Garantör ülke olarak Ada'daki kardeşlerimizin can güvenliği sağlamak, hak ve özgürlüklerine sahip çıkmak için gerçekleştirdiğimiz Barış Harekâtı'nın 47 yıldır hala hazmedilemediği anlaşılıyor. Hiç kusura bakmasınlar, değil 47, 147 yıl, 247 yıl da sürse Kıbrıs Türk halkı özgürlüğünden taviz vermeyecek. Hatta, onlara bir an önce KKTC'ye gelerek hem buradaki devleti tanımaları, bu coğrafyanın güzelliklerinden istifade etmeleri çağrısında bulunuyorum. Ne dışarıdan verilen mesajların ne de içeriden yürütülen girişimlerin bizim nazarımızda boş teneke gürültüsünden öte bir kıymeti yoktur. Türkiye ile KKTC'nin kardeşliğini örselemeye kimsenin gücü yetmez.
Bunların hayatı yalan üzerine kurulu. Dürüst değiller. Geçen gün beni arıyorlar, söyledikleri şu 'Duyduk ki ayın 20'sinde Kuzey Kıbrıs'ta konuşma yapacakmışsın. Herhalde orada rahatsızlık verici bir konuşma olmaz.' Bunun iznini herhalde sizden alacak değiliz. Şimdi bugün ne kadar Türk düşmanı varsa, Miçotakis ile beraber Amerika'da, belki video konferansla, bir araya gelmek suretiyle bize cevap teşkil edecek bir konuşmayı da onlar yapacak. Varsın yapsınlar. Biz mesajımızı veriyoruz. Biz haklıyız. Haklı olduğumuz için de sonuna kadar hakkımızı savunacağız. Bunların hak ve özgürlük söylemleri sadece işlerine yaradığı yere kadar geçerlidir. Sonrasında istikameti hemen eski dönemlerine çeviriyorlar. Bizden kimse artık bundan sonra geriye dönüş beklemesin. Harcayacak bir 50 yılımız daha yoktur.
Maraş'ta mülkiyet haklarına riayet edilerek yürütülen çalışmalar ışığında, herkesin yararına olacak yeni bir dönemin kapılarının açılacak. Atılan bu adımlarla Maraş'ta yeni mağduriyetler oluşturulmayacak.