Bilim insanları yaklaşık 2 yıldır tüm dünyanın pençesine düştüğü koronavirüs salgınına karşı mücadeleye devam ediyor. Bulunan aşılar işte bu mücadelenin meyvesi. Ancak ne yazık ki tüm insanlığın adeta umudu olan koronavirüs aşılama süreci özellikle sosyal medyada sonrasında dilden dile yayılma zemini bulan aşı karşıtları ve tezleri yüzünden baltalanıyor.
Ülkemizdeki koronavirüs aşılama sürecini de mercek altına aldığımızda Sağlık Bakanlığı'ndan elde edilen veriler dikkat çekiyor. Türkiye'de uygulanan koronavirüs aşı dozu 80 milyonu geçti. Dikkat çeken nokta ise şu: Uygulanan birinci doz ile ikinci doz arasındaki fark. Pandemiye karşı en güçlü silahımız aşılamada hızımızı kesen aşı karşıtları ve en yaygın söylemlerini İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener'e sorduk.
İşte aşı karşıtlarının tüm tezlerini çürütecek çarpıcı bilgiler:
İDDİA: PANDEMİ YOK PLANDEMİ VAR
"En hafif söylem ile vicdansızlıktır"
Pandemi tanımını sulandırmak için kullanılan bir terminoloji. Bulaşıcı hastalıklar ile hem DSÖ hem de STK'lar belirli zaman dilimlerinde ön görülerde bulunurlar ve bu öngörüler genelde tutar… Bunun kaynağı doğada 2007 yılında yarasa korona virüslerinde görülen mutasyonlar ile insana geçiş ihtimalinin öngörülmesidir. Bu öngörü nedeniyle pek çok bilim insanı SARS ve MERS için yaşanan gecikme olmasın diye çalışmalara başladılar… Bunların hepsi açık kaynaklarda şeffaf bir şekilde basıldı… Buna plandemi demek en hafif söylem ile vicdansızlıktır. Planlanan bir şey yok ortada… Öngörülmüş ama dikkate alınmamış bir uyarının tutması söz konusu… Bunu söyleyenlere kahraman muamelesi yapacaklarına linç etmeye çalışıyorlar… Yalın gerçek sadece bu.
İDDİA: AŞILARLA İNSANLARA ÇİP TAKILACAK
"Sadece kıraathane muhabeti ama Kıraathane'nin asıl amacına da ters"
Çin ilk defa virüsü izole ettiğinde genetik dizilimini herkese açık duyurdu… Bu çok rastlanan bir şey değildir. Çünkü bu paylaşım bir yarışta kopya vermek gibidir. Test, tedavi ve aşı için… Aynı şeffaflığı mRNA aşılarını geliştiren Uğur Şahin ve arkadaşları da yaptı. Yani aşının formülü açık… Yapabilen yapsın demektir bu aslında. Şuanda zaten dünyada pek çok biyoteknoloji şirketi ücreti karşılığında bu dizilimi size yapabilir. Reklamları bile var. Kitlesel üretip, pazarını garanti edebilirseniz hodri meydan. Bu kadar şeffaf yürüyen bir yarışta çip demek çipin ne olduğunu ve mikroçiplerin maliyet ve uygulama alanını bilmemekten kaynaklanıyor. Sadece kıraathane muhabeti ama Kıraathane'nin asıl amacına da ters. Aslında 'kıraat=okuma' hedefinde uygun kullanılsa, bu tip fikirlere kimse meyil etmez.
İDDİA: HEDEF AŞILARLA İNSAN NÜFUSUNU AZALTMAK
"Aşı karşıtları asıl insan nüfusunun azalmasını istiyor"
Aşı olmayanlar ölüyor. Bence aşı karşıtları asıl insan nüfusunun azalmasını istiyor. Aşı olanların, aşı olmayanlara göre daha çok öldüğü bir salgın hiç olmamıştır, olamaz da. Zaten o zaman aşı uygulamadan kalkar. Ben bu tip düşünce ve söylemleri bir miktar hastalıklı buluyorum. Herkes kafasındaki gibi bir dünyayı hayal ediyor. Niye dünya nüfusunu azaltmak istensin? Bu sayede ucuz iş gücü varken? Bu sayede daha çok kullanıcı ve tüketici ile gelişmiş ülkeler daha zengin olurken? Biraz analitik düşünceden yoksun, hamasi bir söylem diyebiliriz.
İDDİA: AŞI DEĞİL GEN TERAPİSİ
"Gen terapisi değildir, sadece aşı"
Bu daha çok mRNA aşıları için söyleniyor. Çünkü ilk kullanım alanı açısından mRNA teknolojisi kanserde gen terapisi olarak kullanılmıştır. Doğru. Hatta yakın zamanda tedavisi zor bir cilt kanserinde de (melanom) Uğur Şahin ve arkadaşları gen terapisi patenti almıştır. Elinizdeki enstrümanı ne için kullandığınıza bağlıdır. Örnek bıçak kavgada silah olarak kullanılabilir ya da mutfakta salata doğramak için ya da bahçede ağaca aşı yapmak için. Elinizdeki üründen çok sizin hedefiniz ve kullanım beceriniz önemlidir. Şu anda gen terapisi değildir, sadece aşıdır.
İDDİA: AŞI OLMAK HASTALIĞI DAHA ÇOK YAYIYOR
"Profesyonelce söylenmiş bir yalandır"
Bu çok kasıtlı ve profesyonelce söylenmiş bir yalandır. İngiltere sağlık bakanlığı verisine dayanıyor. Çünkü orada nüfusun ciddi bir kısmı aşılandı. Enfekte bireyleri saydığınızda rakamsal olarak daha çoğu doğal olarak aşılılardan oluşacaktır. Ama oransal olarak bir değişim yoktur. Koruyuculukta bir değişim yoktur.
İDDİA: HİÇBİR AŞININ RUHSATI YOK
"İnsan sağlığı için geçerliliğini göstermiş hiçbir ürün için ruhsat beklenmez"
Ruhsat aşamasına gelmesi veya olması/olmaması sorun değil. Aşıların ruhsatı çıkıncaya kadar milyonlarca insan öldü. Daha önceki aşıların hepsi mi? ruhsat aşamasından sonra uygulandı sanıyorsunuz? Hayır tabii ki… İnsan sağlığı için geçerliliğini göstermiş hiçbir ürün için ruhsat beklenmez bunun için erken kullanım onayı diye bir kavram var. Ruhsat zamana ve deneyime bağlı bir durumdur. Zaten olasılıkla 6 Eylül'de bu argümanda çürüyecek. Ruhsat verilecek. Aşı karşıtlarına ruhsat sonrası için bir uyarı: Ruhsatlanmış bir ürüne yönelik negatif propaganda yapmanın maddi takibi ve yaptırımı olur.
İDDİA: AŞILARIN FAZ-3 ÇALIŞMASI BİTMEDİĞİ İÇİN GÜVENİLİR DEĞİL
"Bu iddia profosyonel bir yalandır"
Faz 3 çalışma tanımı; 1000-3000 hasta gönüllüde üç dört yıl süren, genellikle çok merkezli, çok uluslu, randomize, çift-kör nitelikteki çalışmalardır. Bu çalışmalar bitti. Burada herkes süreye takılıyor. Burada en önemli olan popülasyon büyüklüğüdür. Çünkü çalışmanın gücünü bu belirler. Yüz milyonlarca doz kullanılmış bir üründe sürenin hükmü yoktur! Ama alt grupları devam ediyor. 12 yaş altı, gebeler ve diğerleri gibi… Hatta bazı gruplarda faz4'leri bile yayınlandı. Bu iddia profosyonel bir yalandır.
İDDİA: AŞILAR KISIRLIK YAPIYOR
"Bu yalan baştan beri belli gruplarca üretilip, servis ediliyor"
Bu desteksiz bir yalan. Daha öncede bunun benzerleri pek çok aşı için söylendi, ama hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı. Kısırlık tanımı şudur; doğum kontrolü olmadan 12 aylık düzenli cinsel ilişkiden sonra hamile kalmama olarak tanımlanır. Toplumda korona aşılarında böyle bir tespit yapabilecek kadar zaman geçmemiştir ki. Bu yalan baştan beri belli gruplarca üretilip, servis ediliyor.
İDDİA: BELKİ HİÇ HASTA OLMAYACAĞIM NEDEN AŞI OLAYIM?
"Bu benim savaşım değil demek gibi bir durum"
Aşı sadece bireysel değil, toplum sağlığı içinde önemlidir. Ben şuna benzetiyorum; ortada bir savaş var. Bütün büyük şehirleriniz işgal edilmiş. Bana ne benim yaşadığım yerde hiçbir şey yok. Bu benim savaşım değil demek gibi bir durum. Bu durumdan er ya da geç herkes etkilenir ve bunun içinde üstüne düşeni yapmalıdır.
İDDİA: AŞIDAN SONRA KALICI RAHATSIZLIK YAŞAMAKTAN KORKUYORUM
"Aşılar aleyhine bir durum söz konusu değil"
Aşılardan sonra bu tip durumlar çok sık sorgulanır ve takip edilir. Şimdilik korona aşıları ile ilgili yapılan takipler de aşılar aleyhine bir durum söz konusu değil. Hatta tam tersi durum söz konusu; aşı olmayıp korona olan ve 'Long Covid' dediğimiz aylarca devam eden bir klinik tablo ile hastanelere başvuranlar var. Gönül rahatlığı ile aşılarımızı olalım.