Türkiye'nin toplumsal tarihinde kara bir leke olarak yerini koruyan 6-7 Eylül olaylarının üzerinden 66. yıl geçti. Rumların Kıbrıs Türklerine yönelik saldırgan tutumu ve Yunanistan'ın uzlaşmaz tavrı Türkiye'de de etkilerini hissettirmekteydi. 1955 yılının 6 Eylül günü İstanbul Ekspress gazetesinin "Atatürk'ün Selanik'teki evinin bombalandığı" haberi bardağı taşıran son damla oldu. Yayılan bu haberle tetikte bekleyen kaos bir anda kendine yol buldu ve olanlar oldu. Zaman geçtikçe tepkiler arttı ve sonunda Rumların çoğunlukta yaşadığı Beyoğlu savaş alanına döndü. Binlerce kişi Rumlara ait dükkanlara saldırdı ve Rumların malları yağmalanıp sokaklara döküldü. Rumlar başta olmak üzere azınlıklara ait binlerce işyeri yağmalandı ve talan edildi. Resmi kaynaklarına göre; 4 bin 214 ev, bin 4 işyeri, kilise, sinagog, manastır, okul gibi 5 bin 317 tesis saldırıya uğradı. Amerikan Milli Arşivi'ndeki belgelere göre de tahrip edilen işyerlerinin yüzde 59'u Rumlara, yüzde 17'si Ermenilere, yüzde 12'si Musevilere ve yüzde 10'u da Müslümanlara aitti. Mağdurlara Cumhurbaşkanı Celal Bayar döneminde 6.5 milyon TL, Menderes hükümeti tarafından çıkarılan bir yasa ile de 60 milyon TL ödendi. O kara günlere dair her acı hatıra bugün de tazeliğini koruyor.