Engin Tilbaç (16), 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Sultangazi'deki Baştabya Kışlası önünde darbecilere karşı direnirken tank altında kaldı. Yüzü tanınmaz halde olduğu için kimlik tespiti yapılamayan Tilbaç'ın ailesi, üç gün boyunca çocuklarını aradı. Aileye acı haberi ise adli tıp verdi. Adli tıp ekiplerinin yaptığı DNA testi sonucunda kışla önünde tanklarla şehit edilen siviller içinde Tilbaç da vardı. Şehidin ismi, Adıyaman'da bir anaokuluna verildi. 15 Temmuz darbe girişiminin 5. yıldönümüne girilirken 15 Temmuz Derneği'nin hazırladığı özel kitapta Tilbaç'a hitaben bir mektup kaleme alan yazar Ertuğrul Başer, Türkiye tankın altında kalmasın diye körpecik bedenini tanka siper eden genç kahramana minnetini sundu. Başer mektubunda "İlk kez senin sayende, sen baş tuttuğun için bir darbeye karşı çıktık; ilk kez aman dilemedik kötülüğe alışmış ve kudurmuş haramilerden; kurşunlar, tanklar, uçaklar vız geldi!" şeklindeki duygu yüklü ifadelerle Tilbaç'ı andı.
'TANK İZİYLE YATIYORDUN KUZUM'
İşte mektuptan yürek dağlayan alıntılar: Kışlanın önünde
yatıyordun. Hangi kelimeyi
tutsam elimde kaldı... Kuzum
dedim, olmadı, körpe kuzum,
kınalı kuzum, sürmeli kuzum
dedim, aralarına gözyaşı koydum,
aralarına hak, vebal,
boyun borcu, olmadı. Göz hakkın
açık kaldı, incirin ve zeytinin,
tuzun, ekmeğin hakkı açık kaldı,
ne yapsam ödeşmiyor, içemediğin su,
bakamadığın gök açık kaldı. Kışlanın
önünde yatıyordun, körpe bedeninde
tank izi. O tank Türkiye'nin üstünden
geçmesin diye genç ömrünü siper etmiş,
on altı yaşınla yatıyordun, kim ödeyebilir
o hakkı! (Ha, unutmadan söyleyeyim,
o tank geçemedi Türkiye'nin
üstünden, geldiğimde müjdemi isterim
çam sakızı çoban armağanı.) Yavrum
dedim, gün görmemişim, murat almamışım,
kalbi kırığım dedim, olmadı,
seni emziren annenin, yetiştiren babanın
hakkı kaldı, hep ödeşemeyeceğim
bir şey, kurdun, kuşun kavmin, kardeşin
hakkı kaldı. O gün annen, Türkiye,
bekliyor muydu seni o kışlanın önüne?
Hayır! Sen daha parmak kadar çocuktun,
kim ne bekleyecekti senden, büyümekten,
doya doya gülmekten, sevmekten
başka! Cümle âlem biliyor artık.
Senin sayende şehirlerin ve toprağın
bahtını değiştirdik. Sen önümüze düştüğün
için devleti kurtardık, gözümüzü
ayırmadığımız yurdu kurtardık.
ÇEKİL, BEN KURBAN OLAYIM SENİN YERİNE...
Bizi ölümden koruyan ecel izin verseydi, bağışlasaydı olup bitmiş olanı, insafa gelseydi, tek bir anı, tek bir defa geriye sardırsaydı bize. Deseydim ben yaşadım, deseydi gökten usulca inip bir nur yüzlü ihtiyar, deseydi Engin ben çok yaşadım, deseydi çocuk telaş etme, senin daha bıyıkların terlememiş, deseydi sen daha gençliğine doyacaksın çocuk, önünde koca bir ömür var, deseydi ne bu telaşın, sen bu vatana borcunu haydi haydi ödersin, çekil kurban olayım, çekil ben kurban olayım o tankın paletine senin yerine... Kışlanın önünde yatıyordun, yanında son bakışın, uy havar, yarım.