Samsun Başsavcılığından 2019 yılında Diyarbakır'a atanan Yavuz, göreve gelir gelmez ayağının tozuyla ilk icraatı faili meçhul soruşturmalar arasına alınan Tahir Elçi dosyasını tozlu raflardan indirmek oldu. 28 Kasım 2015'te Sur İlçesindeki çukur ve hendek olaylarında tek kurşunla hayatını kaybeden Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi dosyası beş yıl boyunca faillerinin bulunmasını bekledi. Yavuz, terör soruşturmalarının yanı sıra onlarca kişinin mağduriyetine neden olan ve Saadet zinciri benzeri bir yöntemle 300 milyonluk vurgun yaptıkları belirlenen Zerya Kuyumculuk soruşturmasını da bizzat yürütmüştü.
ELÇİ DOSYASI AB'NİN YAKIN TAKİBİNDEYDİ
Avrupa Parlamentosunun da yakın takibinde olan ve zaman zaman Türkiye'ye gelen AB delegasyonlarının Adalet Bakanlığından bilgi istediği soruşturmayı iğneyle kuyu kazarak yürüten Ahmet Yavuz, kendi koordinasyonunda terör ve örgütlü suçlar bürosundaki en tecrübeli üç savcıyı görevlendirdi. Olaya ilişkin görüntüler, MOBESE ve güvenlik kamera kayıtları yeniden incelenirken, görgü tanıkları ayrı ayrı dinlendi ve faillerin iki polisi şehit ettikten sonra Tahir Elçi'nin bulunduğu sokağa kaçan teröristler Mahsum Gürkan ile Uğur Yakışır ve bu iki teröristi etkisiz hale getirmek için silah kullanan üç polis oldukları saptandı. Terörist ve polisler hakkında, ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı. AB'nin ülkemize yönelik, imaj zedeleyici ön yargıları soruşturmanın aydınlanmasıyla ortadan kalktı.
PKK VE DEAŞ'A GÖZ AÇTIRMADI
Başsavcı Ahmet Yavuz, terör örgütü DEAŞ'ın Türkiye-Suriye bağlantılı para kaynağına ve yaptıkları transferlere de önemli bir darbe vurdu. Uzun süre teknik ve fiziki takiple izlenen örgütün gizli kripto kuryeleri tek tek yakalandı. 20 kişi hakkında dava açılırken, el konulan milyonlarca lira adli emanete alındı. PKK'nın legal görünümlü uzantısı Demokratik Toplum Kongresi üyelerine yönelik de seri operasyonlarda Kandil ve KCK bağlantılı çok sayıda kişi yakalandı ve haklarında Ağır Ceza Mahkemelerine dava açıldı. PKK'nın Lice'de öldürülen sözde Özel Kuvvetler sorumlusu Doktor Amara kod adlı Müzeyyen Aydınlı'nın üzerinden çıkan şifreli hafıza kartının çözümlemelerini titizlikle yaptıran Başsavcı Yavuz, bu hafıza kartında açık kimlik bilgileri tespit edilen ve dağ kadrosunda silah ve bomba eğitimi aldıktan sonra uyuyan hücreler olarak şehir merkezine geri dönen çok sayıda kamu görevlisi de tek tek yakalanıp, tutuklandı ve kamudaki görevlerinden ihraç edildi. Kırsal alandaki örgütün milis ve işbirlikçi yapılanması yakalanıp haklarında dava açılarak deşifre edildi.
KUYUMCU VURGUNCULARINA OPERASYON
Başsavcı Yavuz'un yürüttüğü en kritik soruşturmalardan biri ise kuyumcu dolandırıcılığı oldu. Saadet Zinciri yöntemiyle aralarında mülki idare amirleri, yargı ve emniyet mensupları başta olmak üzere çok sayıda kamu görevlisinin birikimlerini toplayarak, "Size banka mevduat faizinin çok üzerinde kar payı verelim" diyerek 300 milyonluk vurgun yaptıkları belirlenen Zerya Kuyumculuk soruşturmasını da titizlikle yürüten Başsavcı Yavuz, topladıkları para, altın ve dövizlerle bir gece yarısı Diyarbakır'ı terk eden ve yurtdışına kaçma hazırlıkları yaparken Adana'da nefes kesen operasyonla yakalanan ikisi kardeş üç sanık hakkında da onlarca kişiyi dolandırarak haksız menfaat temin ettikleri gerekçesiyle dava açtırıp yargı önüne çıkarılmalarını sağladı. Başsavcı Yavuz, bu soruşturmanın ardından HSK kararnamesiyle Yargıtay savcılığına atandı.