Siirt'in Eruh İlçesinde yaşayan Betül Yıldız henüz 13 yaşında öğrenim gördüğü sırada hainlerin tuzağına düştü. Kendisine yapılan propagandalardan ve sözde özgürlük vaadiyle 2016 yılında örgüt içindeki yaşamdan söz edilerek kısa sürede kandırılarak dağa kaçırıldı. Kendisine Çırav Avesta kod adını veren hainler silah tutacak kadar bilek gücüne bile sahip olmayan Betül'ü hemen ideolojik eğitime aldılar. Devamında kendisine intihar saldırıları düzenleyen canlı bomba eğitimleri verdiler. Diyarbakır'ın Lice, Silvan, Hazro üçgenindeki sözde Kendal bölgesine götürülen Betül, yeraltındaki nemli, rutubetli sığınaklarda her gün ölüm korkusu yaşayan teröristlerin durumuna tanıklık edince yaşadıkları karşısında şaşkına döndü.
İÇİNE DÜŞTÜĞÜ GİRDAPTAN ÇIKAMADI
Kendisine anlatılan propagandalar ile dağdaki ağır yaşam şartlarının birbiriyle uyuşmadığını görünce de yol yakınken bir an önce geri dönmek istediğini sözde bölge sorumlusu teröriste iletti, ancak çok geçti. Hainlerin eline düşen Betül'ün içine düştüğü girdaptan kurtulması sanıldığı gibi kolay değildi.
Toplantı yapan hainler Betül'ün geri dönmekte kararlı ve ısrarcı tutumu karşısında onu sözde "Yoğunlaşma" adını verdikleri ideolojik eğitime aldılar. Bulunduğu kamp alanından kadın teröristlerin ağırlıkta olduğu başka bir alana siyasi eğitim almak için gönderilen Betül'ün kafasında aile özlemi olduğunu ve dönmekte kararlı olduğunu gören hainler dönmemesi için sinsi ve alçak planlarını devreye koydular.
SENİ GERİ YOLLAYACAĞIZ DEYİP ÜZERİNE EL BOMBASI ATTILAR
Betül'e "Tamam seni geri göndereceğiz, ama biraz beklemen gerekiyor. Şu anda bölgede yoğun operasyonlar var. Kimse kafasını kaldıramıyor. İHA ve SİHA'lar 24 saat uçuyor. Operasyonlar biraz gevşediği anda seni ailene geri yollayacağız" deseler de hainler büyük umutlarla ailesiyle yeniden buluşma hayalleri kuran Betül'ü infaz etme kararını çoktan almışlardı.
Betül 4 kadınla aynı sığınakta uyurken, gece yarısı kadın teröristler sığınaktan çıktı. Her şeyden habersiz geri dönmeyi umut eden Betül'ün üzerine 27 Haziran 2016 günü pimi çekilmiş saldırı tipi el bombası atıldı. Bombanın patlaması sonucu cesedi parçalanan Betül'ün ölümünü hainler beş yıl boyunca da sır gibi saklı tuttu. Hain örgüt, beş yıl sonra da Betül'ün infazıyla ilgili, "Talihsiz bir kaza sonucu şehit oldu" denilerek olay ört bas etmeye çalışıldı.