Sözlük anlamı "yaklaşmak, Allah'a yakınlık sağlamaya vesile olan şey" olan kurban ibadeti Hz Adem'e kadar uzandığı biliniyor. Kuran'da ve Peygamberimizin uygulamalarında kurban edilecek hayvanın özellikleri, kimlerin kesmesi gerektiği, yeri ve zamanı geniş olarak açıklanmıştır. Toplumun geniş bir kesiminde yardımlaşma ve birliktelik duygusunu pekiştiren Kurban bayramı zaman zaman küçük bir kesimin eleştirilerine de hedef olduğuna şahit oluyoruz. Kurban ibadetinin psikolojik, yardımlaşma ve dini boyutunu 3 önemli isme sorduk. Pskiyatr Prof. Dr. Kemal Sayar, Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık ve Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve "Kurban İbadeti" kitabının yazarı Prof. Nimetullah Akın'a tüm yönleri ile kurban ibadetini ve bayramı konuştuk.
Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık:
"BU YIL 10 MİLYON HİSSE KURBAN KESİLECEK"
-Bayramlar yardımlaşma, dayanışma ve birlik olma duygusunun en yoğun yaşandığı günler. Bayramlarda hiç kimse, kimsesiz bırakılmaz. Kimsenin mahsun kalmasına izin verilmez. Ya da belki "bırakılmazdı", "izin verilmezdi" demek daha doğru olacaktır. Bizim zamanımız diyecek kadar yaş almış olduğumuzdan hareketle, mahallelerimizde öpülmedik el, çalınmadık kapı bırakmadığınızı hatırlıyorum. Ancak bugün bunu biraz gevşediğini de maalesef görüyoruz. Her ne kadar böylesi bir süreç yaşanıyor olsa da bayramların toplumdaki yardımlaşmaya vesile olan en önemli günler olma özelliği ne mutlu ki korunuyor.
KURBANA İLGİ ARTIYOR
Kızılay Genel Başkanı olarak şunu çok net biliyorum ki; gerek Ramazan bayramı, gerekse Kurban bayramı döneminde aldığımız bağışlar diğer zamanlara göre kat kat artıyor. İnsanlarımız, doğrudan kendileri yapamadığı veya öyle tercih ettiği için yardımlaşmalarına, dayanışmalarına Kızılay'ı vesile ediyorlar. Onbinlerce kurban vekaletini bize veriyorlar ki gerek ülkemizdeki gerek dünyadaki mazlum coğrafyalara ulaştıralım, yüzleri güldürelim diye.
KURBAN BAYRAMI SADECE TATİL DEĞİL
Kurban bayramı son yıllarda bir tatil imkanı gibi görülmeye başladı gibi bir yaklaşım var. Evet maalesef bu tespite keşke doğru değil diyebilseydik. Ama maalesef bizlerde bunu hem yakın çevremizden hem toplumsal hareketlilikten gözlemliyoruz. Bunun birçok nedeni olabilir elbette. Ancak bize düşen bunu tersine çevirmek için neler yapabileceğimizi tartışmak ve eyleme geçirmek olacaktır. Biz bunun için Genç Kızılay bünyesindeki teşkilatlanmamızda bu değerlerin kök salmasına özel bir önem veriyoruz. Gençlerimize verdiğimiz öğüt, gerek diğer günlerde gerekse bayramlarda hiçbir büyüğümüz kendisini yalnız hissetmesin yönünde. Gerek Kızılay yaşlı konuk evlerinde gerekse mahalle aralarında yalnız yaşayan hiç kimseyi kimsesiz bırakmamaya çalışıyoruz. Ancak bu çabanın belki toplumsal olarak yeni bir "değerler eğitimi" süreci ile pekiştirilmesi faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.
960 BİN BÜYÜK 2 MİLYON 800 BİN KÜÇÜK BAŞ KESİLECEK
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ziraat Odaları Birliğinin açıkladığı verilere göre, ülkemizde yaklaşık 10 milyon hisse kurban kesiliyor. Bakanlık önceki yılların verilerinden bu yıla ışık tuttuğunda şöyle bir rakam paylaşıyor: bu yıl yaklaşık 960 bin büyükbaş hayvan kurban olarak kesilecek. Bunun yanı sıra 2 milyon 800 bin adet de küçük baş hayvanın kurban edilmesi bekleniyor. Bunların ötesinde 1 milyona yakın vatandaşımız da gerek Kızılay gerekse başka insani yardım kuruluşlarına vekalet vererek kurbanlarının o kurumlar tarafından kesilmesini ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını istiyor.
Psikiyatr Prof. Kemal Sayar:
"HAYVAN KATLİAMI DİYENLER ASLA SAMİMİ DEĞİL'
'Kurban kültürü insanın insanı feda etmesinin önüne geçmek için uygarlıkların, kültürlerin bulduğu bir formüldür' şeklindeki antropolojik yaklaşım da önemli. insan kurban edilmesi adetinin evcilleştirilmesi olarak kabul eder hayvan kurban edilmesini, insandaki kökensel şiddetin, selim hale getirilmesinde bir enstrüman olarak olarak görürler.
KURBAN ALLAH'A YAKINLAŞMAK İÇİN VESİLE
Kurbanın, insanın yaşatılarak Allah'a yakınlaşmaya bir vesile olmasına inanıyorsak, bizim inancımız için de kabul edilebilir bir açıklama bu. Habil-Kabil kıssası da insanın yeryüzündeki kan dökücülüğünün, cinayetin bir prototipidir.
Kurban bayramı da, kurban ibadeti de, temelde Hac ibadetinin bir parçasıdır. Hacc görevinin tamamlanabilmesinin bir gereğidir kurban kesmek. O günü tüm müslümanlar Kurban bayramı olarak kutlar dünyada. Hacca gidebilecek durumda olanlar da, gitmemiş olsalar da kurban keserler.
KURBANA HAYVAN KATLİAMI DEMEK İYİ NİYETLİ DEĞİL
Bu, kalpleri birbirine yakınlaştırmak için bir vesiledir. Semboller, gösterdiklerinden fazlasını söylerler. Zaten beslenmemizin bir parçası olan, ihtiyaç duyulan hayvan etinin tedarik edilmesinin bir ibadet haline bürünmesidir. Bunu, keyfi ve durduk yere hayvan katliamıymış gibi lanse etmek ancak kötü niyetlilikten tezahür edebilir. İnsanların ihtiyaçları miktarınca et yiyemedikleri, fakir bir geniş coğrafyada, onların öncelendiği bir paylaşım, elbette normalde de takdir edilebilmeliydi.
HZ. İBRAHİM GİBİ SEÇKİN MÜMİN OLMAK
Ama biz müslümanlar, bunu bir de Allah'a yakınlaşma niyetimizi izhar ederek, tabiatın araçsallaştırılması zehrinden arındırıyoruz. Her varlık, yaşamış olmakla, yaratılmaya muhatap olmuşluğuyla bir kutsiyeti haizdir. Allah'ın adıyla kurbanımızı kesiyoruz ve bu ibadetimizin bizi Hz. İbrahim gibi seçkin kılmasını umut ediyoruz.
GEREKSİZ ELEŞTİRİLER İSLAM ALERJİSİ İLE AÇIKLANABİLİR
Elbette ki, hayvanlara eziyet etmeyecek şekilde en acısız kesim yöntemlerinin, işin uzmanlarınca yerine getirilmesi insanlığımızın bir gereği; sağda solda yol kenarında eline bıçağı alan esnafın-memurun hayvan doğraması kimsenin tasvip edeceği bir şey değil. Ancak Batılı ülkelerin, ya da müslüman ülkelerdeki self kolonyalist, self oryantlistlerin, fast foodlarda, restoranlarda her gün tüketilen etin nasıl elde edildiğiyle pek ilgilenmeden, yılda bir kez, büyük oranda yoksul insanların belki yıl boyunca midelerine girecek tek etin kaynağı olan kurban bayramındaki hayvan kesimine esip gürlemeleri, ancak İslam alerjisi ile açıklanabilir.
Onsekiz Mart Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dekanı ve "Kurban İbadeti" kitabının yazarı Prof. Nimetullah Akın:
İNSAN ASLINDA KENDİ KÖTÜ DUYGULARINI KURBAN EDER
İslam Öncesinde gerek ilahi gerekse gayr-ı ilahi dinlerin hemen hemen tamamında var olan bir ibadettir. İlk insanla birlikte var olan bu ibadetin izlerine Kur'anı Kerim'de Hz. Adem'in iki oğlu Habil ile Kabil'in hikayesinde rastlıyoruz. Habil sahip olduğu malının en iyisini kurban ederken, Kabil en kötü olanından sunmuştu kurbanını. Yüce Allah da Habil'in kurbanını kabul etmişti. Daha sonra Hz. İbrahim'e rüyasında oğlunu kurban etmesi bildirilmiş, o da bu emre uyarak Hz. İsmail'i kurban etmeye hazırlanırken Yüce Allah Hz. İbrahim'in samimiyet sınavını kazandığını ifade ile bir koç göndererek onu kurban etmesini emretmiştir. Bu olaya işaretle Hz. Peygamberimiz kendisine kurban hakkında soranlara "atanız İbrahim'in sünnetidir" cevabını vermiştir.
KURBAN BİR SAMİMİYET SINAVIDIR
Kurban bir samimiyet sınavıdır. Yüce Allah için kişi kestiği kurbanın temsilinde aslında kendi nefsini, egosunu, kibrini, mal sevgisini ve bilumum bağımlı olduğu kötü duygularını kurban etmekte, onlardan kurtulmakta ve kendisini arındırmaktadır.
NEŞE DUYAN HER KALPTEN MUTLU OLALIM
Diğer Yandan kurbanın bir de sosyolojik boyutu vardır. İmkanı zayıf olan dostların, komşuların hatta günümüzde diğer devletlerde ve kıtalarda yaşayan insanların bayramıdır, kurban günü. İmkanı paylaşmak, var olandan komşusuna ikram etmektir. Bakmayın siz Kurban Bayramı yaklaştığında birdenbire hayvan sevgisi artan, hayvan hakları savunucusu kesilen bir avuç kişinin yaygarasına. Onlar için de dua edin, gözleri görsün, kulakları işitsin, kalplerindeki mühür kalksın. Biz daha çok kurban ile hayır ve samimiyet sınavını gönül huzuru ile geçtiğimize odaklanalım. Neşe ve sevinç duyan her kalbin atışından bize de pay düştüğünü düşünüp mutlu olalım.
KURBANIN ONURUNU ZEDELEMEYELİM
Kurbanın kesimi ile ilgili olarak da şu hususu aklımızdan çıkarmayalım. Kurban bir ibadet ve kurban ettiğimiz varlık bir candır. Hazırlığımızı güzel yapıp kurbanın onurunu zedelemeyelim. Hz. Peygamber Efendimiz, kurbanı bir ibadet olarak tebliğ etmekle kalmamış, meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar kendisi de kurban kesmiştir. Peygamber Efendimiz, uzak atası Hz. İsmail ve babası Abdullah'a işaret ederek "Ben iki kurbanlığın oğluyum" derdi.
ALLAH KATINDA DEĞERLİ OLAN KURBANIN KANI DEĞİL SAMİMİ NİYETTİR
Hadis ve fıkıh kitaplarında kurban başlığı altında bölümler yer almış, buralarda yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber Aleyhisselamın, Kurban Bayramı'nda, Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade ettiği yer almaktadır. Kurban'ın aslında ne eti ne de kanı Allah katına ulaşır. Allah katında değerli olan bizim bir Müslüman olarak samimi niyetimiz ve Allah rızasını kazanma arzumuzdur.