Bir dizi programa katılmak ve ziyarette bulunmak üzere Kahramanmaraş'ta bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi'nde gençlerle buluşma programına katıldı.
ANNESİNE OKUDUĞU ŞİİRİ DUYUNCA GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Başkan Erdoğan, büyükşehir belediyesi ziyareti sonrası gençlerle buluşmak için Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi'ne geçti. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen programda, Başkan Erdoğan ile gençler bir araya gelerek sohbet etti. Başkan Erdoğan, müzeye girişinde binlerce vatandaş tarafından ilgiyle karşılandı. Erdoğan, gençlerle buluşmasında, yıllar önce annesi Tenzile hanıma okuduğu şiiri duyunca gözyaşlarını tutamadı.
Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair…
— Eyyüp Kadir İnan (@eyupkadirinan) September 10, 2021
Seni Çok Seviyoruz. @RTErdogan pic.twitter.com/nFbZrYfkO3
ANNESİ TENZİLE ERDOĞAN BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM ANNELERE OKUMUŞTU
AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan tarafından sosyal medyadan paylaşılan videoda Başkan Erdoğan'ın, gözyaşlarını gizleyemediği görüldü. Erdoğan yıllar önce, "İçimde kaynayan bir mahşer var, mahşer bir de annelerin gönlünde kaynar" dizesiyle devam eden bir şiiri, annesi Tenzile Erdoğan başta olmak üzere tüm annelere okumuştu.
Başkan Erdoğan'ı duygulandıran anlar! Gözyaşlarına hakim olamadı | Video
BAŞKAN ERDOĞAN GENÇLER İÇİN KİTABINI İMZALADI
Öte yandan Başkan Erdoğan yeni çıkan kitabı 'Daha adil bir dünya mümkün'ü gençler için imzaladı.
Sayın Cumhurbaşkanımız @RTErdogan Yeni çıkan 'daha adil bir dünya mümkün' adlı kitabını gençler için imzaladı…
— Eyyüp Kadir İnan (@eyupkadirinan) September 10, 2021
Arka plandaki çalan şarkı geceye armağan… pic.twitter.com/x6R0mX4yzl
İşte Erdem Bayazıt'ın o şiiri:
"Telgrafın tellerini kurşunlamalı"
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim.
Gamdan dağlar kurmalıyım
Kayaları kelimeler olan
Kırk ikindi saymalıyım
Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma
Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından
Baştan ayağa ıslanmalıyım
Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım.
İçimde kaynayan bir mahşer var
Bu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar
Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde
Ya da çamaşır sererken bahçelerinde
Birden alıverirler kara haberini
Okul dönüşü bir trafik kazasında
Can veren oğullarının.
Bir de gencecik aşıkların yüreklerini bilirim
Bir dolmuşta yorgun şoförler için bestelenmiş
Bir şarkıdan bir kelime düşüverince içlerine
Karanlık sokaklarına dalarak şehirlerin
Beton apartmanların sağır duvarlarını yumruklayan
Ya da melal denizi parkların ıssız yerlerinde
Örneğin Hind okyanusu gibi derin
İsyanın kapkara sularına dalan.
Nice akşamlar bilirim ki
Karanlığını
Bir millet hastanesinde
Dokuz kişilik kadınlar koğuşu koridorunda
Başını kalorifer borularına gömmüş
Beyaz giysilerinden uykular dökülen tabiplerden
Haber sormaya korkan
Genç kızların yüreğinden almıştır.
Bir de baharlar bilirim
Apartman odalarında büyüyen çocukların bilmediği bilemeyeceği
Anadolu bozkırlarında
İstanbul'dan çıkıp Diyarbekir'e doğru
Tekerleri yamalı asfaltları bir ağustos susuzluğu ile içen
Cesur otobüs pencerelerinden
Bilinçsiz bir baş kayması ile görülen
Evrensel kadınların iki büklüm çapa yaptıkları tarla kenarlarında
Çıplak ayakları yumuşak topraklara batmış ırgat çocuklarının
Bir ellerinde bayat bir ekmeği kemirirken
Diğer ellerinde sarkan yemyeşil bir soğanla gelen.
Yazlar bilirim memleketime özgü
Yiğit köy delikanlılarının
İncir çekirdeği meselelerle birbirlerini kurşunladıkları
Birinin ölü dudaklarından sızan kan daha kurumadan
Üstüne cehennem güneşlerde göğermiş mor sinekler konup kalkan
Diğeri kan ter içinde yayla yollarında
Mavzerinin demirini alnına dayamış
Yüreği susuzluktan bunalan
İçinden mahpushane çeşmeleri akan
Ansızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıp
Apansız silahına davranan
Nice delikanlıların figüranlık yaptığı
Yazlar bilirim memleketime özgü.
Güzler bilirim ülkeme dair
Karşılıksız kalmış bir sevda gibi gelir
Kalakalmış bir kıyıda melül ve tenha
Kalbim gibi
Kaybolmuş daracık ceplerinde elleri
Titreyen kenar mahalle çocukları
Bir sıcak somun için, yalın kat bir don için
Dökülürler bulvarlara yapraklar gibi.
Kadınlar bilirim ülkeme ait
Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak
Göğüsleri Çukurova gibi münbit
Dağ gibi otururlar evlerinde
Limanlar gemileri nasıl beklerse
Öyle beklerler erkeklerini
Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi.
İsyan şiirleri bilirim sonra
Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden
Harfler harb düzeni almıştır mısralarında
Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır
Kimi bir soygun sofrasında ışıklı sofralarda
Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır.
Müslüman yürekler bilirim daha
Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet
Eller bilirim haşin hoyrat mert
Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır
Her kırışığı sorulacak bir hesabı
Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.
Bütün bunların üstüne
Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim
Vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim
Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli
Adın kurtuluştur ama söylememeliyim
Can kuşum umudum canım sevgilim.