Son dakika haberleri: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Ömer Çelik'in konuşmasından öne çıkanlar:
"Diyarbakır annelerimizin eylemi sürüyor. Onlara sevgi ve saygılarımızı gönderiyoruz. Kaçırılan 83 çocuğun yaşı 18'in altında. Terör örgütünün acımasızlığını ortaya koyan bir tablodur bu.
BİDEN'DAN TARİHİ SKANDAL
1915 olayları konusunda ABD'de sürdürülen geleneksel politika ilk defa bir Amerikan başkanı tarafından terk edilmiş oldu. Asla kabul etmeyiz ve şiddetli bir biçimde kınadığımızı ifade ediyoruz. Hukuki temeli olmayan, tarihi dayanağı olmayan bir yaklaşımdır. İlk defa bir ABD Başkanı'nın böyle fanatik bir gruba teslim olduğunu görüyoruz. Maalesef son derece dar bir bakış açısı ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. 1915 olaylarında soykırım olarak adlandırılabilecek bir içeriğin olmadığı net bir şekilde ortaya konmuştur. Tarihi açıdan, siyasi açıdan ve hukuki açıdan Sayın Biden'ın söylemi yanlış bir söylemdir.
Yüzyıl sonra Sayın Biden hangi hukuki dayanaklarla bu kararı vermiş, bizim bilmemiz mümkün değil. Ermenistan ile aramızda güven artırıcı planları artırmak istedik. Ermenistan da bunu istemiştir. Ancak sonradan bozuldu. Türkiye bu meseleye özgüvenle yaklaşırken, Ermenistan bu şekilde yalklaşmıyor.
AÇIKLAMANIN ZAMANLAMASI DA YANLIŞ OLDU
Bu meselenin çözülmesini istemezler. Açıklamanın zamanlaması da yanlış olmuştur. Karabağ'daki zaferden sonra 6'lı bir mekanizme kurulacaktı. Buraya Ermenistan da davet edilmişti. Bu büyük bir imkandı. Mins üçlüsünün hiçbir şeyi çözmeyen tutumu, burada da kendisini göstermiştir. Biden bu açıklamasıyla her şeyin önüne set çekmiştir. Normalleşme çalışmaları Biden tarafından sabote edilmiştir.
Hukuki dayanağı olmayan bu karar ne için verilmiştir? Bu Ermeni fanatik grupların etkisiyle gerçekleşti. Türkiye mücadelesine devam edecek. Türkiye'ye zarar vermeye devam edecekler, ama bu diaspora ile mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim Ermeni milleti ile bir sorunumuz yok.
"ARŞİVLERİMİZ AÇIKTIR"
Bir kere daha bunu şiddetle kınıyoruz. Bunu milletimize dönük bir iftira olarak kabul ediyoruz. Reddediyoruz. Ne oldu bilmek isteyenler için arşivlerimiz açıktır. Cumhurbaşkanımız da bunu sürekli dile getiriyor. Türkiye her zaman hazırdır. Bu, Türkiye açısından bir sonuç doğurmayacaktır. Biden'ın açıklamasının negatif sonuç doğuracağı taraf Ermenistan'dır. Normalleşme sürecini kaçırmıştır.
'HDP'NİN PKK KATLİAMLARIYLA YÜZLEŞMESİ GEREKİR'
TBMM'de siyaset yapanların en hassas olması gerekirken, maalesef HDP bu konuda son derece vahşi bir tutum almıştır. Hukuken, tarih ve siyaset açısından özenli bir dil kullanılması gereken bu konuda milletimizi, tarihimizi suçlayan bir açıklama yapmıştır. Bunu söyleyenlerin PKK katliamıyla yüzleşmesi gerekir. Diyarbakır Anneleri'nin sesini duymayacaksınız ama milletimize iftira eden, hiçbir geçerliği olmayan soykırım iftirasına dönük olarak bir yabancı devlet başkanının sözleri karşısında esas duruşa geçeceksiniz. Neyse ki yüce meclis her zaman olduğu gibi bu konudaki milli tutumunu ortaya koymuş ve bunu temin etmiştir. Kardeş Azerbaycan'a, sayın Aliyev'e ve Azerbaycan'daki 48 partiye şükranlarımızı sunuyoruz, yanımızda yer aldılar.
'TÜRKİYE HER ZAMAN KKTC'NİN YANINDADIR'
KKTC Başkanı Sayın Tatar dün Türkiye'yi ziyaret etti. Rum-Yunan tarafının maksimalist politikaları hiçbir şekilde çözüme yanaşmadı.
Maalesef önceki cumhurbaşkanı Akıncı, görev süresinde yaptığı çirkin açıklamalara birini daha eklemiştir. Sayın Tatar'a hoş olmayan bir ifadede bulunmuştur. KKTC Cumhurbaşkanlığı makamında bu kadar çirkin söylemi görev döneminde yürüten birisinin emekli olduktan sonra daha aklı başında bir yaklaşım üretmesi beklenirdi. KKTC'nin her zaman yanındadır Türkiye. Hak ve menfaatlerinin gasp edilmesine müsaade etmeyecektir.
'27 NİSAN MUHTIRA GELENEĞİNİN SON HALKASIYDI'
27 Nisan Türkiye'deki darbe, muhtıra geleneği gibi süreçler aslında. Bizim iktidarlarımız döneminde önemlidir. Bir muhtıra teşebbüsünde bulunulmuştu 27 Nisan gecesinde ve ilk defa bir hükümet tavır koydu. Daha önceki muhtıralarda 'hükümet gereğini yapsın' denirdi ve hükümetler maalesef gereğini yaparlardı ve demokrasimiz sakatlanırdı. O gece bu olduğu andan itibaren toplandık. Verilen karar, başbakanımız tarafından, bedeli ne olursa olsun sonuna kadar gidilmesi, buna cevap verilmesi gerektiği şeklindeydi. Bu çirkin muhtıra geleneğinin siyaseti, demokrasiyi nasıl kirlettiği, aynı şekilde TSK'yı nasıl zor durumda bıraktığını gösterdi bu.
Türk siyasi tarihinde ilk defa bir muhtıra kabul edilmemiştir. Kabul edilseydi muhtıra olacak şey, kabul edilmediği için kağıt parçası olmuştur. Demokratikleşme açısından devrimci bir adımdır bu. Bu geleneğin siyaseti ve silahlı kuvvetlerimizi nasıl yıprattığı biliniyor. Görevde bulunanlar tarafından muhtıra geleneğinin son halkasıydı bu. Hala tutup emekli amirallerin böyle bir bildiri yayımlaması ne kadar basiretsiz bir yaklaşım içerisinde olduklarını gösteriyor. Siyasete her müdahale siyaseti sakatladığı gibi orduyu da kirletir. 27 Nisan-28 Nisan gazetelerine baktığınızda Meclis'te görev alanların 'Hükümet gereğini yapmalıdır' beyanlarını görürsünüz. 27 Nisan'da hükümetin güçlü bir tavır ortaya koymasıyla bu gelenek kesilmiş oldu.
KILIÇDAROĞLU'NUN BİDEN AÇIKLAMASI
Bu olay olduğu andan itibaren, yakın zamanda yaşadığımız olaylardan ders çıkarılmıştır diye bir temennim vardı. Böyle bir durum karşısında Biden'a hiçbir şey söylememek siyasi akıl ile izah edilebilecek bir şey değildir. Bu açıklamaya bir 'ama' yerleştiren zihniyet yapısı, kendi ülkesini suçlama şeklinde devam ediyor. Yapması gereken en güçlü şekilde cevap vermek. Türkiye Cumhuriyeti'ni savunmayı sadece bize bırakıyorsanız biz bunu yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.
Siyasi akıl ile izah edilecek bir durum değil. Burada çok büyük bir duruş problemi var. Yanlış bir yaklaşım. Dış politika ile ilgili siyasi partilerin farklı yaklaşımları olacaktır, muhalefet partileri en güçlü şekilde ses çıkaracaktır. Hükümet de kendi tezlerini savunacaktır. Ama yabancı bir devletin Türkiye'ye yaptığı haksızlığı buna bağlamak, karşı tarafın milletimize ve ülkemize yönelik iftirasına meşruiyet atfetmek anlamına gelir. Maalesef yönüü kaybetmiş biryaklaşım. Ortak ses 'topyekun bunu kınıyoruz' olmalıdır.
SON DAKİKA: AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten önemli açıklamalar | Video