Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu için gittiği Antalya'da otel açılışına katıldı. Kemer'e eşi Emine Erdoğan ile birlikte giden Başkan Erdoğan, Göynük Turizm Bölgesi'ndeki otelin girişinde NG Kurucu Başkanı Nafi Güral, ailesi ve kalabalık tarafından karşılandı. Erdoğan'a Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank eşlik etti. Güral tarafından Anadolu kültüründe büyük öneme sahip turna kuşu heykeli hediye edilen Erdoğan burada yaptığı konuşmasının ardından davetlilerle birlikte kurdele keserek otelin açılışını gerçekleştirdi. İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları;
AŞILAMAYLA YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ: Türkiye sağlık hizmetleri konusunda zaten çok iyi durumda. Bu alanda da attığımız adımlarla dünyada 'benim' diyen ülkelerin yapmadıklarını biz ülkemizde yaptık. Bu tabii özellikle turizmde 'Acaba Türkiye ne yapıyor, bu işi başarabilecek mi?' diye bekleyenlere en güzel cevap oldu. Aşılamada özellikle son dönemde gerçekleşen atılımla yeni bir döneme giriyoruz. Geçen yıl tüm sıkıntılara rağmen 16 milyon turisti ağırladık. Bu yıl çok daha yukarıda rakamlara ulaşılacağından ümitliyim. Yatırımcılarımıza bu yeni döneme hazırlanmalarını şimdiden tavsiye ediyorum. Bu süreçte bir defa daha görülmüştür ki Türkiye'de tatil yapan turist ülkemizden kolay kolay vazgeçemiyor. Tabii güzelliklerimizle, tarihi zenginliklerimizle, hizmet standartlarımızla, yetişmiş insan kaynağımızla, uygun fiyatlarımızla hem ülkemizi tercih edenler kazanıyor hem Türkiye kazanıyor. İnşallah bu kazan-kazan politikasıyla turizmdeki yerimizi sürekli daha yukarılara çıkartacağız.
BÜYÜK ATILIMIN SEMBOLÜ: NG Kurucu Başkanı Nafi Güral ve Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral'ı 5 milyar lirayı bulan ve 1200 istihdam sağlayan bu yatırım dolayısıyla tebrikediyorum. Güral ailesinin seramik alanında Türkiye ve ülke dışında yaptığı başarılı çalışmaları da yakından takip ediyoruz. Otelin nisan ayındaki fiili açılışın hemen ardından salgın şartlarına rağmen yüksek doluluk oranlarına ulaşması isabetli bir yatırım olduğunu gösteriyor. Bu oteli, ülkemizin turizm sektöründe yapmaya hazırlandığı büyük atılımın sembolü olarak görüyoruz.
MÜJDELER GELMEYE BAŞLADI: Türkiye turizmde hâlâ çok büyük yatırım ve kazanç potansiyeli barındıran bir ülke. Salgın döneminde turizm sektörünü ayakta tutmak için yoğun gayret gösterdik. Kendisi de sektörün içinde olan Kültür ve Turizm Bakanımız, yurt içinde ve yurt dışında gereken her adımı attı, adeta kısa mesafe koşucusu diyeceğim, maraton biraz uzun olur, gidilmedik ülke bırakmadı. Bir taraftan Almanya, bir taraftan İngiltere, bir taraftan Rusya, bütün bunlarla bu koşturma yapılırken biz de telefon diplomasimizi yoğun şekilde devam ettirdik ve hamdolsun sonunda bu ülkelerden müjdeler gelmeye başladı. Ülkemiz yavaş yavaş seyahat kısıtlamalarıyla ilgili listelerden çıkmaya başladı. Fransa'nın ardından Rusya'nın da bu doğrultuda aldığı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. En son NATO Zirvesi'nde Sayın Macron ile yaptığımız görüşmenin meyvesini aldık. Fransa da olumlu adımını bu konuda hamdolsun attı, atıyor. Önümüzdeki haftalarda bu sürecin daha da hızlanacağı anlaşılıyor. Böylece turizmcilerimizin 2021 sezonunun en azından ikinci yarısını değerlendirebilmelerini temin edeceğiz.
DERDİ ÜLKE OLMAYANLAR YAPTIKLARIMIZI ANLAYAMAZ: Türkiye bu dönemi hızlı şekilde geride bırakarak kayıpları telafi etmenin ötesinde turizm pastasından çok daha büyük bir pay almayı hedefliyor. Salgın paniğinin geride kalmasıyla adım adım bu gerçekleşecek. Yatırımcıların morali yerinde. Tıpkı sağlık, savunma sanayii, gıda, tekstil, inşaat gibi turizmde de dünya markası olana kadar durmayacağız. Her biri diğerinden kaliteli tesislerimizle, sürekli yükselttiğimiz hizmet standartlarımızla, devamlı geliştirdiğimiz destinasyonlarımızla hedeflerimize yaklaşıyoruz. Turizm sektörümüzün tüm mensuplarına bu kalkınma mücadelesinde ülkemize yaptıkları katkı için şükranlarımı sunuyorum. Devlet olarak biz de destekler ve teşviklerle sektöre her türlü kolaylığı gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Yerli ve uluslararası tüm yatırımcılarımızın meseleleriyle şahsen ilgilenmeyi en başta gelen görevim olarak görüyorum. Tabii derdi ülke ve millet olmayanlar bunu anlayamaz.