Antalya'da vahşi bir cinayete kurban giden üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu'nun hikayesini sevenleri SABAH gazetesine anlattı.
Antalya'da vahşice katledilen Azra Gülendam Haytaoğlu Osmaniye'de dualara son yolculuğuna uğurlandı
Azra'nın en büyük hayalinin gazeteci olmak olduğunu söyleyen halası Medine Haytaoğlu; "Üniversite sınavında yüksek bir puan almıştı. Neden bu bölüm dediğimde halacım bu benim hayalim. Ezilen kadınların sesi olacağım demişti. Güneşi gülüşüne sığdıran bir yavrumdu. Meşhur olacağım hala diyordu. Böyle meşhur olması bizim yaktı" dedi.
Ablası Ezgi Haytaoğlu ise Azra'nın ona attığı son mesajını paylaşarak şunları söyledi; "Biz abla kardeşten öteydik. Eğlenmeyi çok severdi, eğlenmeden duramazdı. Astım hastasıydı, Covid olunca biraz psikolojisi bozulmuştu. Bana son mesajı abla bir arkadaşımın evine geldim, beni merak etme oldu. Sonrasında bir daha haber alamadım" dedi. En yakın arkdaşı Yusuf Kaplan ise bana her şeyini anlatırdı bu adamdan hiç bahsetmedi; "Azra dünyayı yaşamayı seven biriydi. En son 5 Temmuz'da bir fotoğraf çekilmiştik o zaman görüşmüştük" dedi.
Antalya'da gazetecilik bölümünde üniversite öğrencisi olan 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu'nun cesedi kaybolduktan 5 gün sonra ormanlık alanda parçalanmış şekilde bulundu. Olay ile ilgili Antalya'da yaşayan 48 yaşındaki Mustafa Murat Ayhan isimli kişi gözaltına alındı. Polisteki ifadesinde suçunu itiraf eden Ayhan, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
EN BÜYÜK HAYALİ GAZETECİ OLMAKTI
Olayın ardından tüm Türkiye'yi yasa boğan Azra'nın hikayesi herkes tarafından merak edilir oldu. Çocukluğundan beri gazetecilik okumayı ve gazeteci olmayı hayal eden Azra adım adım hayallerine ilerlerken vahşi bir cinayete kurban gitti. Osmaniye Kadirli'de yaşayan ailesinin yanından okumak için Antalya'ya gelen Azra burada çeşitli işlerde çalışarak harçlığını kazanıyordu. Bir dönem güzellik merkezinde çalışan Azra son zamanlarda kafede çalışıyordu. Hatta iddiaya göre katili Murat Ayhan ile de bu kafede yakın zaman önce tanışmış ve Ayhan Azra'ya bir iş teklifinde bulunmuştu.
ASTIM HASTASIYDI
Azra'nın evden ayrıldığı günü ilk kez SABAH gazetesine anlatan ablası Ezgi Haytaoğlu; "Azra çok neşeli deli dolu eğlenmeden duramayan bir kızdı. Astım hastalığı vardı. Kısa bir süre önce Covid oldu karantina sürecine girince canı çok sıkıldı. Hep dışarı çıkmak istiyordu. Aslında çok duyarlı biri ama baya bunalmıştı. Bende bahçedeki bankta biraz otur sonra gel dedim. O şekilde dışarı çıktı. Bir daha gelmedi" dedi.
SON MESAJI "BEN İYİM KIZIM"
Kendisini aradım bir arkadaşıma gideceğim dedi. Konyaaltı'ndayım dedi diyen abla Haytaoğlu; "Benimle o gece sabah 4'e kadar konuştu. Son mesajında bana 'ablacım arkadaşıma geldim uyuya kalabilirim ben iyim kızım yazıp kalp koydu'. Ondan sonra en son telefonu sabah saat 9 gibi falan açıkmış. Bir daha da asla haber alamadık. Sonra Azra'nın öldüğünü o caninin kardeşimi katlettiğini öğrendik" dedi.
"HAYALLERİ YARIM KALDI"
Azra'nın çok güzel hayalleri vardı diyen alası; "Ezilen kadınların haberini yapacaktı. Gazeteci olup onların sesini duyuracaktı. Sosyal medyadan bir sayfa açmıştı. Haber yazıp oralardan paylaşıyordu. İlk haberini yazdığında mutluluklar içinde beni arayıp haber vermişti. Hepsi yarım kaldı, daha 21 yaşında hayallerinden kopardılar onu" dedi.
"GÜNEŞİ GÜLÜŞÜNE SIĞDIRIR LAFI AZRA İÇİNDİ"
Azra'nın halası Medine Haytaoğlu ise onunla olan bir konuşmasını anlatarak hikayesine giriş yaptı. Azra Gazeteciliği ilk kazandığında; " Yeğenim neden bu bölümü seçtin dedim ben ezilmiş kadınların sesini duyuracağım dedi cinayete kurban gidenleri. Meşhur olacağım hala herkes benden bahsedecek. Böyle meşhur olması aklımızın ucuna bile gelmezdi. Çocukluğundan beri güneşi gülüşüne sığdıran bir kızımızdı. En kötü anda gülen güldürebilen öyle bir kızdı. Her kadın için çok koşturdu" dedi.
"ONUN ÖLÜMÜ BİR İŞE YARASIN"
Hala Medine Haytaoğlu; "Azra'nın bu yaşadığı bari şimdi bir işe yarasın. Onun sesi ile bir şeyler değişsin. Yasalar olsun bir şey olsun artık, kızlarımız ölmesin. Onun ölümü son olsun. Ölümü işe yarasın, ne olur bir şey yapılsın. Azra'nın gülüşünü çaldılar bizden" dedi.
"AZRA DÜNYAYI SEVİYORDU, YAŞAMAYI SEVİYORDU"
En yakın arkadaşı Yusuf Kaplan; Azra ile biz sosyal medyadan üniversiteyi kazanınca tanıştık. İlk konuşmasında tek söylediği şey kadın haklarına sahip çıkan birisiydi. Azra dünyayı seviyordu. Yaşamayı seviyordu, kitap okumayı severdi. Aynı dizileri izlerdik, yorumlar yapardık. Bunların hepsinin fikri Azra'dan çıkardı. Azra okula gitmeyi çok severdi. Aktif derse katılan biriydi. Ama uzaktan olunca dersleri de biraz düşmüştü. Son konuşmamda bana Sezen Aksu dinleyerek uzanıyorum yazmıştı" dedi.
AZRA GÜLENDAM HAYTAOĞLU SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
Antalya Adli Tıp Kurumundaki otopsisinin ardından yakınları tarafından teslim alınan Hatyaoğlu'nun cenazesi, tören için Cumhuriyet Mahallesi'ndeki İstiklal İlkokulu bahçesine götürüldü.
Cenaze törenine Haytaoğlu'nun babası Mustafa, annesi Mezide, ablası Ezgi Tuğba ve kardeşi Hazan Haytaoğlu, yakınları, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, AK Parti Osmaniye milletvekilleri Mücahit Durmuşoğlu ve İsmail Kaya ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Bakan Yardımcısı Demirtaş, baba Mustafa Haytaoğlu'na başsağlığı diledi, onu teskin etmeye çalıştı.
Üzerine Türk bayrağı örtülen tabuta, ablası Ezgi Tuğba Haytaoğlu, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi kardeşi için mezuniyet cübbesi serdi.
Cenaze namazının ardından Haytaoğlu'nun naaşı, Durmuşsofular köyündeki mezarlıkta defnedildi.
Antalya'da 28 Temmuz'dan beri kızlarından haber alamayan Haytaoğlu ailesinin durumu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirmesinin ardından arama çalışması başlatılmış, genç kızın cesedi Varsak ormanlık alanında gömülmüş halde bulunmuştu. Şüpheli M.M.A. çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.