İstanbul Üsküdar'da genç bir kadının camiye girmemesi gerektiğini iddia eden şahıs, Peygamber Efendimizin bununla ilgili bir hadisi olduğunu söyleyip, kadının hadislerden uzak yaşadığını belirterek "Peygamberin hadislerini okuyun." dedi. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olduğunu söyleyen kadın ise "Sizden daha çok şey bildiğime yemin edebilirim." diyerek tepkisini dile getirdi ve camiden uzaklaştı.
SOSYAL MEDYADA BÜYÜK TEPKİ ÇEKTİ
Tartışmanın yaşandığı sırada vatandaşlardan birinin o anları kayıt altına alması ve sosyal medya üzerinden paylaşmasıyla birlikte, Twitter kullanıcıları da büyük tepki gösterdi.
BÜYÜK SKANDALA İLAHİYATÇILARDAN SERT TEPKİ
Marmara İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Köse ve Dr. Hüseyin Kayapınar konuyla ilgili sabah.com.tr'ye özel açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Ali Köse, görüntülerde yer alan genç kadının öğrencisi olduğunu ve İstanbul'a birkaç günlüğüne ziyarette bulunduğunu belirterek, "Namaz vakti olduğunda, cemaatin olmadığı aralıkta namazını kılmak istemiş. Maalesef bu tür vakalarla karşılaşıyoruz. Bunun dinde olup olmadığına dair bir noktaya temas edecek olursak; bu bal gibi de dinde var." dedi.
PEYGAMBER EFENDİMİZ VE HAZRETİ ÖMER DÖNEMİNDEN ÖRNEKLER VERDİ
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ve Hz. Ömer döneminden örnekler veren Prof. Dr. Ali Köse, şu ifadeleri kullandı:
Marmara İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Köse
"Peygamber Efendimiz zamanında kadınların camide olduğuna dair elimizde birçok veri var. Çocukların camide olduklarına dair birçok veri var. Ondan sonra da en önemli verilerden biri de Hz. Ömer zamanında… Hz. Ömer Cuma namazını kıldırıp hutbe okurken, o dönemde nikahlardaki mehir miktarı yükselmeye başlamış, kadınlar daha fazla mehir miktarı talep etmeye başlamış. Hz. Ömer de bu taleple ilgili hutbede konuşurken, cemaatte kadınlar da var. Bir kadın kalkıp Hz. Ömer'e ayet-i kerime okumuş. O ayet-i kerime de kadınlara bu hakkı tanıyor. Kadın bu ayeti okuyunca Hz. Ömer söylediğine pişman olup 'Kadın haklı' demiş. Şimdi böyle örnekler varken, kadının ibadethaneye alınmasının engellenmesi dini açıdan kabul edilemez bir şey. Onu geçelim; bireysel tercihler açısından da kabul edilemez bir şey. Bunu kırmamız gerekiyor. Çoğunlukla kırdık. Bu gibi vakaların meydana gelmesi üzücü. Ama genelde durum o kadar da vahim. Gerekli tepkiler verildi. Daha kötüsü, olayın meydana geldiği Mihrimah Sultan Camii bir geçiş noktası. Yani insanların Üsküdar'a gelip, gemiye binip karşıya geçtikleri bir transfer noktası. Dolayısıyla bu gidiş gelişleri yapanlar kadınlar, sadece erkekler değil. Biz de eşimle ve çocuklara gittiğimiz zaman o camide namaz kılıyoruz. Dolayısıyla o cami cemaatinin alışık olmadığı bir görüntü değil. Kadınlar için ayrılmış çok da güzel bir bölüm var. Umarım bu tepki, bireysel ve yerel tepki olarak kalır. Umuyoruz gerekli tepkiler gösterilir. Zaten bu öğretmen hanım kardeşimiz, kendisi de bir açıklama yaptı. Olayın büyütülmemesi yönünde Twitter'da bir açıklaması var. Sağ duyulu hareket etti. Umarız bu son vaka olur. Kadınların camideki varlığını kısıtlamaya yönelik elimizde hiçbir dini veri yok. Dolayısıyla bunu ortaya sürenler dinden hareketle değil, yanlış bilgilerle hareket ederek ortaya sürüyorlar. Bu dinin Peygamberi, Veda Hutbesi'nde çok radikal önerilerde bulunuyor. Onlardan en önemlisi; kadınların emanet oldukları yönünde."
DR. HÜSEYİN KAYAPINAR: DİNİN GEREĞİ DEĞİL, DİNE AYKIRI
Dr. Hüseyin Kayapınar da Üsküdar'da yaşanan skandal olaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Camiden çıkan bir vatandaşın böyle bir tepki de bulunmasının dikkate alınmaması gerektiğini belirten Hüseyin Karapınar, "Kadınlar camiye girebilirler. Bunun bir sakıncası yok. Onların orada camiye sokulmaması dinin gereği değil, dine aykırı bir şey olur.