Başkan Recep Tayyip Erdoğan, iletişim ve yayıncılık faaliyetlerinde tek verici tesisi modeline geçilmesini sağlayan Çamlıca Kulesi Açılış Töreni'nde konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları:
GÜZELLİK KATACAK: Çamlıca Kulesi'nin İstanbul'a yeni bir güzellik katacağına inanıyorum. Aynı modeli şartların müsait olduğu yerlerden başlayarak ülke genelinde yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Böylece hem mükerrer yatırımların önüne geçecek, hem çevre kirliliğini önleyecek ve hizmet kalitesini yükselteceğiz.
BİNALİ BEY'LE ÇOK ÇALIŞTIK: Büyük Çamlıca Camii'nin bitmesiyle birlikte de caminin kıble tarafı işgal altındaydı. Oradaki o metal kuleler adeta orayı işgal etmişti ve görüntü kirliliği vardı. Acaba bunları ara ara mı kaldırsak, yoksa burada farklı bir uygulama mı yapsak, bunları da hep düşündük. Sonunda dedik ki 'Biz yapacağımız kulemize inşallah bunları yerleştirebilir miyiz?' Yerleştiririz. 100 kadar olur mu? Olur ve o ilk adımı attığımız anda Binali Bey'le bunların üzerinde o zaman çok çalıştık. Sonunda sadece ülkede değil, tüm dünyada örnek teşkil edecek bu projeyi başarıyla hayata geçirdik. Kule bünyesindeki sosyal tesisler Türk turizmine önemli katkılar sağlayacak.
ALLAH'IN VERDİĞİ HER NEFESİ BU ŞEHRE HİZMETE HARCAMAK EN BÜYÜK DUAM: İstanbul'a yapılan her hizmet Türkiye'nin tamamına yapılıyor. Tabii bazılarına bu gerçekleri anlatmak ah kardeşlerim, çok zor. Elbette bu şehre kazandırılan her eserin olumlu etkisi dalga dalga tüm Türkiye'ye yayılıyor. İstanbul'u hak etmek için önce bu şehre kalpten gelen bir aşkla bağlı olmak gerekiyor. İstanbul'u şöyle kuşbakışı seyrettiğinizde yüreğiniz kıpır kıpır etmiyorsa, gördüğünüz eksiklikler karşısında da kalbiniz sıkışmıyorsa bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. Semalarımızı beş vakit süsleyen ezanlar sizi alıp başka âlemlere götürmüyorsa, Boğaz'dan esen rüzgârlara kendinizi bırakıp hülyalara dalmıyorsanız bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. Bu şehrin büyüklüğünden kaynaklanan cefasını da en az sefası kadar öpüp başınızın üzerine koymuyorsanız İstanbul'u hak etmiyorsunuz demektir. Çay simidiyle, balık ekmeğiyle, kestanesiyle, lokmasıyla, turşusuyla, mısırıyla, tavuklu pilavıyla, sokaklarındaki tüm lezzetleriyle yaşamıyorsanız bu şehri hak etmiyorsunuz demektir. Tüm ömrümü İstanbul'a hakim değil hadim olmak için harcadım ve bundan zerre kadar da pişmanlık duymadım. Allah'ın verdiği her nefesi bu kente hizmet için kullanmak, en büyük duam.
CHP ÇÖPLÜK PATLATTI BİZ ESERLER YAPTIK
İSTANBUL'A belediye başkanı seçildiğimizde karşımızda öyle bir manzara bulduk ki yüreğimiz dağlandı. İstanbul'un üzerine çöken kara bulutları birer birer dağıttık. CHP 39 vatandaşımızı kaybettiğimiz Ümraniye çöplüğünün patlamasına seyirci kaldı. Onlar patlattı, biz yaptık. Şimdi orada spor tesisleri var. Aramızdaki fark bu.
ÇEVRECİLİK LAFLA DEĞİL İSPATLA OLUR
KİM çevreci? İşte ortada. AK Parti çevreciliğin ispatını bugüne kadar yaptığı yatırımlarla ortaya koydu. Çevrecilik lafla değil ispatla olur. Bunu yapan da biziz. Diktiğimiz ağaçlardan tutun, bu tür eserlere varıncaya kadar. Bu iş aklidir. Milyonlarca ağacı biz ülkemizin dört bir yanına diktik. Bir taraftan teröristler geldiler yaktılar, yıktılar, biz ise o yakılan, yıkılan yerlere hemen, anında ağaçları diktik. AK Parti budur. Öyle lafla peynir gemisi yürümüyor.
KANAL İSTANBUL İÇİN HAZİRAN'DA TEMEL ATIYORUZ
AYASOFYA'YI bir yıl önce açtık. Taksim Camii'ni açtık. Çamlıca Kulesi'nin açılışını gerçekleştiriyoruz. Bitmedi, şimdi inşallah haziran ayının sonunda Kanal İstanbul'u şehrimize kazandırmak üzere temelini atıyoruz. Rahatsız olanlar var, olacaklar, varsın olsunlar. Kanal İstanbul'un üzerinde altı tane köprü göreceksiniz. Bu altı köprüyle adeta Kanal İstanbul'un sağında, solunda 2 şehir inşa edeceğiz. Biz tarihe not düşüyoruz.