Bir ay önce yine koronavirüs nedeniyle annesini kaybeden Baysal'ın aşı olmadığı öğrenildi. İki ay önce doğum yapan eşi, eşinin annesi ve babası da hastanede tedavi gören Tevfik Rauf Baysal'ın sahibi olduğu yayınevinde aşı karşıtı olan yazarlar, son dönemde aşı karşıtı söylemleri ile dikkatleri üzerine çekmişti.
Hayy Kitap'tan 3 kitabı yayımlanan ancak son dönemdeki yayınevinin aşı karşıtı yayın prensipleri nedeniyle yayınevinden ayrıldığını söyleyen Gastroenterohepatoloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş, yaşananların, aşıların otizm yaptığını ileri süren ancak yıllar sonra gerçekler ortaya çıkınca meslekten men edilen aşı karşıtı Dr. Andrew Wakefield vakasını hatırlattığını söyledi.
Dr. Atilla Bektaş
"AŞI KARŞITI OLMADIĞIM İÇİN YAYINEVİ İLE İLİŞKİMİ BİTİRDİM"
SABAH'a konuşan Dr. Bektaş, "Ben Rauf Baysal'ın aşı konusunda yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. Canan Karatay, Ümit Aktaş, Yavuz Dizdar, Ahmet Rasim Küçükusta gibi doktor yazarların kitapları bu yayınevinden basıldı. Aşı karşıtı doktorlar ve maalesef Rauf Baysal da aşısızdı. Çok iyi, mükemmel bir insandı.
Allah rahmet eylesin. Bir bilim insanı olarak söylemek zorundayım ki aşı bu bu virüsle savaşta en önemli silah. Bütün salgınlar aşı ile durdurulmuştur. Zaten aşının olumlu sonuçları da geliyor. Mesela yoğun bakımda yatanların yüzde 95'ini aşı olmamış kişiler oluşturuyor. Maalesef son dönemde Hayy Kitap'ın yayın prensibi aşı karşıtı söylemlere dayanıyordu. Ve protein diyetlerini savunuyorlardı. Benim de 3 kitabım bu yayınevinden çıktı. Ben aşı karşıtı bir hekim olmadığım için bu yayıneviyle ilişkimi sonlandırdım. Aşı olup olmama tercihi kişisel özgürlük değildir. Hastalıkla mücadelede alınması gereken en önemli tedbirdir" dedi.
"PATRONLARINI CANINDAN ETTİLER"
Baysal'ın vefatıyla ilgili sosyal medyada çok sayıda paylaşım yapıldı. Sosyal medyada aşı karşıtı hekimlerden etkilendiği ve aşı olmadığı belirtilen Baysal'ın ölümüyle ilgili tepkiler büyük. Yayınevinin yazarlarından Nöroloji Uzmanı Dr. Sevda Sarıkaya ise yaptığı paylaşımda, "Çok üzgünüm. Yayınevim Hayy Kitap'ın sahibi Rauf Bey Kovid'den vefat etmiş. Eşi de yoğun bakımda. Minicik bebekleri var. Aşı karşıtı doktor yazarları o kadar fazlaydı ki. Patronlarını canından ettiler! Söylenecek bir şey bulamıyorum" diyerek tepkisini dile getirdi. Yayınevinin aşı karşıtlığıyla tanınan yazarı Ümit Aktaş da Rauf Baysal'ın ölümüne ilişkin yaptığı paylaşımda "Biz seninle sadece kitapları değil, bir davayı paylaştık" demekle yetindi.
Tevfik Rauf Baysal'ın cenazesi bugün Kuşadası Adalızade Mezarlığı'nda kılınan cenaze namazının ardından defnedilecek.
* Baysal'ın vefatı, Türkiye Yayıncılar Birliği'nin sosyal medya hesabından, "Üyemiz, Hayy Kitap'ın sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Tevfik Rauf Baysal vefat etmiştir. Tüm sevenlerine, ailesine ve yayıncılık dünyasına başsağlığı dileriz." ifadeleriyle duyuruldu.
* Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Doç. Dr. M. Mücahit Küçükyılmaz da Baysal'ın vefatının ardından, "Rauf Baysal tanıdığım en ilkeli, ahlak sahibi insanlardandı. Hayy Kitap ile yayıncılığa yeni bir seviye getirdi. Şeyh ile Hükümdar onun teşvikleriyle ortaya çıkmıştı. Rabb'im gani gani rahmet eylesin, eşi ve bebeğine şifalar nasip etsin." açıklamasında bulundu.
* Yönetmen Semih Kaplanoğlu da "Kuşadası'ndan komşumuz, İzmir Atatürk Lisesi'nde öğretmenim Haluk Baysal'ın oğlu sevgili arkadaşımız Rauf Baysal'ı kaybettik. Onu sıcak gülümsemesi ile hatırlayacağız. Nur içinde yatsın mekanı cennet olsun." diye yazdı.
* Yazar Leyla İpekçi ise "Ah Rauf Baysal, 1990'lardan beri gazetecilik yıllarımdan yayıncılık yıllarıma, yazarlıktan editörlüğe, yaz ramazanlarında nice sofralara, atalar tohumu organik tarım kimsenin derdi değilken Buğday Derneğinde toplantıdan toplantıya... Birlikte kitaplar da yaptık. Mekanın cennet olsun." paylaşımını yaptı.
* Doç.Dr. Muhammed Keskin: Rauf Baysal'ı aşı olmamaya ikna edenler . Şu an huzurlu mudur acaba? Bunu yapan hekim kılıklılar, nasıl yastığa başlarına koyabiliyorlar, anlayamıyorum.
* Mehmet Dilbaz : Artık bu adama birisi dur demeyecek mi! Rahmetliyi aşı olmamaya ikna ediyorlar. Önce annesi, sonra kendisi vefa ediyor. Eşi de entübe. Minicik bebekleri vardı bu ailenin. İleride o çocuğa ne diyeceksiniz. İki kutu zerdeçal satma uğruna tüm bunlara değer miydi?TTB'DEN AŞI KARŞITI DOKTOR AKTAŞ'A 1 AY MESLEKTEN ALIKOYMA CEZASI
Dr. Ümit Aktaş'ın hesabı "ABD'de ve Avrupa'da on binlerce insan aşıdan kaynaklanan nedenlerle öldü. Milyonlarca insanda da kalıcı yan etki gelişti", "Ya pandemiden kötüsü aşıyla gelirse?" gibi paylaşımları nedeniyle Twitter tarafından sınırlandırlmıştı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kovid-19 aşılarına karşı sosyal medyadan açıklamalar yapan bir yandan da bağışıklık sistemini güçlendirmek için kendi adını taşıyan bitkisel destekler satan Dr. Ümit Aktaş'a 1 ay süre ile geçici meslekten alıkoyma cezası verdi.
Prof. Dr. Canan Karatay da koronavirüs aşısı ile ilgili daha önce şu açıklamayı yapmıştı: "Koronavirüsüne karşı aşı yapamazsınız. Sağlık bir hücrede kapılar kale kapısı gibi sağlam açılmaz ve hastalanmayız. Ben onu söylüyorum onun için doğal besleneceğiz. Virüs ve griplerin her sene yenisi çıkar bunun aşısı olmaz. Bunun tek aşısı tek yolu kendi hücrelerimizin güçlü ve sağlık kılmaktır" dedi.
Bir İngiliz gastroenteroloji (mide-barsak sistemi hastalıkları) uzmanı olan Dr. Andrew Wakefield, 1998 yılında 12 çalışma arkadaşı ile birlikte dünyanın önde gelen tıp dergisi olan Lancet dergisinde MMR ( Kızamık, Kızamıkşık Kabakulak karma aşısı) aşısı ile otizm arasında bir bağlantı olma ihtimalini öne süren bilimsel bir bir makale yayımladı. Bu makalede, MMR aşısınındaki canlı virüsün barsak mukozasının geçirgenliğini artırarak kana, oradan da beyine geçtiğini, ve böylelikle otizme neden olduğunu iddia ediyordu. Wakefield ve arkadaşlarının çalışmasında ciddi metodoloji problemleri vardı ve bu nedenle bilimsel çevreler tarafından şüphe ile karşılandı. Her şeyden önce çalışma sadece 12 çocuk üzerinde yapılmıştı. O yıllarda İngiltere'de ayda 50 bin çocuk MMR aşısı olurken, bu bağlantının sadece 12 çocukta gösterilmesi verilerin tesadüfi olma ihtimalini düşündürüyordu. Anne -babalar arasında yayılan endişe ve ardından panik dalgası nedeniyle 1998 -2003 yılları arasında İngiltere'de MMR aşılanma oranları yüzde 92'den yüzde 80'e geriledi.2004 yılında Wakefield'in orjinal çalışmasının altında yatan bazı gerçekler gün ışığına çıktı. 2010 yılında Lancet dergisi kamuoyuna bir açıklama yaparak etik dışı uygulamalar ve sonuçların çarptırılması nedeniyle makaleyi yayından çektiğini açıkladı.
Wakefield'in düşüşü sadece makalenin geri çekilmesi ile bitmedi. Yaptığı çalışmanın sansasyonel hale gelen sonuçlarının İngilere ve Dünya halk sağlığına olumsuz etkisi, Wakefield'in içinde bulunduğu karmaşık ve kirli çıkar ilişkileri Birleşik Krallık Tıp Konseyi'nin dikkatini çekti ve konseyin etik komitesi 24 Mayıs 2010 tarihinde yayınladığı bir genelge ile ciddi mesleki suistimaller ve etik dışı uygulamlar yaptığı tespit edilen Andrew Wakefield'in "Doktor" ünvanını geri aldı ve doktorluk yapmasını yasakladı.