Uzun yıllardır bilim insanlarının uyardığı iklim değişikliği diğer bir ifadeyle iklim krizinin etkilerini acı olaylarla görmeye başladık. İklim değişikliğinin neden olduğu felaketlerin başında gelen aşırı sıcak hava, kuraklık, seller ve orman yangınlarının birçok ülkede art arda meydana gelmesi bunun en önemli örneklerinden. Geçtiğimiz haftalarda Almanya ve Belçika seller nedeniyle, ABD ve Kanada ise orman yangınları nedeniyle ciddi kayıplar verdi. Yaşanan felaketler karşısında Avrupa'nın en zengin ülkeleri bile savunmasız kaldı. Ülkemizde yaşanan sel ve orman yangınları ile iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini acı bir tecrübe ile yaşadık. İklim krizi ile ilgili merak edilenleri Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz'a sorduk. Sabah.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Kurnaz, iklim krizi nedeniyle tüm insanlığı bekleyen tehlikeleri ve acil alınması gereken önlemleri anlattı.
İklim değişikliği etkilerini yaşamaya başladığımız şu günlerde önümüzdeki yıllarda hava sıcaklığının ne derecede artacağını öngörüyorsunuz?
Bu yüzyılın sonuna kadar Türkiye'nin ortalama sıcaklığı yaklaşık olarak bugüne kıyasla 2 ila 3 derece artacak. Ancak önemli olan 'uç' sıcaklıklardır. Ortalama sıcaklık örneğin 3 derece artacak olursa uç sıcaklıklar 8-10 dereceye kadar artıyor olabilir. Bunun anlamı da şudur: Mesela bugün İstanbul'da çok sıcak bir gün yaşıyoruz, 37 derece. Bunun üzerine 8-10 derece daha koyacaksınız demektir.
Aşırı sıcaklar günlük yaşamımızın bir parçası olacak diyebilir miyiz?
İstanbul bugün 37 derece ama 2 sene sonra 39 olacak sonraki sene 43 olacak. Bu hiçbir zaman durmayıp daha da kötüleşecek bir şeyden bahsediyoruz. Her seferinde daha yeni önlemler almak zorunda kalacak. Çünkü karşımıza çıkacak problemler her seferinde daha kötü olacak.
Orman yangınlarının etkileri üzerine çalışan bilim insanları, gerekli tedbirler alınmazsa dumana maruz kalma nedeniyle binlerce erken ölümün yaşanacağı uyarısı yaptı. Orman yangınlarının bu kadar yıkıcı olmaması adına alınabilecek önlemler neler?
Ormanların yanmaması için çok dikkatli olmalıyız. Çünkü yangın başladıktan sonra yapılabilecek bir şey yok. Günlük hayatımızda dikkatli olmamız gerekiyor. Eğer dikkatli olursak orman yangınlarında azalma olacaktır. Cam kırıkları orman yangınlarının önemli sebeplerinden biridir. Sizin attığınız kırık bir şişe 6 ay sonra orman yangınına neden olabilir. Gözümüz gibi bakacağız ormanlara.
Siz bilim insanlarının yıllardır dikkat çektiği iklim krizi geldi çattı diyebilir miyiz?
İklim krizi geleli çok oldu. Biz Türkiye'ye etkileri ciddi boyutta ortaya çıkınca hatırladık. Yoksa Türkiye uzun yıllardır kuraklığın etkisinde. Yağış almıyoruz. Şu anda göze batar hale geldi.
Küresel ısınma sonucu insanlığı yakın ve orta vadede bekleyen tehlikeler ile acil alınması gereken önlemlerden bahsedebilir misiniz?
İklim krizinin bize getireceği 4 tane büyük felaket var. Bunlardan bir tanesi aşırı sıcaklardır. İkincisi kuraklıktır. 3. Seller 4. Orman yangınlarıdır. Dolayısıyla daha büyük felaketler başımıza gelecek mi? Evet. Bunlar daha şiddetli olmaya başlayacak. Yeni bir şey çıkabilir mi? Elbette… Hiç düşünmediğimiz başka bir felaket çıkabilir. Bütün bu olaylar sadece Türkiye'de olmuyor. Çevremizdeki ülkeler bizden çok daha fazla zarar görecek. Bu nedenle Türkiye'ye çok ciddi bir mülteci akını olacak.
İklim değişikliği önlenemez bir felaket mi? Durdurulabilir mi?
İklim değişikliğini istediğimiz an önleyebiliriz. Bunun için kömür, petrol, doğalgaz yakmayı bugün bırakmamız gerekiyor.
Tüm dünyayı etkileyecek hatta bir numaralı gündem maddesi olacak iklim değişikliğinden en çok ve en az etkilenecek ülkeler hangileri?
Nispeten mümkün. İsveç, Norveç, Yeni Zelanda ve Finlandiya iklim değişikliğinden daha az etkilenecek ülkeler. Ancak Akdeniz Havzası'na baktığımızda, Ortadoğu'ya, Afrika'nın kuzeyine baktığımızda bu ülkeler çok daha kötü etkilenecek. Hindistan, Pakistan ve Bangladeş bu etkilerin en fazla görüleceği yerler. Bu nedenle ülkemize o ülkelerden çok ciddi sayıda mülteci gelebilir.
Türkiye için iyi bir senaryo ihtimali yok mu?
İyi bir haber duyma ihtimalimiz yok. Ancak önlem alırsak bu etkilerin ülke olarak bize daha fazla zarar vermesini engelleyebiliriz. Bunun için de devletimizin bu konuya ciddi bir şekilde eğilmesi gerekiyor. Yani musibetler başımıza gelmeden ülke olarak el ele hep birlikte önlem almamız lazım. Musibetler geldiği zaman önlem almak için çok geç kalmış oluyoruz.
Son açıklanan rakamlarla birlikte Türkiye için korkutan gerçek bir kez daha kendini hatırlattı! Kuraklık… Elinizdeki son veriler ışığında bir değerlendirmede bulunur musunuz?
Karadeniz ve Marmara bölgesinin geri kalanı oldukça uzun bir süredir ciddi bir kuraklık içinde. Bu kuraklık devam edecek. Kuraklığa karşı uzun vadeli önlemler almamız lazım. Öncelikle suyumuzu çok dikkatli kullanmamız gerekiyor. Çünkü suyumuz çok az.
Acil eylem planı olarak da nitelendirebileceğimiz alınması gereken önlemler neler?
Acil eylem planı dediğimiz vatandaşın kendisinden, yerel yönetimlerden, merkezi hükümete kadar her bireyin nasıl davranacağını belirleyen bir şey olması lazım. Ve bunun herkese duyurulması lazım. Mesela havuzlu evler havuzlarını doldurmayacak, bahçe sulamak, araba yıkamak yasak olacak. Acil eylem planı dediğimizde bunların olması gerekiyor. Kişiler üstlerine düşen sorumluluğu bilmiyor. Bu durumun çok daha ciddiye alınması gerekiyor.
Araştırmalar küresel sıcaklık artışının 2 dereceyi geçmemesi için 2050 yılına kadar sıfır emisyon değerine ulaşmanın önemini ortaya koyuyor. Bu anlamda ülkemizde ne gibi önlemler alınıyor?
Ben bu konuda Türkiye açısından çok kötümser değilim. Türkiye'nin karbondioksit salınımları geçtiğimiz 3 sene içerisinde azaldı. Bu iyi bir şey. Çünkü güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üretimi ucuzlama yolunda. Doğalgaz ve kömürle kıyaslandığında. Bu yakın zamanda öyle bir noktaya gelecek ki rüzgar ve güneşten elektrik üretmek ucuzladığında zaten Türkiye'nin karbondioksit salınımları düşecek. Ormanlarımıza da iyi bakabilirsek 2050 yılında ülkemiz çok aşırı zorlanmadan sıfır karbon hedefine ulaşabilir.