İSRAİL CÜRETKARLIĞINI ABD'DEN ALIYOR
İsrail bu kadar pervasız ve cüretkar nasıl davranabiliyor? Çünkü BM'nin ABD ve Fransa gibi daimi üyelerinin kayıtsız ve şartsız desteğinden desteğinden cesaret alıyor. Peki BM bu konuda ne yapabilir? Yaptırım kararları çıkarabilir. Ekonomik, diplomatik ve askeri yaptırımlar uygulayabilir. Bu konuda hiçbir yaptırım kararı çıkmadı. Bunun tek bir sebebi var ABD'nin bunu veto etmesidir. Uluslararası hukukçu olarak biz buna itiraz ediyoruz. Sayın Erdoğan'ın ifade ettiği gibi "dünya 5'ten büyüktür" sözünün hukuki temeleri de var. BM'deki 5 daimi üyeden herhangi biri veto ederse hiçbir kararı uygulayamıyorsunuz.
BM GENEL KURULU ABD'Yİ DEVRE DIŞI BIRAKABİLİR
5 daimi üyenin İsrail konusunda BM'de alınan kararları engellemesi durdurulabilir. Bunun şöyle bir yolu var. "Barış için birleşme" kararına dayanarak BM üyesi 97 ülke biraraya gelerek BM Genel Kurulu'nun toplanmasını ve bu kararın çıkmasını sağlayabilir. BM Genel Kurulu bunu daha önce yaptı. Türkiye bunun başını çekebilir. 57 islam ülkesi zaten BM üyesi. BM Genel Kurulu daha önce Kudüs'ün başkent olma dayatmasını kabul etmedi. BM Güvenlik Konseyi'ndeki bu tıkanmışlık böyle aşılabilir ve ABD ve Fransa gibi daimi üyelerin dayatmaları bu şekilde Bypass edilebilir.
İSRAİL ÇOK AÇIK BİR SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR
İsrail'in uygulamış olduğu katliamlara ve hukuk dışı uygulamalara baktığımızda, bunlar uluslararası hukuk açısından insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamına girmektedir ve savaş suçu olarak değerlendirilmelidir. Uluslararası hukuk açısından çatışma ve savaşın kuraları vardır. Bunlar 1949'da Cenevre Sözleşmesi'nde karara bağlanmıştır. Bir savaş ve çatışmada sivil hedefler vurulamaz. İbadethane, okul ve hasta gibi noktalara saldırılamaz. İsrail'in uygulamalarına baktığımızda bu ihlalerin hepsi var. 58 çocuğu katletti. 192 sivil ölüm var. 1300 sivil yaralı var. Şimdi okulları vurmaya başladı. Enerji kaynaklarını ve su altyapısını vuruyor. Bunlar tipik olarak savaş ve insanlığa suç kapsamına giriyor.
LAHEY, İSRAİL HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATTI
2002 yılından bu yana Lahey'de faaliyet gösteren ve bu konuda yargı yetkisi bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi var. İnsanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları konusunda bu mahkemelerin yargılama yetkisi bulunmaktadır. Filistin 22 Mayıs 2018'de Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvurdu ve İsrail'in savaş suçu işlediğini vurguladı. 3 yıl süren bir araştırma ile Başsavcılık 3 Mart 2021'de bir karar verdi. 2014 yılından bu yana İsrail'in işlediği savaş suçları ile ilgili bir soruşturmanın yürütüleceğinin altı çizildi. Bu suçları işleyen kişilerle ilgili soruşturma açıldı. İsrail'in son saldırganlığı, Lahey'deki savcının elini çok güçlendirecektir. Şu anda Netanyahu ve diğer yetkililer hakkında delil toplanıyor. Bu konudaki bilgi ve belgeler mutlaka Lahey'deki Başsavcılığa ulaştırılması gerekir.
ÖNCELİKLİ OLARAK NETANYAHU YARGILANMALI
Hukuken olması gereken öncelikli olarak Netanyahu'nun Lahey'de yargılanmalıdır. Peki yargılanabilir mi? 2018'te Filistin başvuru yaptığı zaman Lahey'deki savcılar üzerinde baskı kuruldu, soruşturma açmamaları için. Ceza Mahkemesi meclisi, aldığı bir kararla 1967'den bu yana İsrail'in işlediği savaş suçlarının soruşturma yetkilerinin olduğu belirtildi. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin uzaktan yargılama yetkisi yok. Soruşturulan kişilerle ilgili tutuklama çıkarabilir. Netanyahu yönetiminin son saldırıları ve söylemleri çok açık bir şekilde savaş suçları kategorisine girer. Hukuken Netanyahu tutuklanmalı ve Lahey'de yargılanmalıdır.
10 BM KARARI İSRAİL VAHŞETİNİ DURDURAMADI
Filistin meselesi 100 yılı aşkın bir süredir dünya gündeminde. 1948 yılında kurulan İsrail tipik bir terör devleti gibi hareket ediyor. Peki son olaylar nasıl başladı. Şeyh Cerrah mahalesinde evleri ellerinden alınan Filistinlilerin protestosu fitili ateşledi. Dahası, İsrail yönetimi Mescid-i Aksa'ya girerek ibadet eden Müslümanlara acımasızca saldırdı. Bunu Gazze'deki sivil halka yapılan saldırılar izledi. İsrail 2004-2020 yıları arasında, Doğu Kudüs'te 1500 Filistinli aileye ait evi yıktı. 220 bin yeni yerleşim yeri açtı ve İsrailli yerleşimcileri buralara yerleştirdi. Bunu Uluslararası hukuk açısından yapamaz. 1947'de alınan Birleşmiş Miletler kararı var. Kudüs'ün statüsü bu kararla belirleniyor. Bu kararla iki toplumlu, iki devletli bir yapının temeli atılıyor. 1948'ten sonra İsrail işgal yoluyla topraklarını genişletti ve illegal yerleşim yerleri açtı. BM'de alınan 10 karar var ve üçü bağlayıcı. Kudüs'ün nüfus yapısı değiştirilemez. İşgal yoluyla toprak genişletemez. İlhak etmek için çıkarılan tüm yasalar, yargı kararları geçersizdir.
ABD YÖNETİMİ LAHEY'DEKİ SAVCILARI TEHDİT EDİYOR
ABD yönetiminin Netanyahu ve İsrailli yöneticilerin yargılanmasına izin izin vereceğini zannetmiyorum. Trump yönetimi 2018'de Uluslarası Ceza Mahkemesi yargıçlarını ABD'ye sokmayacağını, kararlarını kabul etmeyeceğini ilan etti. Lahey'deki mahkeme İsrailli yöneticiler hakkında tutuklama kararı çıkarırsa ne olur? Gıyabi tutuklama kararı çıkarır ve üye ülkelere gönderir. Üye ülkeler bunu yerine getirmekle yükümlüdür. Ancak ABD'nin küresel baskısı ve gerçekleri göz önünde bulundurursak, bu kararı yerine getirecek ülke sayısı çok azdır. Ama İsrail'in ve Netanyahu yönetiminin savaş suçu ile yargılanması bile çok önemlidir.