İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Polisler, namaz kılan cemaate ses bombaları ve plastik mermilerle saldırdı. Filistin Kızılay'ı saldırılarda şu ana kadar 205 kişinin yaralandığını ifade etti. Sabah.com.tr'ye değerlendirmelerde bulunan Marmara Üniversitesi Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. İsmail Taşpınar, İsrailli siyonistlerin Hristiyanların özel gününde de saldırı düzenlediğini hatırlattı, "Hristiyan dindarlara yapılan saldırı ile dün Müslümanlara yapılan saldırı birleştirilerek ittifaklar ve işbirlikleri oluşturulmalı. Bu saldırılar uluslararası arenada gündemde tutulmalı" dedi. Sabah.com.tr'ye konuşan bir diğer isim olan Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hilmi Demir ise, Cahit Zarifoğlu'nun şiirini hatırlattı, "Kudüs bir sınav kağıdı, İslam dünyası bu sınavdan sürekli olarak kalıyor" dedi. Demir, Kudüs'e Türkiye'den başka sahip çıkan olmadığını ifade etti.
PROF.DR.DEMİR: BU SALDIRILAR HRİSTİYANLAR VE YAHUDİLERİ DE ÜZMELİ
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hilmi Demir, Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları kınayarak başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Kudüs, Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemiz. İnsanlık için, dinler için çok kutsal bir mekan. Bu kutsal mekana yönelik saldırı sadece Müslümanlara yönelik değil. Bu saldırılar Hristiyanlar ve Yahudileri de üzmeli. Buranın kutsallığına hürmetsizlik, insanlığa hürmetsizlik anlamına gelir. Bu ilk değil, İsrail'in saldırıları sistematik ve sürekli olarak gerçekleşiyor.
"TÜRKİYE'DEN BAŞKA SAHİP ÇIKACAK KİMSE KALMADI"
"Bu mübarek ayda, bugün biliyorsunuz kandil, Kur'an-ı Kerim'i indiği bu kandil gününde yapılan bu zulüm tüm Müslümanları, hepimizi derinden yaraladı." diyen Demir sözlerini şöyle sürdürdü:
İslam dünyası bu meselede malesef hiçbir şey yapmıyor. Elimizden bir şey gelmiyor. Kınıyoruz, sonra unutuluyor. Kudüs ne yazık ki sahipsiz. Kudüs'e sahip çıkan bir Türkiye var. Türkiye dışında Kudüs'e ve İslam davasına sahip çıkacak kimse kalmadı.
"İSLAM DÜNYASI KUDÜS SINAVINDA SINIFTA KALDI"
Demir, "Bu saldırı bana Cahit Zarifoğlu'nun şiirini hatırlattı." dedi, "Zarifoğlu, 'Kudüs bir sınav kağıdı' diyor. İslam dünyası bu sınavdan sürekli olarak kalıyor. Sürekli olarak Kudüs'ü sahipsiz bıraktılar." diye konuştu.
Demir, Türkiye'nin güçlü ve müreffeh ülke yolculuğuna dikkat çekti, Türkiye'nin mazlum coğrafyalardaki etkisine değindi. Türkiye'nin bu yolculuğu sürdürerek daha da güçlenerek Kudüs'ü ayağa kaldırabilecek tek ülke olduğunu belirtti.
(Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hilmi Demir)
Demir'in sözleri şöyle:
Kudüs'e yapılan saldırılara karşı çıkmak, mazlum milletlere sahip çıkmak istiyorsak güçlü ve müreffeh bir Türkiye için mücadele etmeyi sürdürmeliyiz. Güçlü bir Türkiye, güçlü bir Türk ordusu, Suriye'de Libya'da neler yapabildiğimizi gördük. Türkiye ayağa kalkarsa Kudüs ayağa kalkar. Kudüs sınavı güçlü bir Türkiye sınavıdır...
(Marmara Üniversitesi Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. İsmail Taşpınar)
PROF.DR:TAŞPINAR: BU SALDIRI FİLİSTİNLİ VE ARAPLARI TAMAMEN ORTADAN KALDIRMA PLANININ UZANTISIDIR
Marmara Üniversitesi Kudüs Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. İsmail Taşpınar, Mescid-i Aksa'daki alçak saldırıya tepki gösterdi.
Sabah.com.tr'ye konuşan Tapınar şunları söyledi:
Bu saldırı aslında İsrail'in, siyonist yapının Filistinli ve Arapları tamamen ortadan kaldırma plan ve projelerinin uzantısıdır.
Saldırı Müslümanların en kutsal kabul ettiği, mukaddes bir camii, harem olan Mescid-i Aksa'da gerçekleşti. Bu saldırı yine son 20 yıldır uygulanan müslümanların kutsal mekanlarını ele geçirme projeinin uzantısıdır.
"HAREM-İ İBRAHİM CAMİİ'NE EL KONULMASINA SES ÇIKARILMAMASI SONRASI SALDIRILAR RUTİN POLİTİKA HALİNE GELDİ"
23 sene önce El Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Yahudi bir fanatik tarafından girişilen katliam sonrasında, güvenlik gerekçesiyle önce ibadete kapatılmış ardından üçte ikisi sinagoga çevrilerek Yahudilerin kullanımına verilmişti.
Taşpınar bu olayı hatırlattı, "Bir Yahudinin sabah namazını kılan Filistinlilere açtığı ateşle 30 Müslüman şehit edildi. Orada fatura Müslümanlara kesildi. Caminin yarısına el konuldu ve Müslümanların elinden alındı" dedi.
Taşpınar sözlerini şöyle sürdürdü:
Burada başarılı olduktan sonra Müslüman aleminden ses çıkmadığı için Arapların, özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere Arap Birliği Teşkilatı'nın bireysel açıklamalarla bu süreci geçiştirmesi, toplu ambargo uygulayamaması, ticari ilişkileri gözden geçirecek girişimlere kayıtsız kalması sonucu, siyonistler maalesef Golda Meir'dan itibaren İslam dünyasının sessiz kalacağını bilerek tüm dünyanın gözü önünde kutsallara ve Müslümanlara saldırmayı rutin bir politika haline getirdi.
"CİDDİ KARARLAR ALINMAZ İSE MESCİD-İ AKSA'NIN BULUNDUĞU MEKANA EL KONULARAK TAMAMLANACAK BİR SÜRECE DOĞRU GİDİLEBİLİR"
Güçlü bir tepki ve ciddi kararlar gerektiğini belirten Taşpınar şu ifadeleri kullandı:
Bu politikanın durdurulması için öncelikle Arap dünyası, sonra Müslüman toplumların yoğunlukt aolduğu ülkeler ciddi kararlar alarak tepki göstermeli. Ciddi kararlar alarak tepki konulmaz ise bu saldırılar artarak devam edecek. Hatta belki de Mescid-i Aksa'nın bulunduğu mekana el koyarak tamamlanabilecek bi sürece gidilebilir.
"TEPKİLER SÖZLE KALIRSA BİR ETKİSİ OLMAYACAĞI BİLİNMELİ"
İsrail'in Mescid-i Aksa zulmüne tepkinin uluslararası arenada da verilmesi gerektiğini belirten Taşpınar, Trump sonrası ABD'de değişen yönetim ve yeni düzene dikkat çekti; "Uluslararası konjonktür ele alınarak ciddi tepkiler verilmeli, tepkiler sözle kalırsa etkisi olmayacağı bilinmeli" diye konuştu.
"ARAP ÜLKELERİ VE MÜSLÜMANLARIN YOĞUN OLDUĞU ÜLKELERDE BU BİLİNÇ GELİŞTİRİLMELİ"
İsrail mallarına boykotun önemine dikkat çeken Taşpınar, "Filistin ve Filistinlilere duyarlı insanların da uluslararası kampanyalara katılması, özellikle işgalin olduğu bölgelerde üretişen mallara boykotun desteklenmesi önemli." dedi.
Taşpınar sözlerine şöyle devam etti:
Arap ülkeleri ve Müslüman nüfusu yoğun olan ülkelerde de bu bilinç oluşturulmalı. Özellikle de ülkemizde Kudüs adıyla var olan sivil toplum kuruluşları bu bilinci yaymada etkin olmalıdır.
"HRİSTİYANLARLA İTTİFAK VE İŞBİRLİĞİ İLE GÜNDEMDE TUTULMALI"
İsrailli siyonistlerin, Hristiyanların da sevinç yaşadıkları kutsal günlerini zehir ettiklerini hatırlatan Taşpınar, Müslümanların da benzer bir durumu yaşamasına vurgu yaptı. Taşpınar, Hristiyanlara ve Müslümanlar ayapılan bu saldırının aynı anlama geldiğini ifade etti, ittifak ve işbirliğine gidilmesinin önemine değindi.
Taşpınar, "Hristiyanlara saldırarak , sevinçlerini kursakta bırakan, günlerini zehir eden İsrailli siyonistler, Müslümanların da sevinçli günlerini bilerek dünya çapında Müslümanlara rahatsızlık vermek için sorumsuzluk göstermektedirler. Hristiyan dindarlara yapılan bu saldırılar ile Müslümanlara yapılan saldırıyı birleştirerek ittifaklar ve işbirlikleri geliştirilmeli, bu durum uluslararası arenada gündemde tutulmalıdır.
Buna son verilmesi için İsrail ile görüşülmeli ve gereği yapılmalıdır diye düşünüyorum.
MESCİD-İ AKSA'YA BASKIN
İsrail polisi, Mescid-i Aksa'ya girerek ses bombalarıyla cemaate saldırdı. İsrail polisi ayrıca Şeyh Cerrah Mahallesindeki Filistinlilere destek veren Arap milletvekillerine de saldırdı. İsrail polisinin, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Eski Şehir bölgesinin Şam Kapısı ve Şeyh el-Cerrah mahallesinde Filistinlilere yönelik saldırılarında yaralananların sayısının 205'e yükseldiği bildirildi. Yapılan saldırının ardından Türkiye'den de tepkiler peş peşe geldi. 'Filistinlilerin yerlerinden edilmesinden derin endişe duyduğunu' açıklayan ABD'den, tansiyonun düşürülmesi çağrısı geldi. AA çalışanları da İsrail polisinin kullandığı plastik mermilerle yaralandı.