Türkiye birçok ilde art arda yaşanan yangın felaketiyle mücadele ederken sosyal medyada açılan #helpturkey etileti dikkatleri üzerine çekti. İlk etapta bir yardım çağrısı görüntüsü veren kampanyanın gerçek yüzü kısa süre içinde ortaya çıktı. Bir yardım çağrısı görüntüsü veren ancak paylaşılan mesajlarda yanıltıcı bilgiler veren #helpturkey etiketiyle ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Levent Eraslan, "helpturkey" ya da "GlobalCall" başlıklı kampanyalar, kötü niyetli kişiler tarafından ülkemizi zayıf ve güçsüz olarak göstermektedir" uyarısında bulundu.
Korkunç bir doğa felaketinden üretilen Türkiye'yi karalama kampanyasıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Levent Eraslan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"PAYLAŞIMLARIN YAYILMASINI ÖNLEMEK SON DERECE ÖNEMLİDİR"
Algı yönetimi tekniklerinden biri olan ağ kampanyaları yaratma bu felaket bağlamında sosyal medyada karşılaşmaktayız. Sosyal medyada oluşturulan "HelpTurkey" ya da "GlobalCall" başlıklı kampanyalar kullanıcıların bir kısmı tarafından tamamen iyi niyetli olarak ülkemizde yaşanan doğal afet, can kaybı gibi durumların önüne bir an önce geçilmesine yönelik bir çağrı olmasına rağmen ne yazık ki kötü niyetli kişiler tarafından ülkemizi zayıf ve güçsüz olarak göstermektedir. Birçok ülkede benzer durumlar yaşandığında vatandaşlar tarafından sosyal medyadan benzer çağrılar ve yardım kampanyaları düzenlenmektedir. Kötü niyetli kişilerin paylaşımlarına dikkat etmek ve bu şekildeki kötü niyetli paylaşımların yayılmasını önlemek son derece önemlidir.
SOSYAL MEDYADAKİ DEZENFORMASYONA DİKKAT
Sosyal medyada maruz kaldığımız dezenformasyonlara ilişkin önemli uyarılarda bulunan Eraslan, "Toplumu etkileyen olaylar kötü niyetli kişiler tarafından algı yönetimi malzemesi olarak kullanılıyor ve bilinçsiz kullanıcılar tarafından bu içerikler hızla yayılıyor" dedi. Eraslan, yangın felaketi üzerinden sosyal medyada algı yönetimi yapıldığına dikkat çektiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Son günlerde ülke olarak son derece kötü doğal afetler ve hain saldırılara maruz kalıyoruz. Yaşanan durum karşısında her vatandaşımız derin bir üzüntü içerisindedir. Birçok vatandaşımız olayları ana akım medyadaki haberler ve büyük oranda da sosyal medya üzerinden takip etmektedir. Toplum olarak sosyal medyayı yoğun ve aktif bir biçimde kullanıyoruz. Özellikle bu gibi felaket olaylarında sosyal medyadaki paylaşımların sıklığı artmakta ve bireyler buradan etkileşerek haberleri yaymaktadır. Ancak yine özellikle bu gibi olaylarda sosyal medyada yoğun bir dezenformasyon ile karşı karşıya kalıyoruz. Toplumu etkileyen olaylar kötü niyetli kişiler tarafından algı yönetimi malzemesi olarak kullanılırken, bilinçsiz kullanıcılar tarafından da bu içeriklerin yayılması hızlanmaktadır. Sosyal medya üzerinden algı sürecini yöneten yapılar manipülasyon malzemelerini kitlesel paylaşım (mass sharing) biçimine dönüştürmeyi hedefler. Ne yazık ki bilinçsiz sosyal medya kullanıcıları da mass sharing dediğimiz durum ile bu algı yönetimi malzemelerini yaymaktadır.
Sosyal medyanın manipülatif kullanımıyla ilgili dikkat çeken ifadeler kullanan Eraslan, sahte hesaplar üzerinden sosyal ağlarda yalan ve manipülatif bilgilerin dolaşıma girdiğine ve yalan haberlerin çok kolay bir şekilde hızla yayıldığına hatta kullanıcıların çoğu zaman bu yanlış bilgileri okumadan ve kontrol etmeden kendi takipçilerine bulaştırabildiğinin altını çizdi.
"AMAÇ HALKI İNFİALE SÜRÜKLEMEK"
Eraslan açıklamasına şöyle devam etti:
Yangın felaketi üzerinden yürütülen sosyal medya algı yönetimi çalışmalarında özellikle fotoğraf, resim ve görüntü manipülasyonu, düzenleme ve montajlama dediğimiz algı yönetimi tekniğinin kullanıldığını görüyoruz. Bir sinema ve televizyon kavramı olarak montaj, birbirleriyle ilgisi olmayan, farklı an ve günlerde çekilmiş hareketli ya da hareketsiz görüntülerin birleştirilmesi anlamına gelmektedir. Montajlama geleneksel algı yönetimi tekniklerinden biridir. Teknolojik kurgu teknikleri ve sosyal medyanın etkin gücü algı yönetiminde montajlama tekniğini vazgeçilmez kılmıştır. Ayrıca hızlı ve kolay hazırlanabilmesi, akut durumlarda ve ani gelişen durumlarda etkili olması bu tekniği yaygınlaştırmıştır. İçinde bulunduğumuz süreçteki yangın felaketi olayında da benzer şekilde daha önceden çekilmiş ya da farklı yerlere ait yangın veya afet bölgesi görüntüleri paylaşılmaktadır. Bu durum halkta daha fazla korku ve kaygı duymasına neden olmaktadır. Halkı infiale sürükleme amacı olan bu ve benzeri paylaşımların mutlaka teyit edilmesi ve daha sonra paylaşılması gerekmektedir. Teyit edildikten sonra yanlış olduğu belirlenen bu paylaşımların kaldırılması için sosyal medyada şikâyet edilmesi ise yine toplumsal bir vazife olarak görülmelidir.