Terör örgütü PKK ile organik bağını bir türlü koparamayan, terör ile arasına mesafe koyamayan HDP, Millet İttifakı'nda her geçen gün yeni bir kriz çıkarıyor. Son olarak sözde Ermeni soykırımı ile ilgili bir bildiri yayınlayarak, Türkiye'yi hedef alan ve sözde soykırımı tanıma çağrısı yapan HDP bardağı taşırdı. TBMM'de, ABD'nin sözde soykırımı tanımasına tepki göstermek için hazırlanan bildiriye de destek vermeyen HDP'ye İYİ Parti'den çok sert bir tepki geldi. İYİ Parti Sözcüsü Yabuz Ağıralioğlu, "Eğer yüzleşmeden bahsedecekseniz önce PKK denilen alçaklıkla yüzleşeceksiniz!" derken, HDP bu çıkışa sessiz kalmadı. HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, sert sözlere hakaretle karşılık verdi.
İYİ PARTİ: PKK DENEN ALÇAKLIKLA YÜZLEŞİN
İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, HDP'nin sözde soykırım ile yüzleşme ve tanıma çağrısına ateş püskürdü. Ağıralioğlu, HDP'ye deyim yerindeyse açtı ağzını yumdu gözünü...
İYİ Parti Sözcüsü Ağıralioğlu, HDP'nin Türk halkını 'soykırım' ile suçlayan bildirisine şu sert ifadelerle teğki gösterdi:
Soykırım iftirası atan HDP:
Eğer soykırımla yüzleşin diye ahlâksız bir teklif yapıyorsanız; size mevcut isimleriniz değil, Antranik, Tehliryan gibi Taşnakçı isimleri yakışır!
Eğer yüzleşmeden bahsedecekseniz önce PKK denilen alçaklıkla yüzleşeceksiniz!
HDP: YAVUZ İT HAVLAMIŞ YİNE
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu gerilimi krize çevirecek bir ifade ile Ağıralioğlu'na yanıt verdi. Kenanoğlu, "Yavuz it havlamış yine...' ifadelerini kullandı.
Kenanoğlu, hakaret içerikli sözlerinin tepki çekmesi sonrası bir paylaşım daha yaptı, şu ifadeleri kullandı:
"Yavuz İt" bir kavramdır.
Türkçeyi Türk Atasözlerini bilenler bunu bilir.
Bir kişiyi değil bir tanımı ifade eder.
Bu tanıma uyduğunu düşünen herkes üzerine alınabilir.
NE OLMUŞTU?
1915 olaylarını ABD Başkanı Joe Biden, skandal bir siyasi karar ile 'soykırım' olarak nitelendirmişti. Türkiye, ABD'ye sert tepki gösterirken, HDP hariç tüm siyasi partiler de aynı çizgide birleşmişti. HDP, daha Biden 'soykırım' ifadesini kullanmadan bir bildiri yayınlamış, Türk Milleti'ni 'soykırım' ile suçlamıştı. Skandal bildiride Türkiye'ye yüzleşme çağrısında bulunulmuştu. Ermenistan'ın bile kullanmayacağı ifadeler kullanan HDP'ye siyasilerden tepki yağmıştı. Millet İttifakı'nda da HDP'nin bu çıkışı büyük kriz çıkarmıştı.
CHP - HDP tartışmasında yeni perde: Muhalefetteki sözde soykırım tartışması büyüyor!
İŞTE HDP'NİN SKANDAL 'SOYKIRIM' BİLDİRİSİ
Merkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:
24 Nisan 1915 günü, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 250 Ermeni aydın ve siyasetçi evlerinden alınarak zorla sürgüne gönderildi ve katledildi. Bu tarih, Ermeni Soykırımı'nın başladığı gün oldu. Ermeni halkı, binyıllardır yaşadığı anayurdundan sürülerek, büyük oranda katledildi. Anadolu Hristiyansızlaştırıldı. Soykırım neticesinde mülkiyet ve kültürel varlık kamu iradesiyle el değiştirdi.
Türkiye Ermeni Soykırımı ile 106 yıldır yüzleşmedi. Yüzleşilmeyen suç tekrarladı, yüzleşilmeyen suç, bugünlere taşındı. Büyük suç cezasız kaldı, ayrımcılık ve nefret suçları sıradanlaştı.
Ermeni Soykırımı her şeyden önce; insani, hukuki ve toplumsal bir mesele olarak bugün adil bir şekilde yüzleşilmesi ve kabul edilmesi gereken bir meseledir. Bu mesele hem iç siyasi hesaplaşmalara hem de dış siyasetteki politik muhasebe ve konumlanmalara kurban edilecek bir mesele değildir. Bu tarihsel, toplumsal ve insani meselenin, devletlerarası siyasette Türkiye ile yaşanan ilişkilerin ve politik konjonktürün bir sonucu olarak gündeme getirilmesi kabul edilemez. Ermeni Soykırımı bu topraklarda yaşandı ve adaleti bu topraklarda sağlanmalıdır.
Ermeni soykırımı, yüzyılın başında devlet içindeki karanlık odakların ve katliamcı çizginin halklara reva gördüğü bir siyasetin sembolü haline gelmiştir. Rum, Süryani, Keldani, Kürt, Alevi ve Êzidî halklarına reva görülen ve bugün de sürdürülen katliamcı siyasetin şifrelerini ve soykırım mekanizmasının mahiyetini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bu katliam ve kıyım mekanizmasıyla yüzleşmek, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin, bir arada ortak yaşamın olmazsa olmazıdır.
106'ncı yıldönümünde bu toprakların kadim halkı olan Ermenilere karşı gerçekleştirilen soykırımı, yaşanmış olan büyük felakMerkez Yürütme Kurulumuzun açıklaması:
24 Nisan 1915 günü, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 250 Ermeni aydın ve siyasetçi evlerinden alınarak zorla sürgüne gönderildi ve katledildi. Bu tarih, Ermeni Soykırımı'nın başladığı gün oldu. Ermeni halkı, binyıllardır yaşadığı anayurdundan sürülerek, büyük oranda katledildi. Anadolu Hristiyansızlaştırıldı. Soykırım neticesinde mülkiyet ve kültürel varlık kamu iradesiyle el değiştirdi.
Türkiye Ermeni Soykırımı ile 106 yıldır yüzleşmedi. Yüzleşilmeyen suç tekrarladı, yüzleşilmeyen suç, bugünlere taşındı. Büyük suç cezasız kaldı, ayrımcılık ve nefret suçları sıradanlaştı.
Ermeni Soykırımı her şeyden önce; insani, hukuki ve toplumsal bir mesele olarak bugün adil bir şekilde yüzleşilmesi ve kabul edilmesi gereken bir meseledir. Bu mesele hem iç siyasi hesaplaşmalara hem de dış siyasetteki politik muhasebe ve konumlanmalara kurban edilecek bir mesele değildir. Bu tarihsel, toplumsal ve insani meselenin, devletlerarası siyasette Türkiye ile yaşanan ilişkilerin ve politik konjonktürün bir sonucu olarak gündeme getirilmesi kabul edilemez. Ermeni Soykırımı bu topraklarda yaşandı ve adaleti bu topraklarda sağlanmalıdır.
Ermeni soykırımı, yüzyılın başında devlet içindeki karanlık odakların ve katliamcı çizginin halklara reva gördüğü bir siyasetin sembolü haline gelmiştir. Rum, Süryani, Keldani, Kürt, Alevi ve Êzidî halklarına reva görülen ve bugün de sürdürülen katliamcı siyasetin şifrelerini ve soykırım mekanizmasının mahiyetini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Bu katliam ve kıyım mekanizmasıyla yüzleşmek, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin, bir arada ortak yaşamın olmazsa olmazıdır.
106'ncı yıldönümünde bu toprakların kadim halkı olan Ermenilere karşı gerçekleştirilen soykırımı, yaşanmış olan büyük felaketi ve insanlık trajedisini yüreğimizde hissediyor, katledilenleri saygı ve rahmetle anıyoruz.