3 YIL AFGANİSTAN'DA TİKA KOORDİNATÖR YARDIMCILIĞI YAPTIM
-3 yıl Afganistan'da kaldınız. Neden gittiniz ve ilk izlenimleriniz ne oldu?
2015 yılında TİKA Koordinatör yardımcısı olarak gittim. Daha sonra ise koordinatör olarak 2018 Nisan ayına kadar Mezar-ı Şerif'te bulundum. Yokluğun başkenti! Şaşırmak… Uzun zamandır hiçbir şeye şaşırmıyordum. Mezar-ı Şerif'te şaşırmayı tekrar öğrendim. Leylami… Kullanılmış elbise satılan o çarşı. O elbiselerin Amerika ve Avrupa'dan toplanıp Karaçi'ye gelmesi. Oradan da fakir ülkelere konteynırlar içinde satılması. Kullanılmış markalı elbiseleri giyen insanlar.
BÖLGE ÇOK KÜLTÜRLÜ BİR YAPI VAR
Kesinlikle heterojen. Çok kültürlü. Ancak tüm kültürler ortak bir zeminde buluşuyor: fakirlik ve daima yönetimleri hakkında başkalarının karar alması. Ve neredeyse hepsinde de Peştu, Tacik, Türk, Hazara dünyaya yerel nazarla bakış. Her ne kadar etnik yapılar gözlerini Avrupa'ya, Kanada'ya, Birleşik Devletlere çevirseler de "Afgan olmak" mutlaka belli eder kendini.
ÜRETEMEYEN FAKİR BİR TOPLUM
-Afganistan denilince geri kalmışlık ve yoksulluk ön plana çıkıyor. Dünyada meydana gelen değişimden Afgan toplumu neden nasibini alamadı?
Üretmeyen, üretemeyen toplumlar daima tüketimin şekillendirdiği, hatta yerle bir ettiği bir yapı sergilerler. Küçük ya da orta ölçekli bir sanayinin dahi olmadığı Türkiye toprağına yakın, kırk milyonluk bir coğrafyadan bahsediyoruz. Kırk yıldır resmen dışa bağımlı, yardım gelirleri da GSMH içerisinde zikredilen bir ülke. Her yıl BM toplantılarında ülkelerin vereceği hibeleri gelir kalemine yazan bir devlet… Savaşlar, Asyadaki güç dengesinin merkezinde olması, inancını yitiren, sadece canını kurtarmak isteyen insanlar… Bunun yanında yardım kalemlerinin belli insanlara, zümrelere aktığını gören, Dubailere, Taşkentlere, İstanbullara gidebilen aileleri gördükçe hayattan bezen korkunç bir kalabalık.
ABD AFGANİSTAN TOPLUMUNU 20 YIL HAYAL SATTI
-Afganistanlılar ABD işgalini nasıl karşıladı? 20 yılık ABD dönemi Afganistan toplumuna neden hiç fayda getirmedi?
Afganistanlılar için kimin geldiği önemli değildir. Öncekinden daha mı acımasız, daha mı çok sömürecek, daha mı çok korku salacak bunlar merak edilir. Öncekilerden iyi olacaklar mı, merak bile edilmez! Halk ya da halklar karar alma mekanizmasında yoktur. Her daim ağalar ya da aksakallılar vardır. Loyi Cirga vardır; büyük kurultay. Anlaşmazlıkları çözmede en insaflı olan da bu kurultaydır. Ama savaşla birlikte kurultay toplanamaz olmuştur.
ABD'nin, NATO'nun olduğu dönem tümden faydasız değildi. Onlar sayesinde Afganların belli bir kısmı şehre gitmiş çocuklar gibi oldular. Orada lunaparka falan gittiler. Geldiklerinde ise o dev köyde efsane gibi şehri-batıyı-demokrasiyi anlattılar. Ama aslında Afganlar o şehir efsanelerini çoktan biliyorlar ve heyecanlanmak istemiyorlardı. Bazı aileler, memur, asker, sağlık görevlisi… düzenli maaş sahibi oldu. Tabi bu da üretimi kilitleyen bir hareketti. ABD, her zaman olduğu gibi bir hayal sattı.
TALİBAN'IN AÇIKLAMALARI PROPAGANDA MI GÖRECEĞİZ
-Taliban'ın son açıklamalarında bir yumuşama sinyali ön plana çıkıyor. Bu açıklamaları samimi buluyor musunuz?
Olmasını umut ediyorum. Ancak, Körfez ülkelerinden alınmış bir sufle hissi var bende. Propaganda muhteşem. Ancak, sahadan aldığım haberler, ekrandaki şirin ağabeylerin uzak köy, kasaba ve şehirlerde esamesinin okunmadığı yönünde. Ki, Afganistanın kırsal kesiminde şikayetini Kabil'e duyuracak kadar dahi telefonlar şarj olmayabilir.
Taliban, yine de iki zalimden birinin arenada kaldığı Afganistan'ı yönetmeye talip olmuştur. Uzun yıllar, yönetimden ziyade yönetimi sabote için durduğuna inandım. Ama birileri onları yönetime ikna etti ya da varoluşlarını devam ettirmek için iktidarı almak zorundaydılar. Ekranda gördüğümüz Taliban gerçek ise Afganistan 1960'lı yıllardan bu yana ilk kez -Kısa bir Necibullah hükümeti dönemi hariç- Afganistan'ı toplumlaştıracak bir güçle karşı karşıya.
AFGANİSTAN'DA KORKU HAKİM
Afganistan toplumunda hiçbir ideolojinin tabanı yok! Zira, korkunun tabanı vardır. Daha önce dedim; öncekilerden daha beter ne yapacaklar korkusu… Ama şu var ki; silahlar Taliban susarsa susacak. Yani onun karşısına bir güç çıkmadığı sürece toplumun genelinde şu kanı var: güvendeyiz! Güvenlik sorunu çözülmüş olacak. Afganistan halkı özgürlükten önce güvenliğin geldiğini tecrübeyle öğrendi. Güvenliği ise Talibanın özgürlüğü yok ederek de olsa verdiğine şahit oldular. Bir şehirden bir şehre gece yolculuğu yapmak istiyorlar.
DIŞ YARDIMLARIN KİME GİTTİĞİ BELLİ DEĞİL
-Ülkeyi normalleştirme yolunda Taliban'a bir şans verilmeli mi? Yoksa Talibanlı yıllar Afganistan halkı için kayıp yıllar olmaya devam edecek mi?
Afganistan için kazanç yılları oldu mu? Son 20 yılda yapılan yardımlar kime, hangi kurumlara, hangi ailelere, hangi yardım kuruluşu yöneticilerine gitti? Bu şansı verecek olan bir dünya jandarması yok artık. Küreselciler Taliban'ın görevi almasını istediler onlar da üç yıllık bir eğitim sonunda aldılar. Belki de mecbur kaldılar. Yoksa kasaba eşkiyası gibi haraç kesip geziyorlardı. İçlerindeki çoğunluk Peştunlardan dolayı da milliyetçiliklerini icra şansı verdiler. Ahmed Dürrani'nin resmi altında Fetih suresi okuyarak kente geldiler!
Eğer Taliban Marksist'çe takas usulü yerine kapitalistçe üretime dayalı tüketimi geliştirebilirse tüm dünyaya gol atabilir. Yok, Çin'den gelecek, Suud'dan BAE'den gelecek hibeleri beklerse Gani hükümetinden daha yoz olur ki halktaki "güvenlikçi" izlenimi de biter…
KADINLARIN İNFAZ GÖRÜNTÜLERİ GERÇEK
-Sık sık kadınların infaz görüntülerini izliyoruz. Bu görüntüler gerçek mi?
Maalesef. Ancak filmlerden alınan kareler bile Afganistan'da oluyormuş gibi gösteriliyor. Karısını, sevgilisini yol ortasında bıçaklayan, döven seküler, modern insanların olduğu bir dünyada birileri de recm ya da kırbaçlama yapıyor. Bunlar beni şaşırtmıyor. Kimisi din adına, kimisi insanlık adına, kimisi de erkeklik adına yapıyor bunu.
ÇALIŞIP AİLELERİNE BAKMAK İÇİN GÖÇ EDİYORLAR
-Sadece erkek nüfusunun Batı'ya göç etmesi eleştiriliyor. Sizce kadınlar neden göç kervanına katılmıyor?
Bu bir göç değil. Daha çok mevsimlik işçilik gibi. Eğer bu insanlar gidip dönmeseler, yapılan eleştiriyi anlarım. Ama öyle değil. Belli bir süre çalışıp başlık parası, borç parası, alacağı evin parasını biriktirip dönmek için yola düşmek. Almanya'ya giden işçiler ilk gidişlerinde çoğu bekar gidip daha sonra eşlerini yanlarına aldılar. Afganların bir kısmı oturum alabilirlerse eş ve çocuklarını zaten getiriyorlar.
42 YILLIK SAVAŞ KİTLELERİ TÜKETTİ
-Halkın eğitim, sağlık, güvenlik, hizmetine kavuştuğu, çalışma imkanının olduğu, kadınların sosyal hayatın içerisine katıldığı ve özgür seçimlerin yapıldığı bir Afganistan çok mu uzakta?
Afganistan'a Afganlılardan başkası ahkâm kesmediği müddetçe neden olmasın. Konuştuğum aklıselim Peştu, Tacik, Türk Afganlıların ortak söylemi şuydu: yedi yaşın üstündeki tüm Afganlılar öldükten sonra bu ülke kurtulur! Zira tembellik, savaş, yardımlarla geçinme, batı hayaliyle ömrünü tüketme, esrar bağımlılığı kitleyi mahvetmiş durumda. Yozlaşma!
Bence Afganlardan çok şey beklememeli. Ama onların dünyayı şaşırtacak bir potansiyeli olduğunu biliyorum. Biz dünya kadar analiz yapalım, 20 yıl ülke kalkınsın diye dünyanın tüm kalkınma ajanslarını ülkeye dolduralım, Afgan bildiğini yapar ve yoluna devam eder.
ÇİN AFGANİSTAN'A HAKİM OLUYOR
-Uluslararası toplum Afganistan için ne yapabilir?
Bence bir şey yapmasın! Yaptığını gördük. Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir. Taliban'ın katliamlar yapacağını düşünmüyorum. Gani ya da Karzai hükümetlerinden daha baskıcı olacağı da artık mümkün değil. Uluslar arası toplumun Çin'e odaklanması gerektiği kanaatindeyim. Zira, küreselcilerin yeni jandarması Çin ne derse o oluyor mu? Hayır, Çin'in işini kolaylaştıracak hamleler yapılıyor. Taliban'ın Kabil'e yürüyüşü ile Kuşak Yol Projesi arasında doğrudan ilgi var. Afganlıların demokrasi ya da şeriat arasında seçim yapmaları ile ilgili bir durum değil bu.
TÜRKİYE AFGANİSTAN'I TERKETMEYİ ASLA DÜŞÜNMEMELİ
-Afganistan Türkiye için neden önemli?
Cemal Paşa'nın dediği gibi: Türkiye'nin savunması Afganistan'dan başlar, bu bir. Bizi SSCB'den sonra ilk tanıyan Afganistan'dır, bu iki. Güney Türkistan diye bir alanı vardır ki unutursak kendimizi inkar ederiz, bu üç. Türk, merhametlidir, vechince, Afganistan'ı asla kenara atamayız ve tarihi bağlarımız, borçlarımız nedeniyle geri duramayız, bu dört. Günümüzde Çin ve Körfez ülkelerinin güdümüne giren bir yönetim geldi diye milyar dolarlık yatırımlar yaptığımız bir coğrafyadan vazgeçemeyiz/ ya da vazgeçeceğiz bu da beş. Körfez ya da Çin on verse, biz bir versek bile Afgan Türk'e yakın durur, bu sıralama dışı, akılda tutulsun diye not düştüm.
Çok uğraşmadan, Afganistan'la ilgili tüm sorunlarımızı bertaraf edecek görüşmeler yapılmalı, birilerinin ağzına bakılmamalı ve asıl tarafa, ihmal edilen tarafa, Orta Asya'ya bakılması gerektiği kanaatindeyim. Zira Rus boşluğu doldurmak için tekrar geldi bile.