BBC Türkçe, İngiltere Savunma Bakanı Wallace'ın The Mail on Sunday gazetesine yazdığı makaleyi açıkça çarpıttı. Wallace'ın hiçbir şekilde Türkiye ismini telaffuz etmemesine rağmen haber BBC Türkçe tarafından birinci ağızdan açıklama yapılmış gibi, 'İngiltere Savunma Bakanı Wallace: Türkiye ve Pakistan gibi ülkelerde mülteci merkezleri planlıyoruz' şeklinde servis edildi.
BBC Türkçe'nin açıkça çarpıttığı haber İletişim Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından kesin bir dille yalanlandı. Ancak. Millet İttifakı'nın liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener BBC Türkçe'nin çarpıtma haberini paylaşarak Başkan Erdoğan'ı hedef aldı.
BBC Türkçe, gelen tepkiler üzerine önce haberin içini değiştirdi, daha sonra ise okuyucularından özür dileyerek düzeltme geçti.
BBC Türkçe, haberi çarpıttığını açıkça kabul ederken, Başkan Erdoğan ve AK Parti hükümetini hedef alan Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener paylaşımlarını silmedi ve özür dilemedi.
Kılıçdaroğlu, daha önce, 'Katarlı öğrenciler Türkiye'de sınavsız tıp okuyacak' ve 'Erdoğan-Biden ile mülteciler konusunda anlaştı' şeklinde asılsız paylaşımlarda bulunmuş, yalan olduğu ortaya çıkmasına rağmen paylaşımlarını silmemişti.
Başkan Erdoğan'ın 'yalan terörü' olarak nitelendirdiği bu olayların son günlerde giderek artması, 'Millet İttifakı'nın stratejisi yalan siyaseti mi?' sorularını beraberinde getirdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, MHP Grup Başkanvekili Muhammet Levent Bülbül ve MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay konuyu sabah.com.tr'ye değerlendirdi.
AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ AKBAŞOĞLU: KURGU VE KUMPASIN KURUCUSU
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, sabah.com.tr'ye yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
Gerçekten bu konu ile ilgili uydurma bir siyaset peşinde koşan ittifak ile karşı karşıyayız. Bilinçli bir tercih olarak yalan terörünü sürdürme niyetindeler.
Milyonlarca öğrencinin gireceği üniversite sınavından bir gün önce T24 tarafından yayınlanan yalan bir haber ile kaotik bir durum olulturmaya çalıştılar.
T24 amacına ulaştıktan sonra bu yalan haberi silerek özür diledi. Bu bundan sonra yapacakları operasyon haberlerine zemin hazırlamak için atılmış bir adımdı.
Kaynak kendisini yalanladığı halde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yalancı kaynağını doğru kabul ederek paylaşımlarını silmedi, özür dilemedi. Bu durum ile Kılıçdaroğlu'nun bu kurgu ve kumpasın kurucusu olduğu görüldü.
"HAKİKATİN PEŞİNDE DEĞİLLER, OPERASYONEL FONKSİYON ÜSTLENİYORLAR"
ABD Başkanı Joe Biden'ın 'Erdoğan'ı devirmek için muhalefetle işbirliği yapacağız' sözleri ve Gezi olaylarından günler önce yabancı kuruluşların basın aracı yeri ayırtmasını hatırlatan Akbaşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir zaman önce ABD seçime Joe Biden seçimlere giderken, 'Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı muhalefet ile devirmek istediğini' söylemişti. Bu amaçla muhalefeti genişleteceklerini belirtmişti.
Kılıçdaroğlu ve Akşener bu uluslararası planın yürütücüleri olarak tescil edilmiş vaziyette.
Menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit etmiş durumdalar. CHP ve İP bu fonksiyonda siyaset yaptığını delillendiriyor.
Özellikle Gezi olayından önce canlı yayın araçlarını konumlandırmak için yer ayarlayan medyanın konumu da bu olayda yine görülüyor.
Beraber hareket eden bu medya kuruluşlarının hakikatin peşinde olmadıkları, operasyonel fonksiyon üstlendikleri görülüyor.
"ÖFKE PATLAMASI YARATMAK İSTEDİLER"
Katarlı öğrenciler yalanı ve BBC Türkçe'nin çarpıtma haberinin aynı senaryonun parçası olduğunu söyleyen Akbaşoğlu sözlerine şöyle devam etti:
Daha önce T24, Katarlı öğrenciler ile ilgili haberi bile bile bağlamından kopardı. Ailelerin ve öğrencilerin sınavdan bir gün önce moralini bozarak hükümete karşı öfke patlaması yaratmak istediler.
"BBC TÜRKÇE DE AYNI SENARYOYU UYGULADI"
Sonra özür dileyip, geri aldılar. Ama amaçlarına ulaşmışlardı. Benzer bir durumu BBC Türkçe'de de gördük. Olmayan bir sözü haberleştirerek, aynı senaryoyu uyguladıklarını görüyoruz.
"ULUSLARARASI ODAKLAR, FONLANAN MEDYA VE EGEMEN GÜÇLERİN KANATLARININ ALTINDA ÇALIŞANLAR..."
Yalan siyasetinde Kılıçdaroğlu'nun ısrar ettiğini ifade eden Akbaşoğlu; daha çok ses getirme fonksiyonunun böyle yerine getirildiğini belirtti.
Akbaşoğlu, şunları söyledi:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bu yalanı paylaşarak ve silmeyerek daha çok ses getirme fonksiyonunu üstlendiği iki olayda da açıkça görüldü.
Yine uluslararası odakları, yurt içi ve dışında fonlanan medya kuruluşları ile egemen bir gücün kanatları altında sistem değişikliğini millete rağmen yapmaya çalışanların aynı hedefe birlikte hareket ettilleri de iki olayda görüldü.
CHP ve İYİ Parti, bölgesel bir güç olan Türkiye'nin küresel lig oyuncusu olmasını engellemeye çalışan bir duruş ve politika takip ediyor.
"2023'TE VATANDAŞLARIMIZ OKKALI BİR YANIT VERECEK"
Tüm vatandaşların hakikate dayanmayan, apaçık yalan, iftira ve algıya dönük ahlaksız siyaset güden Kılıçdaroğlu ve Akşener'e 2023 seçimlerinde okkalı bir yanıt vereceğine inanıyorum.
"TBMM AÇILINCA GÜNDEME GELECEK"
Başkan Erdoğan'ın, 'Yalan terörü' olarak tanımladığı sürecin hukuki olarak karşılığı olması gerektiğini ifade eden Akbaşoğlu, "Yalan ahlaken kabul edilemez. Yine yalan iftiraya dönüştüğünde Ceza Hukukunun değerlendirme alanına girer. Dezenformasyon ile, kişilere, gruplara dönük itibarsızlaştırma, karalama, politik amaçla kaotik ortam oluşturmaya yönelik söz ve fiiller hukukun konusudur. İletişim araçları ile yalan ve iftiraya dönük söylemler, eylemler mutlaka batı dünyasında da düzenlemenin konusu olarak görülmüştür. Kimsenin itibarının ortadan kaldırılmaması için, lekelenmeme hakkının zarureti ve kamunun da selameti doğrultusunda düzenleme TBMM açılınca gündeme gelecek.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ HASAN TURAN: BATI KAYNAKLI HABER SİTELERİ SUFLEYİ VERİYOR BİLDİK KORO BUNA KATILIYOR
"CHP'nin başını çektiği muhalefet Türkiye üzerine yapılan yalan ve iftira dolu her haberi, her olumsuz durumu hiç ölçmeden tartmadan siyasete taşımaktadır." diyen AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan sabah.com.tr'ye şu değerlendirmede bulundu:
Milli güvenliğimizi, egemenliğimizi zedeleyen, birlik ve beraberliğimizi hedef alan açıklamaları önce Batı kaynaklı haber siteleri sufle yapıyor ardından bildik koro buna katılıyor. Yalan haberi yapanlar bir süre sonra haberini geri çeksede malum koro yalanı köpürtmeye, sürdürmeye devam ediyor.
"GEREKEN CEVABI ALACAKLARDIR"
Yalanla abad olunmayacağı açıktır. Bu ilk değil zaten. Katarlı öğrenci yalanı, Biden'in açıklamaları, Kabil yalanı bir merkezden yayılıp kamuoyumuzda algı oluşturma hamleleridir. Ancak bu tür yalan ve iftiralara karşı dirençli olan halkımız bunlara prim vermiyor.
Seçim stratejilerini de omurgasız ve temelsiz iddialara dayandıran bu çevreler gereken cevabı alacaktır.
"BU YIKIM SİYASETİNİN ADI YALAN TERÖRÜDÜR"
Dışarıdan ve içeriden birtakım sözler aldığı anlaşılan CHP, giderek daha pervasız, yıkıcı ve ahlaksız bir şekilde Türkiye'nin demokrasisine, ekonomisine, geleceğine kastediyor. Bu yıkım siyasetinin adı yalan terörüdür.
"BU KEZ KARŞIMIZDA BAMBAŞKA BİR FOTOĞRAF VARDIR"
Türkiye 2023'e yürüdükçe partimiz ve ülkemize yönelik saldırıların artacağı anlaşılıyor. Muhalefet ve onunla yol yürüyen partiler buna ortak olmaktadır. Her dönemde iktidar ile muhalefet arasında görüş ayrılıkları, tartışmalar yaşanmıştır. Ama bu kez karşımızda bambaşka bir fotoğraf vardır.
"SİYASİ MÜSİLAJ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Kıyılarımız nasıl müsilajın tehdidi altında kalmışsa; milli her adımı yok etmeye çalışan, siyaseti kirleten bir "SİYASİ MÜSİLAJ"la karşı karşıyayız.
CHP'nin başını çektiği bu siyasi müsilaj her türlü yalanı, sosyal medya ağı ile milletimizin üzerine adeta yağmur gibi yağdırmaktadır. Burada sehven bilgi verme değil, bilinçli bir iftira, yalan hali, hatta stratejisi yürütülmektedir.
Biz, 19 yıldır ülkeyi eser ve hizmet siyaseti ile yönetiyoruz. Bunlar ise herşeyi yıkım siyaseti üzerine bina etmeye kalkıyorlar. Gerçi, yıkım siyaseti CHP'nin genlerinde var. 3 köprünün her birine de CHP karşı çıkmıştır. Bu ülkede yapılan ne kadar baraj, yol, havalimanı varsa CHP hepsinin önünü kesmeye çalışmıştır. Kanal İstanbul için aynı takozluğu yapmaya çalışıyorlar. Yatırımlarını çekmeye uğraştığımız ülkeye bile parmak sallıyorlar. Kredi verecek olursanız bunları ödemeyiz diyorlar.
"BATILI DOSTLARININ SAHTE GÜNDEMLERİYLE CUMHUR İTTİFAKI'NI DEVİRECEKLERİNİ ZANNEDENLER YANILDIKLARINI GÖRECEKLER"
Milletimiz bu gerçekleri gördüğü ve bildiği için de her yalanından sonra siyasi itibarı ve değeri kaybolan bu guruha yol vermemektedir, 2023'te de yol vermeyecektir.
Batılı dostlarının sahte gündemleriyle Cumhur İttifakını devireceklerini zannedenler, yakında nasıl yanıldıklarını göreceklerdir.
"MİLLETİMİZDEN ASLA GEÇER NOT ALAMAYACAKLAR"
Batının oyuncağı haline dönen bir siyasi anlayış milletimizden asla geçer not alamayacaktır.
MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ LEVENT BÜLBÜL: KARPUZ GİBİ İKİYE BÖLÜNMÜŞ BİR İKLİM PEŞİNDELER
CHP ve İYİ Parti genel başkanlarının yalan haberleri yayması ancak düzeltmeleri yerine getirmemesinin bir strateji olduğunu belirten MHP Grup Başkanvekili Muhammet Levent Bülbül şöyle konuştu:
Bu bir strateji. Açık bir şekilde kendilerine destek veren kitleyi yalanlarla daha da kemikleştirmeye daha da kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Türkiye'de deyim yerindeyse karpuz gibi ikiye bölünmüş bir iklim hedefliyorlar. 'Katarlı öğrenciler sınavsız tıp okuyacak' şeklindeki haberin yalan olduğunun ortaya çıkmasına rağmen Kılıçdaroğlu ne paylaşımını sildi, ne de özür diledi. Hatta ertesi gün CHP Grup Toplantısı'nda pişkin pişkin yalanını sürdürdü.
"ÇOK TEHLİKELİ BİR STRATEJİ İZLİYORLAR"
Bu yalan siyasetini koordineli ve bilinçli bir şekilde yürüttükleri çok açık. Bu yaptıkları çok sıkıntılı ve milletin hayrına değil. Çok tehlikeli bir strateji izliyorlar.
"BU YAPTIKLARINA MUHALEFET DENİLMEZ"
Türkiye'yi yalan siyaseti ile kutuplaştırmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu yaptıklarına muhalefet falan denilemez. Yaptıkları Türkiye'yi sıkıntıya sokacak bir durum ortaya çıkarıyor.
"HER YALANIN ÜZERİNE BALIKLAMA ATLAMALARI TÜRKİYE'YE ZARAR VERİYOR"
"BBC Türkçe, Euronews, Amerika'nın Sesi gibi operasyonel haber yapan kuruluşların haberlerine balıklama atlamaları bir vahamettir." diyen Bülbül sözlerini şöyle sürdürdü:
Terör örgütlerinin yaydığı haberler ve manipülatif paylaşımların üstüne atlayan bir yaklaşım görüyoruz. CHP ve İYİ Parti'nin bu teyitsiz haberlerin üzerine balıklama atlaması Türkiye'ye zarar veriyor.
"İTTİFAKTA KENDİLERİNİ AYIPLAYABİLECEK HERKESİ TASFİYE ETTİLER"
Zor duruma düşeceklerini falan zaten düşünmüyorlar. Kendilerini ayıplayacak bir grup olduğunu düşünmüyorlar. Zaten partilerinde, ittifaklarında kendilerini ayıplayabilecek bir yapı da bırakmadılar, hepsini tasfiye ettiler.
"BURADA KASIT VAR, MİLLET İTTİFAKI YALAN SİYASETİNİN PEŞİNDE..."
Yaşananların kasıtlı bir süreci işaret ettiğini belirten Bülbül, asılsız bilginin teyit edilmesinin iletişim çağında çok kolay olduğunu belirtti ve şöyle konuştu:
Bu yalan siyasetine kendi yayın organları da destek veriyor. Koordineli ve kasıtlı yürütülen bir süreç ile karşı karşıyayız.
Sorumsuzca hareket eden, ne idüğü belirsiz siteler gibi bir anlayışla hareket ediyorlar.
Burada kasıt var. Günümüz dünyasının iletişim koşullarında bu haberleri kaynağından görmek, teyit etmek oldukça kolay. Ama Millet İttifakı yalan siyasetinin peşinde.
"YALAN SİYASETİ İLE OLUŞTURMAYA ÇALIŞTIKLARI GİDİŞAT BİZİ ENDİŞEYE SEVK EDİYOR"
Yalanlarla daha iyi nasıl propaganda yapılır bunun üzerinde çalışıyorlar. Biz halkımıza gerçekleri aktarmak için daha çok çalışacağız. Her zamanki gibi gerçekler üzerine siyaset anlayışımıza devam edeceğiz.
Ancak Milleti İttifakı'nın yalan siyaseti ile oluşturmaya çalıştığı gidişat bizi endişeye sevk ediyor.
"YALAN SİYASETİNİN HUKUKİ ZEMİNDE BİR KARŞILIĞI OLMALI"
Yalan üzerinden siyaset yapılmasının toplumda infial yaratabileceğinin altını çizen Bülbül, hukuki düzenlemenin gerekliliğine vurgu yaptı.
Bülbül sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Bu yalan siyasetinin ve hukuki zeminde bir karşılığı olmalı. Bu dünyanın sorunu aslında. Birçok ülke bu yalanlar ve kirli bilgilerden müzdarip. Bunları engellemek için yollar arıyorlar.
Yalan habere en çok maruz kalan Türkiye. Bu uluslararası araştırma kuruluşlarının verilerinde görülüyor. Bu oran yüzde 49. Yani bu bize şunu söylüyor.
Dünya bu işle 1 mücadele ediyor ise biz 2 kez mücadele etmeliyiz. Yasal ve idari tedbirler üzerinde durmalıyız.
"DEMOKRASİ VE HUKUKUN GEREĞİ OLARAK BU İŞ DENETİM ALTINA ALINMALI"
Sosyal medya düzenlemesinden bahsedilince, 'Siz sansür uyguluyorsunuz' diye savunma yapıyorlar. Her şeyi sansür olarak yansıtmaya çalışıyorlar. Demokrasi ve hukukun gereği olarak bu işin denetim altına alınması gerekiyor. Yeni dönemde bununla ilgili çalışmalar yapılacaktır.
MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ERKAN AKÇAY: DÜPEDÜZ AHLAHKSIZLIK
CHP ve İYİ Parti genel başkanlarına ateş püsküren MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise şu ifadeleri kullandı:
Kasıtlı olarak yapıyorlar. Düşmandan daha düşman bir psikoloji içindeler. Boşuna zillet ittifakı demiyoruz. İşte zilletin bir örneği daha. Bu yaptıkları düpedüz ahlaksızlık.
"ÜLKEMİZ ADINA ÜZÜNTÜ VERİCİ"
Millet İttifakı siyaset üretemiyor. Siyaset kısırlığı yaşıyorlar. Yalan, iftira, çarpıtma ve algılardan medet umuyorlar. Ülkemiz adına üzüntü verici. Gerçekten zavallılar.
"AHLAKSIZLIKLARINDAN BUNU YAPIYORLAR"
BBC Türkçe açıkça İngiltere Savunma Bakanı'nın yazısını çarpıtıyor. Bunlar zaten teyit etme gereği duymazlar. Mal bulmuş mağribi gibi yalanın üzerine atlarlar. Bunlar bunu teyit edemedikleri için değil, ahlaksızlıklarından yapıyorlar.
"KILIÇDAROĞLU, 'HALKIM SİZİ BİLGİLENDİREYİM' DİYEREK UTANMADAN İFTİRA ATIYOR"
Kesinlikle artık bu yalanlar ile ilgili bir hukuki düzenleme olmalı. Yalanın hukuki zeminde bir yaptırımı olmalı. Kılıçdaroğlu halkımı bilgilendiriyorum diyor, utanmadan iftira arıyor, yalan söylüyor. Hukuki zeminde yaptırımlar artık şart...