1951 Gümülcine doğumlu Şerif, 1980'lerde azınlığın hak arama mücadelesinde daima ön saflarda yer aldı. 31 yıldan beri müftülük görevine devam eden ve hakkında 8 dava açılan Şerif, adalet için verdiği mücadelesini SABAH'a anlattı:
Sünnet için verilen mevlit törenine katıldım. Birkaç ay sonra bir celpname geldi. Toplu sünnet mevlidine katılmam makam gasbı kabul edilerek hakkımda dava açılmış. 2017'de şahsıma açılan dava pandemi nedeniyle ertelendi. 5 yıl sonra gelen yeni celpnamede 7 Ekim 2020'de Selanik Bidayet Mahkemesi'ne gitmem gerektiği yazıyordu.
Bu mahkemeden sonra uzun yıllar beni mahkemeye vermediler. 2017'de yaşadığım son olay başta olmak üzere hakkımda 7-8 dava açıldı. Sünnet törenine katılmam, cuma namazı kıldırmam gibi nedenlerle davalar açtılar. Cuma namazı kıldırdığım için de 80 gün hapis cezası aldım. Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü sosyal medya hesabımız var diye de dava açıldı. Önümüzdeki günlerde onun mahkemesi var.
1990'da 18 ay hapis cezası verdiler, 3 ay yattım. Geri kalan günler için para verdim. Daha sonra bir konuşmam nedeniyle 8 ay ceza aldım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gittim ve kazandım. Yunanistan 10 bin dolar ödedi, parayı Atina'da depremde zarar görenlere verdim.
Makam gasbı, müftü olmadığın halde müftü gibi davranmaktır. Bize bu suçu isnat ediyorlar. Diğer bütün din adamları istediği gibi giyinirken ben cübbeyle gezdim diye makam gasbı suçu işlediğimi öne sürüyorlar. Burada müftüler halk tarafından seçilir. Buna rağmen Yunanistan hâlâ bizi tanımıyor. Seçilmiş müftülere gözdağı vermek, korkutmak için sürekli davalar açıyorlar.