Kendisinin Hz. Ali tarafından görevlendirildiğini söyleyerek emekli Danıştay hakimi S.Y'nin 550 bin TL'sini alan, avukat kızları D.Y ve S.Y'yi de etkisi altına aldıktan sonra taciz edip hayatlarını altüst eden Uğur Akyol hakkında S.Y'ye karşı sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı, D.Y'ye karşı zincirleme olarak sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı, tüm müştekilere karşı dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık suçu olmak üzere toplam 66 yıl 3 ay hapis istemiyle dava açıldı.
"BASİT BİR DOLANDIRICILIK DEĞİL"
Bakırköy 20. Ağır Ceza mahkemesinde görülen duruşmaya katılan müşteki D.Y., "Bugün sabah uyandığımızdan beri mide bulantımız var. 2017 yılından beri bizim her sabahımız böyle geçiyor. Bu basit bir dolandırıcılık değil. Bu adam 5 yıldır bizim hayatımızı mahvetti" dedi.
"ANNEM İNTİHARA KALKIŞTI"
Diğer müşteki S.Y. ise sanıkla babasının bir arkadaşı aracığıyla tanıştığını, sanığın kadınların çikolata kistine iyi gelen bir macun yaptığını ve ortak aradığını duyması üzerine anne ve babasının yatırımcı olduklarını anlattı. Anne ve babasının sanığa ofis tuttuklarını söyleyen S.Y. devamında ise "Bu kişi bizim ailemizdeki dini hassasiyetimizi fark ederek ailemizin içine sızdı. 2016 yılının Ramazan ayında sürekli bizimle vakit geçirdi, dini konuşmalar yaptı. Annemle babam kendisinden çok etkilendi. Hatta ona Uğur bey değil Seyit diye sesleniyorlardı. Kardeşim ve ben daha uzak duruyorduk. Somut bir şey olmadığından anne ve babama bir şey diyemiyorduk. Daha sonra annem yaşadığı şeyin ne olduğunu bilmediğimiz bir şekilde rahatsızlandı. Her gördüğü kişiyi sanık sanıyordu. Kendi kendine konuşuyordu. Aklını kaybetmiş gibiydi, yemeden içmeden kesilmişti, uyuyamıyordu. Sanık ise annemin bu durumuna karşı 'Anneniz çok güzel bir sürece girdi, çok iyi mertebelere yükseldi. Benim danışmanlığımda çok iyi olacak' diyordu. Bir süre sonra annem intihara kalkıştı. Ama sanık kendisinin bizim ailemize koruyucu olarak geldiğini söylüyordu, bu şekilde babamı etkisi altına aldı. Zaten sürekli babamın etrafındaydı. Babamın üzerinde inanılmaz bir güven oluşturdu. Biz de babamın aldığı kararları sorgulamazdık. Ancak çok iyi kazandığımız dönemde biz bir anda kazanamamaya başlayıp sanığın mal varlığını ve bindiği lüks araçları, zenginleştiğini görünce biz de sorgulamaya başladık.
Sanık da bize 'Babanız size sürpriz yapıp ev yaptırıyor' dedi ve bize bir proje gösterdi. Daha sonra biz sanığın hesaplarına sürekli bir para akışı olduğunu fark ettik. Biz fakirleşirken o zenginleşince durumu anlamış olduk. Sonra sanık hesabına gelen paraları anneme musallat olmuş cinlerden kurtulmak için harcandığını, bize de musallat olmaması için kurbanlar kesip hayır işlerine yatırdığını bunun için de çok ciddi paralar harcadığını söyledi. Bu gerekçeyle üstüne bir de babama kredi çektirdi. Bizim aç kaldığımız zamanlar oldu. Sanık bizden aldığı paralarla lüks araçlarla geziyor, benim babamsa hasta haliyle metrobüslerde sürünüyor. Sanık sürekli sizi izliyorum şeklinde konuşuyordu. Dini yönünün yanında kendisinin derin devlet olduğunu, babamı mesleğini icra ettiği dönemde sürekli doğru yoldan çıkarmak için sınadıklarını ama babamın hiç bir zaman doğru yoldan ayrılmadığını söylüyordu. Bazı insanlara kendisinin şifacı olduğunu, bazılarına doktor bazılarına ise avukat olduğunu söylüyordu. Biz anne ve babamıza bu insana nasıl bu kadar güveniyorsunuz diye sorduk. Bize balkonda otururken sanık babama 'aya bakar mısın' diyor. Babam aya baktığında Hz. Ali'nin silüetini görüyor daha sonra bu silüet babama doğru yaklaşıyor. Bunu anneme de yapıyor ve annem aklını kaybediyor. Annemin beyin kimyası değişmiş. Buna benzer şeyler yaparak Uğur beyden 'Seyidim' diye hitap etmelerine kadar gitti bu. Kendisinden şikayetçiyim. Cezalandırılsın" dedi.
Mahkeme sanık ile müşteki S.Y. arasındaki para transferlerinin tespiti için hesap hareketlerinin incelenmesine hükmederek duruşmayı erteledi.