Ebeveynlerin bir sorun çözümü gibi gördükleri boşanmanın, bir taraftan da hukuki, psikolojik ve sosyal süreci itibariyle bireysel ve toplumsal birçok sorunun başlangıcı olduğunu belirten Karslı, "Dolayısıyla eşler ve çocuklar için çoğunlukla travmatik olabilen bir olgudur. Boşanma davalarında en mağdur taraf çocuklardır. Boşanma davası devam ederken çocuk ya da çocukların velayeti tedbiren; bu davalar sonuçlandıktan sonra tamamen taraflardan birine verilmekte. Bazı durumlarda velayet hakkına sahip olan taraf diğer tarafa mahkeme kararına rağmen çocukla şahsi ilişki kurmasına izin vermeyebilmekte veya velayet hakkına sahip olmayan taraf çocuğu diğer tarafa teslim etmeyebilmektedir. Boşanan ebeveynlerin birbirlerine duydukları öfke ve kini çocukları üzerinden sürdürmeleri ve çocuğu tabiri caizse bir silah gibi kullanmaları yüzünden çocukların tesliminin devlet eliyle düzenlenmesini gerekli hale getirmiştir." ifadelerini kullandı.
Çocukların, bazen aileler tarafından eşya gibi göründüğünün altını çizen Karslı, "Bu gibi durumlarda çocuğun teslimi için gerekli yasal prosedür ne yazık ki icra dairesi tarafından yürütülüyor. Çocukların "icra yoluyla" teslimi 1932 tarihli 89 yıllık İcra İflas Kanunu'ndan ve 1965'te değiştirilen 25. maddesinden kaynaklanıyor. Bu maddeye göre çocuklar "taşınır eşya" gibi icraya konulmakta." dedi.
Karslı, sözlerine şöyle devam etti.
"Alacaklı konumunda olan (anne veya baba) çocuk teslimi hakkındaki mahkeme kararını icra dairesine vererek takip işlemini başlatmakta ve borçlu olan anneye veya babaya "icra emri" gönderilmek sureti ile borçluya (anne veya babaya) 7 gün içinde çocuğu teslim etmesi, aksi halde çocuk nerede bulunursa bulunsun zorla alınacağı icra dairesi tarafından bildirilmekte. Bu bildirime rağmen anne veya baba 7 gün içinde çocuğu teslim etmezse icra müdürlüğü, çocuğu nerede bulursa zorla alıp alacaklı olan anneye veya babaya teslim ederek ilam hükmünü yerine getirmekte.
Ayrıca icra emrine rağmen çocuğu göstermeyen ebeveynlere karşı İcra ve İflas Kanunu'nun 341. Maddesi uyarınca da çocuk teslimi hakkındaki ilamın veya ara kararının gereğini yerine getirmeyen veya yerine getirilmesini engelleyen kişinin, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, altı aya kadar tazyik hapsine karar verilebilmekte.
Çocuk, maalesef bu kanunu uygulamakla yükümlü olan (psikolojisi konusunda resmi olarak herhangi bir yeterliliği olmayan) icra memurları ve kolluk görevlileri tarafından mal ya da eşya gibi teslim alınarak "alacaklı" konumundaki diğer ebeveyne teslim ediliyor.
Ancak çocukla kişisel ilişki kurulmasında çocuğun psikolojik ve rahatsız edici unsurlardan etkilenmesinin önlenmesi; çocuğun yüksek yararına uygun olarak teslimin sevgi ve saygı ortamı içerisinde gerçekleştirilmesi ve çocuğun yüksek yararının gözetilmesi gerekmektedir.
Halbuki bu süreç ve sonrası, çocuğun psikolojik gelişimine geri dönüşü olmayan zararlar vermekte ve sağlıklı bir kişiliğin oluşumunu olumsuz etkilemektedir."
İcra zoruyla alınan çocuk dramı bitiyor
İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında hazırlıkları devam eden 4. Yargı Paketi'nin tüm bu olumsuz durumları ortadan kaldıracağını savunan Karslı, "Çocuk psikolojisini bütünüyle zedeleyen ve olumsuz durumlara yol açan bu düzen, yerini çocuk psikolojisinin birinci öncelik olarak konumlandığı yeni bir düzene geçişi sağlayacağını ümit ediyoruz.
Bu taslağa göre icra ile çocuk alma, İcra İflas Kanunu'ndan çıkarılarak Çocukları Koruma Kanunu'nun içine dahil edilecek. Adli Destek ve Mağdur Hizmetlerine bağlı olarak kurulacak olan "Çocuk Teslim Merkezleri" ile çocuğun sosyal ve duygusal zarara uğramasının önüne geçmek amaçlanmakta.
Aile bireylerin ruhsal ve fiziksel olarak yetiştiği bir ilk okul niteliğindedir. Birey olma bilinci, psikolojik farkındalık, duygusal kavrayış gibi en önemli hasletler öncelikle ailede öğrenilir. Dolayısı ile sağlıklı bireylerin yetişmesi ve sağlıklı toplumun oluşması için sağlıklı bir aile yapısına ihtiyaç vardır.
Çocuk, ebeveynleri boşansa dahi ebediyen o aile kavramının içindedir. Boşanma süreci ve sonrasının çocuğun üstün menfaati gözetilerek yürütülmesi her şeyden önemlidir. Geleceğimizin güvencesi çocuklar, ebeveynlerinin şahsi husumetine kurban edilmemelidir." ifadelerini kullandı.