, özgüvenin olması gerekiyor. Bunun arkasında siyasi irade, milletimizin iradesi olursa biraz zaman alabilir biraz zaman ve para harcayabiliriz ama Türkiye'nin herhangi bir şeye mecbur tutulmasını kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum."