1915 olaylarına Ermeni soykırımı denmesine karşı çıkıp, Ermeni diasporasına da tepki gösteren Hrant Dink 19 Ocak 2007'de Şişli'de genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesi önünde suikaste uğramıştı. Cinayete ilişkin ilk yargılama 17 Ocak 2012'de karara bağlandı. Dönemin özel yetkili savcıları cinayeti Ergenekon terör örtüğünün işlediğini öne sürerken, mahkeme sanıklara cinayetten cezalar verdi, ancak terör örgütü üyeliğinden ceza vermedi. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi 13 Mayıs 2013'te terör örgüt yönünden verilen beraat kararını bozdu. Yargıtay sanıkların "silahlı terör örgütü değil" de "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt üyesi" olarak yargılanmaları gerektiğine karar verdi. Mahkeme yeniden yapılan yargılama sonunda 17 Temmuz 2019'da bu kez Yasin Hayal'e "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" suçundan, Ogün Samast, Erhan Tuncel, Zeynel Abidin Yavuz, Tuncay Uzundal, Ahmet İskender ve Ersin Yolcu'ya da "silahlı suç örgütü üyeliğinden" cezalar verdi.
17 ARALIK'TAN SONRA FETÖ DEŞİFRE OLDU
Cinayetteki FETÖ parmağı ise bu örgütün 17-25 Aralık 2013'te Hükümete yönelik darbe girişiminin ardından açığa çıktı. Daha önce cinayete ilişkin soruşturmayı yürüten özel yetkili savcıların FETÖ'cü oldukları ortaya çıktı. Savcı Selim Berna Altay dışında Fikret Seçen, Muammer Akkaş, Hikmet Usta gibi ilk başta Dink soruşturması ve davasına bakan hakim ve savcıların tamamı FETÖ'den tutuklandı veya yurtdışında kaçtı.
25 Aralık operasyonunu yapan savcı Muammer Akkaş, Dink cinayetinde ihmali olan kamu görevlileri hakkında soruşturmayı da yürüten savcıydı. FETÖ'nün talimatıyla bu kez Hükümeti yıpratmak için operasyona kalkışan Akkaş, başarısız olunca yurtdışına kaçtı. Akkaş'ın 3 yıl boyunca Dink cinayetindeki şüpheli kamu görevlileriyle ilgili hiç bir işlem yapmadığı, dosyayı sümen altı ettiği ortaya çıktı. Akkaş'ın yerine görevlendirilen Cumhuriyet savcıları, cinayete ilişkin önemli ayrıntılara ulaştı. FETÖ'cü eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in aralarında olduğu 26 kamu görevlisi hakkında dava açıldı.
15 TEMMUZ'DAN SONRA HER ŞEY NETLEŞTİ
15 Temmuz darbe girişiminin ardından genişletilen soruşturmada ise FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz ile birlikte o dönem İstanbul İl Jandarma Komutanlığında görevli Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ve gazeteciler Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz, Faruk Mercan, Ercan Gün'ün aralarında bulunduğu 8'i firari 51 kişi hakkında üçüncü bir dava açıldı. Kamu görevlileri ve gazetecilerin yargılandığı davalar birleştirildi ve yaklaşık 5 yıl sürdü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi "başkasını araç olarak kullanmak suretiyle Hrant Dink'i tasarlayarak kasten öldürme" suçundan geçtiğimiz 26 Mart'ta FETÖ'cü eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'i ağırlaştırılmış müebbet, eski jandarma albay Muharrem Demirkale'yi müebbet hapse mahkum etti. 26 sanığa ağır cezalar veren mahkeme, cinayette FETÖ'nün rolünün tamamen açığa çıktığını belirterek, tetikçi Ogün Samast ve arkadaşları hakkında da yeni deliller ışığında "FETÖ silahlı terör örgütü üyeliğinden" soruşturulma yürütülmesi için savcılığa ihbar ve suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
YENİ SORUŞTURMALAR
Kararda "Dink cinayetinin FETÖ'nün talimatları, amaç ve idealleri doğrultusunda işlendiğini" kaydeden mahkeme heyeti, daha önce cinayetten mahkum olan tetikçi Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in "FETÖ üyeliğinden" de yargılanmaları için savcılığa ihbarda bulunmuştu. Mahkemenin bu ihbarı üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni bir soruşturmaya başladı. Katillerin FETÖ bağlantılarını araştıran savcılık, mahkemenin suç duyurusu üzerine, Samast'ın "Cinayetten sonra beni Samsun'da Şeniz Dervişoğlu'nun adamları karşılayacak ve kaçıracaklardı" şeklindeki ifadesini de araştırıyor. Savcılık ayrıca Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ve Faruk Sarı hakkında "Anayasayı ihlal" suçundan da soruşturma yürütüyor.