15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden Adil Öksüz'ü tutuklamaya sevk eden ve darbe girişiminden bir süre sonra emekli olup noterlik yapmaya başlayan savcı Cihan Ergün'e, noter olarak imza attığı bir konuyla ilgili görevi kötüye kullanmak suçundan "Avukatlık Kanunu" gereği soruşturma açıldı.
Kararın yanlışlıkla verildiğinin fark edilmesi üzerine bu kez "Noterlik Kanunu" gereğince soruşturma açılmasına karar verildi. Ergün, "Şayet, Ağır Ceza Mahkemesinin Başkanı ya da katılan üyelerden herhangi biri dosyanın kapağını kaldırıp da bir tek evraka dahi baksaydı, benim avukat değil noter olduğumu görürlerdi. Ancak verilen karar gösteriyor ki dosya içerisindeki hiçbir evraka hiçbir kayda hiçbir belgeye bakılmaksızın karar verilmiştir" dedi.
Cihan Ergün, 15 Temmuz darbe girişiminden bir süre sonra emekliliğe ayrıldı ve Noter oldu. Araç satış işlemi için 6 Eylül 2020 tarihinde notere gelen H.T., kısıtlı eşine ait hurda bir aracın satışını talep etti. Bunun üzerine vasi, araç satış izni alması için Noter Cihan Ergün tarafından Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yönlendirildi. Vasi, yaklaşık bir ay sonra tekrar Noterliğe gelerek elindeki kararı gösterdi. Bunun üzerine vasi kararının geçerlilik süresinin dolmadığını gören noter yetkilileri, satış işlemini gerçekleştirdi.
AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YARGILANMA KARARI
Ardından, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin satış izni kararı olmadan satış işleminin gerçekleştirildiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Soruşturmaya konu kişi Noter Cihan Ergün olmasına karşın Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü ile Baroya gönderilen karar ekinde "Avukat Cihan Ergün hakkında son soruşturmanın açılmasına ilişkin karar yazımız ektedir" ifadelerine yer verildi. Bunun üzerine bir de Ergün hakkında Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kovuşturma izni verildiği ve dosyanın incelenmesi üzerine görevi ihmal suçundan Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması kararı verildi.
AVUKATLIK KANUNU GEREĞİ SORUŞTURMA AÇILDI
Olaya konu kişinin noter olmasına karşın bir avukat kimliği üzerinden soruşturma açıldığının fark edilmesi üzerine, söz konusu yanlış kararın ek karar ile düzeltilmesi talep edildi. Talebin incelenmesi sonrası, Avukatlık Kanunu gereği soruşturma açılmasına dair kararın yanlışlıkla verildiği, bunun, "Şüpheli Cihan Ergün'e isnat olunan görevi ihmal suçundan 1512 sayılı Noterlik Kanunu gereğince son soruşturmanın açılmasına" şeklinde düzeltilmesine oy birliği ile karar verildiği belirtildi.
HEYET DOSYANIN KAPAĞINI AÇMAMIŞTIR
Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin kendisine gelen dosyayı aldıktan sonra kapağını dahi kaldırıp bakmadığını iddia eden Ergün, "Şayet Ağır Ceza Mahkemesinin Başkanı ya da katılan üyelerden herhangi biri dosyanın kapağını kaldırıp da bir tek evraka dahi baksaydı, benim bir noter olduğumu avukat olmadığımı görürlerdi. Talep edilmek istenen yargılama, son soruşturmanın açılması talebinin bir avukata değil de bir notere ait olduğunu görürlerdi. Ancak verilen karar gösteriyor ki dosya içerisindeki hiçbir evraka hiçbir kayda hiçbir belgeye bakılmaksızın karar verilmiştir. Böyle bir davranış, bir ACM heyeti için görevde Yetkin'in kötüye kullanılması gibi bir sonuç doğurur" dedi.
LEKELENMEME HAKKINI İHLAL
Bu olaylar sonrasında Hakimler ve Savcılar Kurul Genel Sekreterliğine bir dilekçe yollayan Ergün, şunları kaydetti: "Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan ihbar yoklukla sakattır. Çünkü anılan sulh mahkemesi dosyası getirilir ve incelenirse görülecektir ki, ne bir ara kararında ne tensip zaptında ve ne de nihaî kararda/hükümde suç duyurusuna karar vermiş değildir. Dosyada bir mahkeme tartışmadığı ve almadığı bir karardan, zihinsel hüküm çıkaramaz. Aklına geldiğince suç ihbarı yazısı yazamaz. Ancak tensibinde ya da ara kararında veya nihaî kararda 'bir suç ihbarına karar vermişse' o halde ihbar yazısı yazabilir. Sulh mahkemesi ya da her hangi bir mahkeme, dosyasında almadığı bir kararı, suç ihbarı diye duyuramayacaktır. Aksi takdirde, kişilerin lekelenmeme hakkını ihlal eder. Bu nedenle yoklukla sakattır. Yok hükmünde bir ihbara dayanarak soruşturma/koğuşturma yapılamayacağı açıktır."
YASALARA AYKIRI DEĞİŞTİRİLDİ
Mahkemenin verdiği, 18.11.2020 tarihli ilk kararının kendileri tarafından temyiz istinaf edilmesinin ardından kararın tümden değiştirildiği ve yepyeni bir karar tesis edildiğini kaydeden Ergün, "Çünkü biz temyiz İstinaf dilekçemizde dosyaya bakılmadığını, bir noter olduğumuzu, avukat olmadığımızı, salt bu nedenden dolayı dosyanın istinaf mahkemesi tarafından bozulması gerektiğini, belirttiğimizden dolayı farkına varılarak nihai kararını CMK ve yasalara aykırı olarak, değiştiriyor" dedi.
KASIT VE ZARAR UNSURU YOKTUR
Türk Ceza Kanunu gereğince görevi kötüye kullanmak ya da görevi ihmal için kasıt unsurunun bulunması gerektiği ve zarar unsurunun gerekli olduğunu ifade eden Ergün, şunları söyledi: "İddia edilen olayda kasıt unsuru yoktur. Kişilerin ya da kamunun maddî bir zararının olması gereklidir. Hiçbir hal ve karda kimsenin bir zararı mevcut değildir. Son soruşturmanın açılmamasına karar verilmesi gerekir."
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin satış izni kararı olmadan hurda bir aracın satış işlemini yaptığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan Ergün, "Türkiye Cumhuriyeti bir keyif devleti değildir bir hukuk devletidir. Kaynağını hukuktan almayan hiçbir keyfili ne bana ne de Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kişi ve kurumlara hiçbir kuvvet hiçbir güç uygulayamaz. Anayasanın insan hakları bölümünde kabul etti evvelen lekelenmeme hakkı ve sonrasında adil yargılanma hakkı hem benim için hem yargıç ve savcılar için hem de bütün insanlar için zorunlu birer haktır. Bu haklar dokunulamaz devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Bu nedenle lekelenmeme hakkına öncelikle bütün kişi ve kurumlar uymak zorundadır. Burada Anayasal bir hakkın ihlali vardır" dedi